14.Bölüm

1K 168 29
                                    

Bugün bütün sınavlarımı bitirme şerefine buyurun efendim;
Bu arada bu bölümde çok kısa belki bir tane daha atabilirim.🤭

-Jisung'un Görüşünden-

Doğal olarak Minho benden önce varmıştı. Oturduğu salıncakta kahkaha atarak bana bakıyordu.Gözlerimi devirerek yanına ilerledim.

''Gerçekten bu haksızlık.'' dedim ve yanındaki salıncağa oturdum.

'' Hayır tabii ki koşmadan önce sana haber verdim.'' diyerek kendini sallamaya başladı.

' Sen ciddi misin?' bakışımla ona baktım. Bu sefer daha çok gülmeye başlamıştı. '' Haklısın onu bile yapmamış olabilirdin.'' dedim ve bende yavaşça sallanmaya başladım.

''Salıncakta sallanmayalı uzun zaman oldu.'' diyerek nehire baktı. Bense orda onu izliyordum. Bence nehir manzarasından daha güzeldi. Önüme dönerek '' Salıncağın bana verdiği özgürülük hissini her zaman sevmişimdir.'' dedim. Yüzümdeki huzurlu gülümseme ile birlikte kollarımı hafifçe yana açarak parmaklarımın arasından geçen rüzgarı hissettim.

Minho' da '' Yine de belli bir yüksekliğe çıktığı zaman korkutucu oluyorlar.'' diyerek bana döndü.

'' Seninde mi yükseklik korkun var yoksa ?''

'' Seninde mi ? '' dediği zaman birbirimize bakarak gülmeye başladık.

'' Evet sırf bu yüzden Namsan Kulesinin manzarısını acayip merak etmeme rağmen oraya hiç çıkamadım.'' dedim. Minho sanki aklına harika bir fikir gelmiş gibi konuşmaya başladı.

'' Bende hiç çıkmadım beraber çıkalım o zaman.''

Şaşkınlıkla '' Şimdi mi?'' dedim. Kafasını onaylar anlamda salladı ve salıncaktan kalktı.

..........................

İkimiz kuleye çıkmak için olan teleferiğin önünde durmuş korkulu gözlerle yukarıya bakıyorduk. İlk ağzını açan ben oldum.

'' Buna emin miyiz gerçekten.'' diyerek Minho'ya döndüm.

''Aslında emin değilim.''

'' O zaman geri dönelim.'' diyerek geri adım atmıştım ki Minho kolumdan tuttu.

'' Ya şimdi ya da asla Jisung.'' dedi ve kolumdan çekiştirerek teleferiğe doğru yürüdük.

.........................

Teleferiğe bindiğimizden beri asla aşağıya bakmıyorduk. Birbirimizin koluna girmiş şekilde asla hareket etmeden duruyorduk. Teleferik yukarıda durunca gergince indik ve manzara tarafına doğru yürüdük. Kollarımızda hala birleşikti.

Korkuluklara çok yaklaşmadan ve aşağıya bakmadan manzaraya bakıyorduk. İlk konuşan Minho oldu.

''Güzel manzaraymış.''

Kafamı sallayarak onu onayladım. '' Evet evet kesinlikle çok güzel.'' dedim ve yüzüme gerginliğime karşı eğrelti olacak bir gülümse belirdi. Rahatlamak adına kafamı Minho'ya çevirdim .Ama o çoktan bana bakıyordu. Yüzünde huzurlu bir gülümseme vardı. Utançla kafamı tekrar manzaraya çevirdim.

'' Neye bakıyorsun öyle?'' diye sordum.

'' Manzaraya.'' diyerek çok basitmiş gibi yanıt verdi. Kulaklarımın yanmaya başladığını hissediyordum. Konuyu dağıtmak adına kafamı sol tarafa çevirdim ve '' Şu tarafta kiltler var sanırım oraya da gidelim mi?'' diye sordum. Minho hafif bir kıkırtı çıkardı ve oraya doğru adım attı doğal olarak bende çünkü kollarımızı hala ayırmamıştık.

'' Kilit asacak mısın?'' diye sordum merakla. '' Bilmem, sen asacak mısın?'' diye soruma sorusuyla karşılık verdi.

'' Buraya kadar geldiysek bunu yapmadan hiçbir yere gitmem.'' dedim ve kilit almak için kolumu Minho'dan çektim.

Kendime kilit alıp arkamı dönmüştüm ki orda durup hiçbir şey yapmadan duran Minho'yu gördükten sonra geri dönüp ona da aldım. Sekerek Minho' ya yaklaştım ve onun kilidini yakalaması için ona attım ve güldüm. '' Buraya kadar geldiysek kesinlikle bunu yapmalıyız sonuçta buranın amacı bu.'' dedim ve omzumu silktim.

YUÁNFÈN•缘分 | Minsungحيث تعيش القصص. اكتشف الآن