10

670 75 18
                                    

Ne kadar güzel bir uyku!

Benim kişisel fiziğim biraz daha soğuk, yani kışın iyi uyuyamazdım. Bunu düşününce German ile birlikte karşılıklı yarar sağladığım bir geceydi. Duruş biraz garip dursada... Gözlerimi açtım ve uyandım, kendimi neredeyse German'ın vücudunu ellerimle ve ayaklarıma sararken buldum! Onun kollarında, yuva yapan küçük bir kuş gibiydim. Ve üstümde bir sorun yoktu ama çıplak uyumaya alıştığım için pijamamı çıkarmışım.

Neyse ki, iç çamaşırlarım vardı. Garip değil! Garip değil! Güneş ışığı altında uyuyan German'a baktım ve Tanrının adaletsiz olduğunu hissettim. 

Yüz hatları gerçekten güzel, burnu küçük ve sivriydi, dudakları kiraz kırmızısıydı.  Ağzı biraz açıktı ve üst dudağı kavisli bir M şeklindeydi. Uyandığındaki huyunu görmezsek, German güzel bile sayılabilirdi. Eğer peruk taksaydı, hiç şüphesiz yüzü kız gibi görünebilirdi. German'ın yüzü kız gibi yerleştirlimiş olsaydı, benim ideal tipim olabilirdi.

Onun beyaz teni güneşte şeffaflaşır ve bazı mavi kan damarlarını hafifçe görebilirsiniz. Yüzüne en son dokunduğum zamanı hala hatırlıyordum ve parmak uçlarım yardımcı olamıyor ama sanki o yumuşak hissi hatırlayabiliyormuşum gibi seğiriyordu. Yüzü büyüleyiciymiş gibi görünüyordu ve ben, onu ne kadar izlediğimi bilmiyorum... Aniden hareket edip kolunu sıktı ve beni kendine daha çok bastırdı.

German'ın küçük kardeşi tarafından uyluğundan dürtülen ben : ''...''

Güzel fantezim bozuldu. Kalkmak için onu ittim ama onu gücü çok fazlaydı, bu yüzden kollarında kalıp, yüzüne bakarak zaman geçirmekten başka şansım yoktu. Unutun gitsin! Kalbimde küçük bir suçluluk vardı, yani onu telafi etmek için onu uyandırmayacaktım. Bir süre sonra, aniden onun uylukları sertleşti.  German'ın kıvırcık saçları, alnıma biraz dokundu ve kaşındırdı. Kolları sıkılaştı ve onun yakışıklı yüzü bana çok yaklaştı. Nefesi nerdeyse dudaklarımda ve dişlerimdeydi ve benim kalbim sebepsizce, belirsiz bir şekilde kasıldı. Ve sonra uyluğumu tuttu ve bana karşı çekmeye başladı.

Ben : ''...................''

Bir kez ya da iki kez daha yaptı, sonra gözleri kapalıyken sordu, ''Hala karşı koymuyor musun?''

''...!''

Ağzını hafifçe büktü, sonra gözlerini açtı ve gülümsedi : ''Yüzün çok kırmızı ah.''

Bana söylemene gerek yok, yüzümdeki ısıyı kendimde hissediyorum.

''Sabahın erken saatlerinden beri bana bakıyorsun, herhangi bir şey gördün mü?''

Bunca! Zaman! Uyanık! Olduğu! Ortaya! Çıktı!

My Roommate Probably Is Not an Omega(ÇEVİRİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin