Herkese merhaba!
Yeni hikâyemize hoş geldiniz!
Başladığınız tarihi buraya yazın lütfen.
Umarım yeni serüvenimizi beğenirsiniz! Ben gerçekten çok heyecanlıyım. Elimden gelenin en iyisini yapacağım. Umarım sonuna kadar içinize, içime sinen bir hikâye olur.
Gelecekten bir güncelleme: Sadece iki kişinin bir bebeğe bakması konusunda bir filmden esinlenme var. Lütfen yorumlarda kopya çekmişsin, e bu aynısı tarzında cümleler kurmayın. İşim gücüm yokmuş gibi filmin aynısını mı yazacağım buraya? Bu tarz bir hikaye okumak istiyordum, bulamayınca kendim yazdım.
Hikayenin tamamını okumadan, bu tarz ağır ithamlar yapmak haktır arkadaşlar. Bu da son uyarımdır. (Özellikle yarı finalist olduktan sonra bu yorumlar çoklaşmaya başladı. O yüzden burada bulunsun istedim.)
Lütfen lütfen desteğinizi esirgemeyin. Yorumlarınızı bekliyorum 😻
🐣
Bebek kıyafetlerini katlayarak valizin içine koyan Melek arkadaşının onu gülümseyerek izlediğini fark ettiğinde güldü. Küçük bebeği uykuya dalalı yarım saat bile olmamıştı. Bu akşam bir aile olarak ilk defa tatile gitmek için yola çıkacaklardı ve Melek çok heyecanlıydı.
"O kadar güzeller ki," dedi Eylül büyük bir gülümsemeyle bebek kıyafetlerine bakarken. Melek onun çocukluk arkadaşıydı ve içlerinde anne olmaya en yatkın olandı.
"Değil mi?" Mor önlüklerden birini eline alıp arkadaşının yanına oturdu. "Sana boşuna demiyorum evlenip yap bir tane diye."
İki arkadaş Melek'in söyledikleriyle güldü. Eylül hiçbir zaman evlenmeyi ve çocuk sahibi olmayı düşünmemişti. Kendini bunun için yeterli görmüyordu. Anne olmayı becerebileceğine inancı yokken bir yavrunun sorumluluğunu nasıl alırdı?
"Anne olmak sana çok yakıştı."
Melek gülümseyerek beşiğinde huzurla uyuyan kızına baktı. Ona sahip olmak bu dünyada başına gelmiş en güzel şeydi.
"Bizi özle teyzesi. Sana oradan çok güzel şeyler alıp geleceğiz."
Elindekileri de valize yerleştirip aşağı indiler. Kapının önünde dört valiz vardı. Melek'in eşi Arda çoktan hazırlanmış bir şekilde koltuklarda oturmuş erkek kardeşi Çağlar ile konuşuyordu.
Arda'nın Çağlar'dan başka kimsesi yoktu. Anne ve babaları birkaç sene önce vefat etmişlerdi ve oğulları bu zamanda birbirlerine sımsıkı tutunmuştu.
"Heh! Sonunda inebildi hanımefendiler." Eylül gözlerini devirmemek için kendini zor tutarken Melek güldü. En yakın arkadaşı Çağlar'dan pek hoşlanmıyordu. Ve bu sebepsizce kendisinin çok hoşuna gidiyordu.
"Görende sanacak beş saattir bizi bekliyor beyefendi." Çağlar ceplerine soktuğu ellerinden birini kaldırıp bileğindeki saate baktı.
"Tam olarak bir saat on beş dakikadır sizi bekliyoruz. Ağaç olduk ağaç!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Küçücük Civciv | Tamamlandı
General Fiction*Wattys2021 Romantizm Kazananı* Çağlar 27 yaşında, sorumluluk almayı sevmeyen bir adamdı. Abisi ve yengesinin ölümünün ardından hem yetim hem de öksüz kalmış yeğeni Bade'nin bakımını üstlenirken artık eskisi gibi olamayacağını biliyordu. Başka hiçbi...