•Ten•

1.5K 118 129
                                    

Yıl 1941

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Yıl 1941

"Babacığım ne yapıyormuş benim..?" diyerek sevgilisinin karnına başını koydu. Steve ise gülümseyerek elini Bucky'nin saçlarına soktu ve okşamaya başladı.

"Steve! Steve! Tekme atıyor!"

Sarışın adam büyük bir kahkaha atıp kafasını iki yana yavaşça salladı.

"Saçmalama, Bucky. Daha beş haftalık çocuk. Ne tekmesi?"

Bucky büyük bir tebessümle Steve'in tişörtünü yukarıya kaldırdı ve sevgilisinin karnına üst üste öpücükler bırakmaya başladı.

"Çok tatlı..." diye mırıldandı en sonunda burnunu karın kaslarına sürterken. Daha sonra kaşlarını çatıp kafasını havaya kaldırdı ve sevgilisine baktı. "Bir saniye. Yani şimdi bu kaslar gidecek mi?"

"Yani. Biyolojik olarak evet..."

Bucky alt dudağını aşağıya sarkıttığında Steve ufak bir kahkaha atıp dudaklarını sevgilisinin dudaklarına bastırdı ve minik bir öpücük bıraktı.

"Ne o? Yüz düştü sanki?"

"Karın kaslarını öpmeyi seviyorum ama..." kumral adam kocaman sırıtmaya başladı. "Artık şişmiş karnını öperim."

"Bucky, şimdiden uyarımı yapıyorum. 'Yok sen şişmanladın, artık güzel değilsin.' diyerek başka kadınlara veya erkeklere bakarsan...-"

"Eğer böyle bir şey yaparsam o kalkanı senden önce ben kendi kafamda parçalarım."

"Güzel." dedi Steve gülerken. Bucky büyük bir tebessümle sarışın adamın yüzünü ellerinin arasına aldı ve alnına bir öpücük bıraktı.

"Benim senden başka kimseyi gözüm görmez, meleğim. Her zaman sen vardın ve her zaman da sen olacaksın."

"Seni seviyorum." diye mırıldandı Steve gözlerini kapatıp alnını sevgilisinin omuzuna koyarken.

Bucky hızla kollarını Steve'in bedenine dolayıp saçına bir öpücük bıraktı. "Hem seni hem de minik bebeğimizi çok seviyorum."

×

"Bakın, tertemiz oldu." dedi sevinçle Peter. Daha sonra kediyi havaya kaldırıp burnuna ufak bir öpücük bıraktı.

"Hey! Daha aşı olmadı. Öpmek yok." diye bağırdı Steve güneşlenirken. Peter kaşlarını çatıp Bucky'e döndü.

"Bize bakmıyordu bile. Nereden bildi onu öptüğümü?"

"Duyma gücümün gelişmiş olduğunu unuttun galiba, ufaklık?"

"Niye diğer çocuklar gibi bir yaşamım yok ki?" diye mırıldandı Peter kediyi kucağına daha fazla basarken.

Bucky gülerek eşinin yattığı şenzloga doğru adımladı ve kumun üstüne oturarak başını Steve'in omuzuna koydu.

"Yanıma gel." diye fısıldadı Steve kenara kayarken. Bucky ayağa kalkıp şezlonga baktı.

"İkimizi de dayar mı?"

"Sorun değil. En fazla kuma düşeriz."

Bucky kafasını salladıktan sonra eşinin yanına yatıp kafasını Steve'in göğsüne koydu ve kollarını sarışının bedenine doladı.

"Bari bu sıcakta yapmayın." diye bağırdı Peter gülerek. Steve yerdeki yastığı alıp,kediye gelmeyecek şekilde, Peter'ın kafasına attı.

"O Tony cezasını unuttuğumu sanıyorsan yanılıyorsun, ufaklık."

"Tamam, sustum. Devam edin siz!"

Steve kafasını iki yana olumsuzca sallarken Bucky eşinin göğsüne öpücükler bırakmakla meşguldü.

"17 yıldır beraberiz ama şu tenine hiç doyamadım." diye mırıldandı kumral adam bir öpücük daha bırakırken.

Steve tebessüm edip eşinin yüzüne baktı ve saçlarına büyük bir öpücük bıraktı.

"Biz buna gerçek aşk diyoruz."

"Sen benim tek gerçek aşkımsın."

"Bunu Margot için de demiştin."

Bucky alt dudağını ısırıp alnını eşinin göğsüne koydu ve derin bir nefes verdi.

"Ama çok güzel kızdı. Sarı saçları, mavi gözleri; ahh, o güzel teni. Yumuşacık...-"

Bucky kendini bir anda yerde bulduğunda kahkaha atarak eşine baktı.

"Margot'a git o zaman."

"Manken gibi eşim varken buruş buruş olmuş kadını ne yapayım ben?"

"Gittin yani Margot'un yanına!?"

Bucky gülerek ayağa kalktı ve Steve'in yüzünü ellerinin arasına alıp yanaklarına öpücük bıraktı.

"İstersen 20 tane genç Margot gelsin. Senin tek bir saç teline değişmem."

Steve gülümseyerek kafasını öne eğdi. Tabii bu sırada Peter tüm olanları kameraya çekmişti.

"Baba."

"Efendim?"
"Efendim?"

"Birinize anne mi desem? Çok karışıyor böyle."

"Steve'e anne diyebilirsin."

"Sana desin."

"Ben mi doğurdum?"

"Tek başıma mı yaptım?"

"Olsun. Dokuz ay senin karnında bekledi."

"Ah! Yine başladılar..." diye mırıldandı Peter, beyaz kediye sarılıp sol tarafa dönerken. "Onlara alışırsın, Alpina."

×

"Baba, neredeydiz?" dedi Peter karanlık odaya bakarken. Babasının nefes alış verişleri her saniye daha fazla hızlanırken Peter, babasına döndü.

"Bilmiyorum. Bilmiyorum ama korkma. Şimdi çıkacağız."

"Hiç iyi şeyler hissetmiyorum. Baba ben korkuyorum."

×

мy тwo dαdѕ » ѕυpeтғαмι̇ly•StuckyWhere stories live. Discover now