/12/

52.3K 3.1K 264
                                    

Yeni hikayelerimden haberdar olmak, alıntı görmek, bölümlerden spoiler almak isterseniz Instagramda queenofpuskevit hesabımı takip edebilirsiniz.

Her okuyan oy verip ufak da olsa yorum yaparsa sevinirim.

Kategorilerde üst sıralarda bizi görmek istiyorsanız desteklerinizi esirgemeyin.

İyi Okumalar!

🐣🐣

"Eylül! Sence bu nasıl? Çok mu abartı?" Simge, çalı süpürgesini andıran saçlarını tepesinde bir topuz yapmıştı. Eski hayatını çok çabuk geride bırakarak paspal hayatına hızlı bir giriş yapmıştı. Sabah yedide kalmak hak getirsindi artık. En erken on birde ayaktaydı.

"Gayet iyi bence. Arkadaşları da orada olacakmış. O yüzden ben de biraz özenmeyi düşünüyorum."

Yarın Bade'nin doğum gününü kutlayacaktık. Annem ve Simge'yi gönül rahatlığıyla çağırmıştım. Ancak Semiha Teyzeleri de çağırmak istiyordum. Çağlar'ın onlarla güzel bir anısı yoktu. Melek'i istemeye geldiklerinde Behzat Amca onları evden kovmuştu. Çağlar, bu fikri iyi karşılamayabilirdi.

"Arkadaş diyorsun," dedi aynaya dönerken. Yüzündeki ifadeye gülerken yatağına kuruldum. "Zaman ne kadar çabuk geçiyor böyle." Gerçekten de öyleydi. Ne zaman, nasıl geçiyordu anlamıyorduk bile. Bir şekilde zamana ayak uydurmaya çalışırken o bizi beklemeden akıp gidiyordu.

"Öyle," dedim düşünceli düşünceli. "Baksana, beş ay geçmiş kazanın üstünden." Hangi ara, nasıl geçmişti bu zaman? Alışamam derken nasıl da alışmış ve hayatımıza dönmüştük? Melek kızının doğum gününde neler yapmak isterdi kim bilir. Hiç konuşma fırsatımız olmamıştı. Her seferinde daha erken diyerek ertelemişti.

Hayat, gerçekten de biz planlar yaparken bambaşka yollara sürüklüyordu bizi.

"Badesu'ya ne aldın bakayım?"

"Künye yaptırdım," diyerek kalktım yataktan. Dolaba yasladığım çantamdan kutuyu açıp ona gösterdim. Altın rengi bileziğin ortasındaki dikdörtgenin üstünde Bade yazıyordu.

"Çok güzel olmuş bu," dedi Simge kutunun ağzını dikkatle kapatırken. "İşte insanın hayırlı teyzesi olunca böyle oluyor." Güldüm ve kutuyu tekrar çantama koydum. "Sen ne aldın benim biriciğime?"

"Yarın görürsün artık," dedi bilmiş bilmiş. En sonunda elbiselerinden birinde karar kıldı ve biz akşam yemeği için ailesine katılabildik. Simge'nin babası komik bir adamdı. Yemekte bizi liseli gençler gibi güldürmüştü. Güzel bir akşam yemeğinden sonra kendime bir taksi çağırıp evden ayrıldım.

Eve girer girmez anneme yemek yediğimi söyleyip duşa girdim. Uzun bir duşun ardından bornozumla saatler geçirmek için hazırdım. Dolabımı açıp neler giyebileceğime baktım. Kiremit rengi, askılı badimle birlikte siyah pileli eteğimi çıkarttım dolaptan. Altına siyah, kalın topuklu çorap botlarımı giyeceğimi de kararlaştırdıktan sonra pijamalarımı üzerime geçirip saçlarımı kuruttum.

"Anne," diye seslenerek oturma odasına yöneldim. Annem meyve yiyerek televizyon izliyordu. Çağlar pasta ve yemekleri çoktan sipariş etmişti. Ayrıca yarın etrafı süsleyecek kişileri de ayarlamıştı. Biz gittiğimizde her şey hazır olacaktı büyük ihtimalle.

Tekli koltuğa yerleşip telefonumu elime aldım. "Yarın ne giyeceğine karar verdin mi?" Çileğini yerken kafasını salladı.

"Sen gezerken ben her şeyimi hallettim." Heh, dışarıda olmama laf söylediğine göre annem yine formunda hissediyordu. Tuş kilidimi açıp Çağlar'a kısa bir mesaj attım.

Bir Küçücük Civciv | TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin