/7/

59.1K 3.6K 394
                                    

Güzel yorumlar ve bol bol oy bekliyorum bu bölüme

Nedenini okuyunca anlarsınız :))

Bölüm Şarkısı: Can Kazaz / Bunca Yıl

Ben bölümü yazarken bu şarkıyı dinledim. Dinlemek zorunda değilsiniz elbet ama yarısından sonra açarsanız duyguya girersiniz gibi :))

İyi Okumalar

🐣🐣

Annemin Bade ile ilgilenmesini fırsat bilirken Çağlar'a kötü kötü bakmaktan kendimi alıkoyamıyordum. Islak kıyafetlerimizi değiştirmiştik. Ben bir şort ve tişört giymişken o dün geceki kıyafetlerini geçirmişti üstüne. Bade'yi aceleyle giydirip kahvaltı masasına oturduğumuzda annem gördüğü sahneleri görmemiş gibi yapmaya başlamıştı.

Elbette biz de ona ayak uyduruyorduk ama o bakmıyorken Çağlar'a dil çıkartmaktan, kötü kötü bakmaktan geri kalmıyordum. O da bazen bana karşılık veriyor bazen de kendimden utanmam gerektiğini vurgularcasına gülüp geçiyordu. 

Çatalımın ucundaki ezilmiş beyaz peyniri Bade'nin minik dudakları arasına bırakıp yanağını okşadım. Bebekler benim küçük zaaflarımdı. Onları sürekli sevip içime sokasım geliyordu. Hiçbir zaman evlenip çocuk sahibi olabileceğimi düşünmesem de insanların sahip olduklarını sevmek benim için hobi haline gelmişti.

Minik Bade de öyleydi bir zamanlar. Ama artık sorumluluğunu hissediyordum. Şu anda her şey yeterince iyi gidiyordu. 

"Bugün boş musun?" Çağlar'ın normalce ortaya attığı soruyla göz ucumla anneme baktım. 

"Evet. Bade'yi bırakabilirsin." 

Kafasını iki yana salladıktan sonra çayından ufak bir yudum aldı. "Bugün gitmeyeceğim. İyi olana kadar yanında olmak istiyorum." Kaşlarımı kaldırsam da bir cevap vermedim. Ortada biri olarak baktığımda Çağlar tüm bunların üstesinden harika geliyordu. Onun düzenine çok hakim değildim ama gördüğüm Çağlar ile şu an karşımda duran Çağlar aynı kişiler değildi. Ben bunu kabullenmekten korkuyor muydum, eski Çağlar'dan ettiğim nefretin şimdiki hali için geçerli olmaması mı korkutuyordu beni yoksa? 

Çayımdan son yudumu alıp arkama yaslandım. Tıka basa doymuştum. Düşünürken ayarı kaçırmış olmalıydım. "Sofrayı kaldırdıktan sonra bir kahve içer miyiz?" Annemin içeceğinden emindim çünkü bu hiç sekmeyen bir alışkanlıktı. Ama Çağlar bize katılır mıydı?

Annem kafasını sallayarak beni reddettiğinde şaşkınlıkla ona baktım. "Ben bugün komşuculuk oynayacağım. Hatta gidip hazırlanıyorum. Siz içersiniz artık." Beni anında satmasının şokunu yaşayamadım. Beni Çağlar ile aynı evde baş başa bıraktığı gerçeğini es geçin, kendi evinde misafir varken nasıl olur da giderdi? 

Çağlar yüz ifademe şöyle bir gülüp geçtikten sonra, beni sinir ettiğini çok iyi biliyordu, tıpkı benim gibi arkasına yaslandı. "Ben çay ile devam edeceğim." Şöyle gerin gerin sonra da suratımın ortasına elinin tersiyle yapıştır bir tane, demiyor mu sizce de? Bence tam olarak istediği bu çünkü neden olmasın? 

"Evine ne zaman gidersin tahmini?" Yerimden kalkıp ocağın üstündeki demliği aldım. Bardağına çay doldururken onu aleni kovuyor olmama pek de bozulmadığını fark ettim. Alışkındı sonuçta. Birbirimizle anlaşma tarzımızın bu olduğunu gayet iyi biliyorduk. Alınma yoktu, sinirlenme yoktu. Yalnızca imalı imalı sırıtır ve laf sokardık. Ne yazık ki bu tavır beni oldukça sinirlendirirdi ama hep içimde yaşamak zorunda kalırdım. 

Bir Küçücük Civciv | TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin