5- "bu çiçekler senin için"

1.5K 171 168
                                    


Jungkook bakışlarını kenetlediği yerden ayırmadan, arkadaşlarına sahte de olsa bir evlilik yapmış olduğunu nasıl söyleyeceğini düşünüyordu. Nasıl böyle bir şeye kalkışmalardı... Ne büyük aptallıktı ama!

Bir yanı bunun basit, değersiz bir kağıt parçasından başka bir şey olmadığını söylerken, diğer yanı merak ediyordu.. O oğlanda ne gördü de en çok korktuğu şeyi güle oynaya yapma cesaretini göstermişti?

Las Vegas'ta yapılan evlilikler romantik komedi filmlerinin vazgeçilmeziydi. Yazılı olmayan bir kanun vardı; alkollüysen ve Las Vegas'taysan mutlaka o kiliseyi ziyaret etmeliydin. Ancak insanlar bunu "aşık olduğu" ve delilik yapmak için yanıp tutuştuğu insanlarla yaparlardı. Birkaç saat takıldığı insanla böyle bir salaklık yapmazdı aklı başında olan herkes... Belli ki bu ikilinin aklında beyin yerine başka şeyler hüküm sürüyordu.

Sessizliği koca odanın içinde uğultuya dönüşürken, bir süre daha bunu söylememeye karar verdi. Sonuçta geçerliliği yoktu bu evliliğin ve durduk yere arkadaşlarının eline dalga geçebilsinler diye malzeme vermek istemiyordu. Gerekirse internette abuk subuk sitelerde araştırma yapar, hiç işin içinden çıkamazsa eyaletin bir ucundaki avukata gider sorar ama yine de Seokjin'e ağzını açıp tek bir soru sormazdı. Sonuçta canına susamamıştı.

Jungkook, Seokjin'in oturma odasına girişiyle, dalgın haline bir umut çeki düzen verip, sanki beynini kemiren devasa problemler yokmuş gibi bakışlarını televizyona çevirerek, normalde hiç izlemeyeceği dizilerden birini büyük bir ilgiyle izlemeye başladı.

"Al bakalım, seninkiyle alakalı her şey bu dosyanın içinde."

Seokjin, dosyayı oturma odasının ortasında bulunan sehpaya doğru bırakırken, bakışlarını Jungkook'un umarsız gözüken ancak takıldığı oğlanın kim olduğunu deli gibi merak eden ifadesinde gezdirdi.

İkili sessizce oturma odasında oturmaya devam ederken, Jungkook oturuşunu dikleştirmiş, Seokjin'in özenle hazırladığı dosyaya uzanmıştı. Sayfalarını kaygısız bir ifadeyle çevirdiğinde, Hoseok elindeki kahveyle içeriye girmiş, Seokjin'in omzuna vurarak,

"Ne diye zahmete girip dosya hazırladın ki? Sorsaydın sevgiline, o anlatırdı her şeyi sana."

Hoseok büyük bir kahkaha patlattığında, Jungkook da kendini tutamayarak ona eşlik etmiş, öylesine başlayıp ciddi bir yere doğru giden bu ilişkiyi kınayarak söylenmeye başlamışlardı.

Seokjin, gözlerini devirerek ikisinin kahkahasını dinlerken arkasına yaslanıp, kollarını iki yana açarak, gayet rahat bir tavırla,

"Bu odada bana laf söyleyecek en son insan sizsiniz." Başıyla Hoseok'u işaret edip,

"Biri kimden hoşlandığına karar veremeyip, her gece sosyal medya hesaplarına bakmaktan öteye gidemez. Biri," bakışlarını Jungkook'a çevirip devam etti.

"Pembe saçlı kahramanımızın kim olduğunu deli gibi merak eder ama altı boş egosundan ötürü bir türlü sesli bir şekilde ifade edemez. Zihninde onunla yaşadığı anları zavallı bir umutla yeniden yaşatmaya çalışır... Demem o ki, aranızdaki en cesur adam benim. Gittim Namjoon'un çalıştığı büroya ve çatır çatır söyledim onunla sevgili olmak istediğimi. Sonuç, işte buradayız. İki haftalık taze sevgili."

Tek gözünü sinir bozucu bir şekilde kırptıktan sonra, Hoseok az evvel söylediklerini inkar ettiği için ikisi laf dalaşına girmişlerdi. Jungkook ise o sırada kendinde inkar edip, laf ebeliği yapacak gücü bulamamış, özenle hazırlanmış sayfalar arasında gezdirmişti bakışlarını.

Park Jimin, 25
Arkadaşı Kim Taehyung ile işlettiği Sweet Dreams adında bi resim atölyesi var.
Tek başına yaşıyor. Aslen Busan'lı.
Sosyal medyayı çok aktif kullanıyor.

las vegas • jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin