10- "kendimi tamamlanmış hissediyorum"

1.4K 154 161
                                    


(Jimin)

Gözlerimi açtığımda, sırtımdaki sıcaklık kolları değildi. Ya da karnımın üzerinde bir dokunuşla açan çiçeklerin yerindeki taze his, elleri değildi.

Lakin yataktaki devasa boşlukta bile kokusu hala benimleydi. Yoktu şimdi yanımda.. Güne gözlerimi açtığımda baktığım yer boş bir yatak ve saçlarından yayılan kokuyu hapseden yastıklardı.

Saçma bir andı bizi bir araya getiren. Tıpkı dün gece koynuna girmeme neden olan o an gibi, saçmaydı varlığımız. Her şey sondan başa doğru işliyor gibiydi. Bir filmi final sahnesinden, başladığı yere geri sardırmak gibiydi bizim hikayemiz.

Adımı dahi hatırlamadığım bir anda sevişmiştim onunla. Bilmediğim sokakları arşınlamış, yapmam dediğim şeyleri yapmıştım Jungkook'la. Vücuduma kazıttığım adın, tenimdeki morlukların sahibi olmuştu ta en başından..

Sonra evlenmiştim onunla.. Tüm inkarlarıma, kırgınlığıma rağmen şimdi ise buradaydım. Yatağında..

Daha önce başkalarıyla yaşadığım şeyleri onunla yaşadığımda aynı hissi tatmıyordum. Kavgalar, karşılıklı inatlaşmalar, seks, basit bi gece.. Hepsi onunla anlam kazanıyordu sanki. Üzerine saatlerce düşünmeme sebep olan bir şeyler vardı onda, aklımı karma karışık eden... Ruhum ise ona çanak tutuyordu. Kalbimde adını sayıklayan yankı, organlarımın birbirine karışmış gibi içimde kaosa neden olan telaşı.. Hepsi güne gözlerimi açar açmaz manasız bakışlarla tavanı izlememe neden oluyordu.

İçimdeki şeytandan arta kalan zamanlarda yerini belli eden meleğim konuşuyordu benimle. Uzun zaman sonra ilk kez.. 'Kabul et' diyordu. 'Kızgın değilsin artık ona. Seni kırmak istememişti en başında, korkmuştu yalnızca. Şimdi ise sen koşsan da en uzağa, adımlıyor sana. İtme onu. Düşmem zannediyorsun, adımlarım sahici.. Lakin o düştüğünde bile eğileceksin kaldırmak için. Değecek illa ki dizlerinin yere, göremiyor musun?' diyordu.

Haklılığına kızmak istiyordum. İçimde büyümeyi unutan o çocuğun inadına sarınıp, inkar etmek istiyordum. Ancak karnımdaki kelebekler öyle neşeliydi ki.. Öyle kaygısız, öyle umutlu uçuşuyorlardı ki.. Ne kendimi kandırabiliyordum, ne de meleğimi..

Başımı doğrultup, yatağın başlığına yaslandım. Dün gecenin her bir ayrıntısı geçerken gözlerimden dudaklarımda bir tebessüm belirdi, kıkırtıya dönüşen...

Bir çocuk gibiydim karşısında, 'sarılmadan uyuyamam' derken. Kendimi göstermeye çalıştığım o adam değildim dün gece. İnadımdan arınmış, kızgınlığımı yerini unuttuğum bir rafa kaldırmış; sevilmeye muhtaç yanımdı o benim. 25'tim ama içim onun yanında hep 15'ti...

Göğsünü bana açıp, gecesine davet etmeseydi uyurdum yine de bir şekilde. Sonuçta yüzleşmem gereken gerçeklerdi bunlar. Ömrümün sonuna kadar küçüklüğümün en mutlu anını hatırlatan bir oyuncakla uyuyamazdım. Çocuk değildim. Korkak ise hiç değildim. Aptal bir alışkanlıktı bu sadece. Onunlayken yenmek istedim. Yer yatağında, onun uzağında uyumaya çalışırken gün doğuncaya kadar öte beri dönerek, bunun üstesinden gelirim zannetmiştim o kısacık çaresizlik anında. O ise bana rağmen, onu reddetme ihtimalimin çok yüksek olduğunu bile bile, yaşından büyük bir olgunlukla dalga geçmeden kollarını açmıştı.. O geniş göğsüne almıştı küçük bedenimi. Sarmıştı, sarmalamıştı. Daha evvel kimselerin sarmadığı gibi...

Kollarını karnıma sardığında daha evvel hissetmediğim bir güven duygusu hissetmiştim. Yuva gibiydi. Dört duvarı görünmez bir ışık huzmesiyle çevrelenmiş gibi...

Kimseler bize zarar veremezdi... Gün doğmasa da karanlık beni korkutamaz; onunlayken gözümün değdiği her yer daha evvel şahit olmadığım bir aydınlıkta gibiydi. Hissettiklerim bunlardı gece boyu... Nefesi enseme vurdukça, ense kökümden belime değin uyuşmuştum. Karnım kasılıyor, kalbim yerine sığamamış gibi boğazıma yükseliyordu. Bileği üzerindeki avuçlarım terlemiş, dokunuşlarının sıcaklığına içerliyordum. Daha fazla yakamaz, beni daha fazla heyecanlandıramaz dedikçe bir dokunuşuna dumur oluyordum.. Kirpiklerim titreşirken, uyumak için zorluyordum kendimi. Bacakları sıkı sıkı bacaklarımı sarmalamışken, kıpırdamaya korkuyordum. Uyuyamadığımı fark etsin istemiyordum. Onunla konuşmak zorunda kalmak istemiyordum.. Yanaklarım yanıyordu, boğazım kuruyordu..
Ben sahiden aşık oluyordum. Gecenin dördünde yüzleştiğim bu gerçek, bana sabahında korku vermekten ziyade yüzümdeki gülüşün sebebi oluyordu...

las vegas • jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin