News

2K 196 746
                                    

Hai, çok düzenleme fırsatım yoktu, şimdiden kusurlarım için özür dilerim. ♡

- -

Louis 27 yıllık hayatı boyunca derdini yalnızca kendi içinde yaşayan bir insan olmuştu. Öyle ki sevdiği insanları kaybettiğinde bile insanlara gösterdiği tavırlar bayık bakışlar ve içindeki tüm hüznü göstermemek için alaya vurmak veya aksi davranmaktı. Böylece insanlar ondan uzak kalabiliyor ve Louis'yi istediği yalnızlığıyla baş başa bırakıyorlardı. Bu kayıplarla başa çıkabileceğini inandığı kadar güçlüydü ve güçlü olmak için de içindeki sıkıntıları hep orada, gizli kutuda tutmaya devam etmişti. Aksi olursa başa çıkmanın zor olacağını düşünüyordu.

11 yıl boyunca kaldığı İngiltere'den çıkıp, babasını kaybetmesinin hemen ardından yalnızca tatillerde geldiği Hindistan'da kendini bulmayı hiç düşünmemişti. Yeni insanlar, yeni bir hayat ve tüm düzenin bozulmasıyla parlak olan derslerin aniden düşüşe geçmesi hayat planları arasında yoktu ve ne yazık ki hayata karşı planlı olmaması gerektiğini henüz ergenliğe girmeden önceki bu zaman diliminde değil; annesini de kaybettiğinde anlamıştı. Eğer önceden anlamış olsaydı belki de bununla başa çıkmak çok çok daha kolay olabilirdi.

Babasını kaybettikten sonra annesine olan düşkünlüğü ve annesinin en ufak bir öksürüğünde bile tüm ilgisini önüne seren bir evlat oluşu, ona yıllar içinde hem derdini içinde yaşamayı hem de kendi ayakları üzerinde durmayı öğretmişti. Annesinin yorgunluğuna dayanamayıp lisedeyken derslere olan ilgisi tamamen bitmişti, çünkü onlara ilgi gösterse annesine bebekler gibi bakamıyordu. Bu yüzden liseden sonra en yakın dostu Zayn'le oldukça radikal bir karar verip hayata atılmayı tercih etmişti; böylece annesinin çalışmasına ve yorulmasına gerek kalmayacaktı.

Fakat bir gün ufak öksürüğünden bile ürktüğü annesinin daha büyük öksürükler çıkardığını duyduğunda doktora gitmekte gecikmedi. Sonra zaten dünyası başına yıkıldı çünkü annesi o ince hastalıklardan birine tutulmuştu.

Elinden gelenin en iyisini yaptı. Annesinin yanında güçlü durdu. Çalıştı. Beğenmediği işlerden çıktı. Sürekli iş baktı. Kuzenlerinin çocukları 2 yaşında olduklarında tüm sorumluluklarını üstlenmeyi kabul etti yoksa kuzenlerinin evin içine huzursuzluk vereceklerini ve hem Ramin Teyzeyi hem de annesini üzeceklerini biliyordu.

Ama hayata tutunması için çabaladığı annesini yalnıza bir buçuk sene sonunda toprağa koyduğunda hayatın gerçeklerini acı acıya tecrübe edinmişti. 11 yaşından 25 yaşına kadar annesiyle yanında kaldığı Ramin Teyzenin etrafında artık kendini bir yabancı gibi hissediyordu çünkü sanki onları birbirine bağlayan annesiymiş ve o gittiği için hiçbir ortak noktaları kalmamış gibi hissediyordu.

Ramin Teyze herkese kolay kolay şefkat gösterebilen biri hiç olmamıştı; insanlarla onların veya kendinin dertleri hakkında pek konuşmazdı, bilmediği konular hakkında düşüncesizce fikirleri olabiliyordu, sertti ve dediğim dedik bir kadındı. Bu yüzdendi belki de, Louis ondan annesinden gördüğü öfkedeki bir anne tadını bile alamamıştı. Onu sevmediğinden değildi, artık herkese karşı yabancı olduğundan meydana geliyordu bu çekingenliği. Yanında onu evdeymiş gibi hissettiren kimse kalmamıştı.

Yakınındaki kimse ona bu olanlardan sonra "Nasılsın?" demedi çünkü Louis'nin kendilerini uzaklaştırdığını bilirlerdi. Zayn bile birkaç deneme sonunda başarısız olunca geri çekilmişti. Açıkçası, Louis kimseye ihtiyaç duymamıştı içindeki üzüntüyü yaşarken.

Sonra Harry çıktı. Asıl dönüm noktası şeftali çaldığı o kutsal gündü. Harry gerçekten kibar, düşünceli ve duyarlı, çok çok duyarlı; aslına bakarsanız aşırı duyarlı bir insandı. Sigara izmaritine basıp onu çöpe atacak kadar! Anlayışlı olması yüzündendir ki hırsızlık yaptığını düşünüp onun tarafından yakaladığında Harry'nin bir suçluya bile şefkatli yaklaşması Louis'yi bir anlığına bozguna uğratmıştı. Böyle bir şey hiç beklememişti.

In India | Larry ✔Where stories live. Discover now