/19/

42.8K 2.9K 504
                                    

ARKADAŞLAR BU BÖLÜME REKOR OY YORUM GELMEZSE BEN DAHA NE YAPAYIM BİLMİYORUM

Yorumlarda çıldırmak serbesttir :)) Yazarken çok eğlendim umarım siz de aynı duyguları paylaşırsınız

İyi Okumalar!

🐣🐣

"Allah belamı versin ki seviyorum!"

Simge, arkadaşına korku dolu gözlerle baktıktan hemen sonra elindeki bardağı sorguladı. Birinin ayık kalması gerekiyordu bu durumda. Bardağı usulca halının üstüne geri bırakırken Eylül'ün kendinden geçmiş bir halde aşkını haykırmasını izliyordu.

Nilay kızın bu haline kıkırdayarak bardağını biraz daha doldurdu. Kendisi de hafiften çakırkeyif olmuştu ama çok şükür aklı başındaydı. Eylül'ü böyle izlerken de oldukça keyif alıyordu.

Yılların içicisi gibi davranan Eylül'ün kafası ise git gelliydi elbette.

Kızları oldukça şaşırtan itirafından sonra çok utanmış ve bu konuyu konuşmak istememişti. Sonrasında dayanamayıp kendi anlatsa da sustuğu 10 dakika için büyük bir takdiri hak ediyordu. Daha sonra Hülya, uyanan Bade ile birlikte komşusuna gitmeye karar vermişti. Kadıncağız torununu doğru düzgün göremiyordu ve kocası evde yokken birkaç saat hasret gidersinler istemişti.

İçmeyi teklif eden ise Nilay olmuştu. Bir anda hepsinin aklına yatan fikirle kendilerini bu halde bulmuşlardı; yerde oturmuş su bardaklarıyla içki içerken. Ve Eylül... Pek de iyi değildi.

"Ama varya aptalım ben! Çünkü ben, yazıyorum bunları anlıyor musun!? Yazdığın, yazdığını sen gerçek hayatta nasıl kullanamazsın ya!?"

Nilay düşünceli düşünceli kaşlarını kaldırdığında Simge köyü yanan muhtar gibi onlara baktı. İkisi de iyi değildi ve onların arasında olmaktan tırsmıştı bir anda.

"İşte insan kendi yediği bokları temizleyemiyor," dedi bilgili bilgili.

"Terzi değil miydi o," dedi Nilay ona bakarken.

"Kim," dedi Eylül merakla geri çekilirken.

"Bokunu temizleyemeyen, terzi değil miydi?"

Eylül kaşlarını çattı sinirle. O neyden bahsediyordu, bu kızın derdi neydi? Sıkıntısını da dinlemeyecekse neden arkadaşı olmuştu?

"Bana ne terzi bokunu temizleyemiyorsa ya? Onun sorunu."

Nilay, mantıklı, dercesine kafasını sallarken Eylül içkisinden bir yudum aldı. Bir an için suratında ağlamaklı bir ifade belirdiğinde Simge hızla omzuna dokundu. Ne olmuştu birden bire? Of cidden kendisi de kafayı çekse olmaz mıydı? Üzerinde çok fazla baskı hissediyordu.

"Ben çok seviyorum Çağlar'ı. Ama ne yapacağım?"

"Bunu bize değil ona söyleyeceksin tabii ki."

"Çok kolaydı çünkü!"

Ve o an, Eylül ağlamaya başladı. Nilay iyi bir dost gibi dudak büzüp ona ulaşmaya çalışırken Simge sabır dilenircesine yüzünü sıvazladı. Tek istediği bu geceyi sağ salim atlatmaktı. Eylül'e yediği bokları anlatırken de oldukça evleneceğini biliyordu ama şu anda hiç ama hiç eğlendiği söylenemezdi.

İşin garip tarafı Eylül gerçekten, salya sümük ağlıyordu.

"Kızım değer mi Çağlar için bu kadar ağlamaya? Adam aşk için dileniyor zaten seni almayacak da kimi alacak?"

Bir Küçücük Civciv | TamamlandıWhere stories live. Discover now