•Five•

1.8K 122 182
                                    

"Al bakalım, istediğin belgeler." diyerek elindeki belgeleri sarışın adama verdi Tony. Steve kendisine uzatılan belgeleri aldıktan sonra geriye dönüp dışarıya doğru adımlamaya başladı.

"Teşekkürler, Stark."

"Bucky'den bunu ne kadar saklamayı düşünüyorsun?"

"Fazla değil."

Kapı kapandığında sarışın adam hızla asansöre gitti. Asansörde belgelere kısa bir bakış atmıştı.

Geçmiş ellerinin arasında duruyordu.

×

"Çabuk geldin." diyerek kenara çekildi Bucky. Steve büyük bir tebessümle eşinin belini tuttu ve kendisine çekip dudaklarına büyük bir öpücük bıraktı.

"Rahatsız olduysan gideyim?"

"Hayır, sadece bu kadar hızlı olmanı beklemiyordum."

"Biliyorsun, senden tek bir saniye bile ayrı kalınca özlüyorum."

Bucky ufak bir kahkaha atıp kollarını Steve'in boynuna doladı ve yüzünü sarışın adamın yüzüne yaklaştı.

"Peter yok, bir boy büyük sürümü olan Tony'de yok. Sadece sen ve ben varız..." kumral adamın elini Steve'in erkekliğine gittiğinde sarışın adam seslice yutkunmuştu. "Ayrıca tenini, inlemelerini, adımı haykırmanı çok özledim. Ne dersin?"

"Şu an bile ereksiyona girmiş olabilirim." diye fısıldadı Steve. Bucky bu sefer büyük bir kahkaha atıp kollarını adamın kalçasına koydu. Bununla beraber Steve bacaklarını adamın beline dolamıştı.

Odaya çıktıklarında Steve kaşlarını çatıp etrafına bakınmaya başladı. Mumlar yanmış ve kadahler şarapla dolmuştu.

"Bucky?"

"Bir bardak şarap içmeye ne dersin?"

Bucky yavaşça Steve'i yere bıraktıktan sonra masanın üzerinde duran şarap kahdenini aldı ve Steve'e uzattı. Sarışın adam büyük bir tebessümle kadehi aldıktan sonra bir dikişte bitirmişti, yüzü hafifçe ekşirken hiçbir içkinin bünyesine işlemediğini hatırladığında hafifçe burkuldu. Bazenleri sadece sarhoş olmak istiyordu ama serum buna hiçbir zaman müsaade etmiyordu.

Steve'in aksine Bucky şarabından sadece birkaç yudum alıp masanın üzerine tekrardan bıraktı ve eşini omuzlarından itip yatağa düşmesini sağladı. Steve gülümseyerek kaldırdığı kafasını Bucky'nin sert öpüşü ile tekrardan yatağa koydu ve kollarını eşinin vücuduna sardı.

Bucky eşini büyük bir hevesle öperken aynı zamanda kıyafetlerini de çıkartıyor ve eşinin kaslarına öpücük koymayı ihmal etmiyordu. Bir süre sonra ikisi de çıplak kalmıştı.

Smut

Bucky parmaklarını eşinin girişinde gezdirdi. Zaten dar değildi ama yine de parmaklarını adamın içine sokup ileri geri yapamaya başladı.

"Bucky, sen gir." dedi Steve yalvarır bir tonda. Kumral adam eşinin boynuna iz kalalacak sertlikte bir öpücük bıraktıktan sonra parmağını içinden çekip erkekliğini eşinin soktu ve git gel yapmaya başladı.

Steve'in inlemeleri her saniye daha da zevkleşirken bir süre sonra Bucky'de katılmıştı ona. Eşinin hassas noktasını bulduktan sonra oraya daha fazla baskı uygulamaya başladı.

Steve'in zevkten gözü kararmaya başlamıştı. Sanki uykusu geliyor ama kendisini uyumamak için zor tutuyormuş gibi hissediyordu. Gözlerini açıp Bucky'nin güzel yüzüne bakmaya zorladı kendisini.

"Steve, bırak kendisini bebeğim." dedi eşinin elini erkekliğinde hissederken. Kendisini serbest bıraktığında yatağa doğru gelmişti. Fakat yine eşinin sıcaklığını içinde hissedemeden Bucky içinden çıkmıştı ve hemen ardından o da yatağa boşalmıştım

Bitti

"Bundan nefret ediyorum." diye tısladı Steve. Bucky gülümseyerek ayağa kalktı ve Steve'in saçını okşadı.

"Üzgünüm ama içine boşalamam."

"Seni içimde hissetmek istiyorum."

"Bunu en son dediğinde karnında minik bir hayat olmuştu, biliyorsun değil mi?"

Steve tebessümle kafasını sallarken aynı zamanda gözleri de kapanıp gidiyordu. Özellikle Bucky'nin saçındaki parmaklar daha çok uykusunu getiriyordu.

"Ne oluyor bana?" diye mırıldandı sarışın adam yataktan doğrulmaya çalışırken. Ama vücudu tekrardan yatağa düşmüştü.

"En son benden bir şey sakladığında karnında bebeğimiz ile uçağın buza düştü. Yıllarca senden ayrı kaldım ve sen yine benden bir şeyler saklıyorsun. Bu sefer olmaz, Steve. Bu sefer benden bir şey saklamana izin veremem."

Steve ağzını açmak istedi ama bunu yapamadan etrafı kararmaya başladı. En son hissettiği şeyse alnına bırakılan yumuşak öpücüktü.

Bucky eşinin yüzüne uzun uzun baktı. Daha sonra ayağa kalkıp üstünü örttü ve aşağıya indi. Steve'in masaya bıraktığı dosyayı aldığında hızla içini açtı ve ufak bir küfür savurdu.

Dosya boştu.

"Steve, ne yapıyorsun sen?"

×

"Peter! Peter! Pet...-"

"Evet! Adım Peter, Ned!"

"Dostum, okula yeni bir kız geldi."

"Yani?"

"Kızı görmen lazım. O kadar güzel ki."

Peter gözlerini devirip sarı okul dolabından kitaplarını aldı ve mavi çantasına koydu.

"Geliyor!" diye fısıldadı Ned. Peter umursamadan arkasını döndüğünde sarışın kız ile göz göze gelmişti.

O an her şey yavaş çekim oldu. Kızın mavilikleri, sarı saçlarının geriye doğru gidip gelmesi, minik bir şekilde tebessüm etmesi.

Kızın koridordan çıktıktan sonra tekrar eski hızına kavuştu her şey. Peter ise hâlâ kızın arkasından bakıyordu.

"Sana söylemiştim." dedi Ned gülerek. Peter ise kafasını iki yana sallayıp hızla dolabının kapağını kapattı ve sınıfa doğru adımlamaya başladı.

"Düşünsene, kız bizim sınıftaysa?"

Peter içine derin bir nefes çektikten sonra bir şey demeden sınıfa girdi ve kendi sırasında oturan sarışın kıza baktı.

"Ah, dostum. Keşke başka bir şey isteseymişim."

мy тwo dαdѕ » ѕυpeтғαмι̇ly•StuckyWhere stories live. Discover now