Bölüm 17:

129 4 0
                                    

Ali da Costa;

Annem ameliyattan çıkalı iki gün olmuştu, her şey yolunda gibiydi, hastanede kalmıştım, kantinde sabahlıyordum, Özkan abiyle yemek yiyordum, arada Aylin uğruyordu yanımıza.

"Yine buradasın"

Akşam olmuştu, gökyüzüne bakıyordum terasta, Ahmet abi yanıma oturdu, "Bugün nasıl?", diye sordum ona doğru dönerek, "Neden kendin sormuyorsun?"

Gülümsedim, "Bilmem, öyle hemen bir anda her şey yoluna girmesin.. korkutucu geliyor bana"

"Farkındasın değil mi, mutlu olmaktan korkuyorsun", sıcak çayından bir yudum aldı

"En son çok mutlu olduğumda kalp krizi geçirdim" dediğimde ikimizde gülümsedik, "Mutluluğum peşinde bir felaketle geliyor genelde, bende korkmakta haklıyım"

"Belki de böyle düşündüğün için geliyordur o felaketler. Oğlum, sen mutlu olmaya bak, sorunlarla tek başına başa çıkmayı bırak.. Her şey üst üste mi geliyor, bırak gelsin, bırak her şey yoldan çıksın, biz beraber yeniden bir yol yaparız, yeniden başlarız, sen yeter ki iste"

Derin bir nefes alıp, "İyi ki varsın" dedim, gülümsedi, "Asıl sen iyi ki varsın Ali"

Üstünden birkaç gün daha geçti, ben kendimi bir uçakta buldum, yanımda annem ve Ahmet abi, uzun zaman olmuştu annemle bir şey yapmayalı, uzun zaman olmuştu bir anneye sahip olmayalı.

Akın ve Esra bizden çok önce gitmişlerdi, zaten annemin durumunu kimse bilmiyordu, herkes ameliyattan sonra öğrendi, Azra üzülmesin, Esra korkmasın diye sakladık. Aslında benim elimde olsaydı saklamazdım, daha önce birçok insanı kaybetmiş biri olarak, ameliyatın risklerini de göz önünde bulundurarak saklamazdım, her an her şey olabilirdi çünkü.

Uçaktan inince havaalanında Akın karşıladı bizi ve hep beraber eve geçtik

"Sonunda Bodrum'daki yazlığa sende gelebildin" dedi Akın kapının önünde, güzel bir sitenin içindeydi, kendimi birkaç saniyeliğine bir dizide hissettim, gülümseyip Akın'a baktım

"Kaç kişi kalıyor lan burada?"

"Biz bizeyiz!" Deyip etrafa baktı, "Tabii bu sene Azra hamile diye dünürlerimiz de kalacak" yutkundum, "Serkan'la Emre de içerde"

Gamze'yi saymadığına göre burada değildir diye düşündüm.

İçeri girdim, Akın bana odamı gösterip yatağa yayıldı, "Aslında üst katta çok oda var ama Azra bu odayı görünce 'burası Ali'nin olmalı' dedi bizde karışmadık" Azra'nın ses tonunu taklit edince güldüm.

Odam gerçekten de olmasını istediğim yerdeydi

"Hadi bahçeye çıkalım" dedi Akın, bahçede küçük bir havuz vardı, Esra ordaydı, bizi görünce el salladı, havuzdan çıkıp yanımıza geldi, "Annemler de geldi mi?"

"İçerdeler" dedi hemen Akın, Esra koşarak içeri girdi.

"Ev baya güzelmiş" dedim, sandalyeye oturup, "Azra'lar sahilde mi?" Diye sordum

"Aynen sahildeler" dedi yanıma oturarak, bir şey söyleyecek gibiydi

"Söyle dinliyorum" dediğimde gözlerini kaçırdı, "Ameliyat falan.. annem iyi değil mi?"

Küçükken Akın'la Azra'nın anneme anne demesini kıskanırdım, benim anneme anne dedikleri için değil, Ahmet abiye baba diyemediğim için. Çok isterdim, onlar gibi, içten baba demeyi ama beceremezdim.

"İyi her şey yolunda merak etme" dedim göz kırparak

"Yanlış anlama, senin burada olmana çok sevindim ama sen gelmezdim ya.. yani insan korkuyor. Risk falan yok değil mi?"

Yaralı (TAMAMLANDI)Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon