/15/

47.9K 2.9K 435
                                    

Selaaammm

Kategorilerde yükselebilmemiz için lütfen oy verip yorum yapın

Sonraki bölüm için, önceki bölümün okunma sayısına göre, 160 oy ve 200 yorum isteyeceğim sizden 🥰 (okunmaya göre bu bile az ama yavaştan başlayalım istedim)

Bölümde yanlışım varsa kusura bakmayın telefondan yazdığım için yanlış yazabiliyorum bazen

25'inde deliler gibi beklediğim bir dizi çıkacak. O zamana kadar bir bölüm daha getirmek istiyorum ama bakalım umarım yazabilirim

İyi Okumalar

🐣🐣

"Allah'ım çok tövbe. Yazdıysan boz Allah'ım" Soğuk ellerimi yanaklarıma yerleştirip aynadaki aksime baktım. Sanki o başkasıymış da suçlu onu görmüşüm gibi bir halim vardı. İşaret parmağımı uyarı amaçlı ona doğru salladım.

"Bana bak! Kendine gel. Çağlar o! Melül melül bakamazsın o adama. Yer o adam seni Eylül, vallahi bitirir sonun olur bak." Ağlamaklı bir ifadeyle aynaya sırtımı dönüp lavaboya yaslandım.

Kafam karışmak için çok müsaitti. Her dakika bir aradaydık ve Bade için yakın olmamız gerekiyordu. Bu yakınlığın zaman zaman fazla olduğu gözümden kaçmamıştı elbette ama şimdi durum daha farklıydı.

Çok başka yerlere kayıyordu düşüncelerim.

Sürekli onunla gülmek ve eğlenmek istiyordum. Birlikte bir şeyler yapmak bana iyi geliyordu. Bade'ye bakarken aile havası veriyorduk ve bu hoşuma gidiyordu garip bir şekilde. Birbirimize koşulsuzca laf sokma çabamız hem sinir bozucu hem de eğlenceliydi. Bir şekilde bundan ikimiz de zevk alıyorduk.

"Çok imkansız," dedim kendi kendime. Ellerimle yüzümü kapattım, nefesimi düzene sokmaya çalıştım ama yine de kendime gelemedim bir türlü. Ne zaman sakin olduğumu vurgulasam bir şekilde aklım mutfakta olanlara gidiyordu. Dudaklarımın üstündeki sıcacık parmağını düşündükçe içim ısınıyordu sanki. Peki ya şefkatli dokunuşları? Bunları kolayca bir kenara atamıyordum.

İlk defa bir erkekle böyle bir yakınlaşma yaşıyordum.

Yakınlaşma mı?

Yakınlaşma bile değildi ki bu! Kendi kendime triplere girmemin hiçbir yararı yoktu.

"Sakin oluyorum ve hiçbir şey olmamış gibi aşağıya iniyorum. Sakin ol."

Boynumu soğuk suyla ıslatıp ellerimi kuruladım ve banyodan çıkıp aşağı indim. Alt katı müthiş bir kek ve patlamış mısır kokusu sarmıştı. "Çağlar?"

Bade koltukta tek başına oturuyordu. Televizyonda Rapunzel'in yıllar önce çıkmış bir filmi vardı. "Yaa," dedim sevinçle ona ilerlerken. "Rapunzel mi izliyoruz!?" Rapunzel benim en sevdiğim prenseslerdendi. Nedensizce sevgilisiyle çok hoşuma gidiyorlardı ve evet bu onu en sevdiğim prenses yapmaya yeterdi.

"Hadi otur," dedi Çağlar elleri dolu bir haldeyken. Tişörtünün kollarını birkaç kez katladığını ilk dakikadan anlasam da bozuntuya vermeden hemen Bade'nin yanına oturup izlemeye başladım. Çağlar da diğer tarafa yerleşip patlamış mısırı kucağıma uzattı.

O andan sonra odada çıt dahi çıkmadı. Bade, genel olarak oldukça sakin bir çocuktu. Ve ilgisini çeken bir film olduğundan hiç zorluk çıkarmıyordu. Şarkılarda eğlenerek, yer yer biraz hüzünlenerek filmin ilk yarısını bitirdiğimizde Bade huysuzca kıpırdanmaya başlamıştı. Elim hemen alnına gitti ama şükür ki ateşi yoktu.

Bir Küçücük Civciv | TamamlandıWhere stories live. Discover now