Bölüm 19

114 6 0
                                    

Ali da Costa;

Biri bana seslendiğinde bahçede uyuyakaldığımı fark ettim, bakışlarımı ses doğru çevirince Azra'yla göz göze geldim.

"Günaydın uykucu" dedi mutlu bir şekilde, onu böyle mutlu görmek beni hep mutlu ederdi, çocukken de hep böyleydi, mutsuz uyandığını nerdeyse hiç görmemiştim, etrafındakileri hep bir şekilde mutlu etmeye çalışırdı

"Gece geç geldin galiba" dedi imalı bir şekilde, gülümsedim, "Sabaha karşı geldim, sahilde oturdum biraz" dedim doğrularak

Bir sandalye çekip oturdu, bende ayaklanıp karşısına oturdum, "Seni en son gördüğümden daha iyisin" dedi, dedemlerin evindeki konuşmadan bahsediyordu, benimle yine dertleşmek istiyordu

"O kızı bulduğuna inanmak istiyorum nedense" dediğinde onun zekasını hafife aldığımı düşündüm, Azra zeki kızdı, her şeyi bir bakışıyla bile anlayabilirdi aslında.

"Belki de bulmuşumdur" dedim ne diyeceğini merak ederek

"Biliyor musun Ali, bazen kaderin önüne geçemeyiz.. sen hani o kızı yarı yolda bıraktın ya, eğer yeniden bir şekilde karşına çıktıysa, ya da onu bunca insan içinde tekrar bulabildiysen artık kaçma.. ona bir şans vermeden önce geçmişteki Ali'ye o şansı ver, o bunu çoktan hak etti"

Azra anlamış gibiydi, ya Gamze bir şeyler söyledi, ya da Azra bizden şüpheleniyordu.

"Galiba ikimizde o şansı hak ettik" dedim bakışlarımı kaçırarak, mavi gözlerim onu bulduğunda gülümsedi, "Ama karar verme sırası onda, ben geçmişteki Ali'ye o şansı verdim, şimdi sıra onda, o bana bir şans verecek mi sence"

"Bence yeniden karşısına çıktıysa bir anlamı vardır. Kesin affedecek seni"

Gülümsedim bende öyle deyince.

Odama inip bir duş alıp mutfakta annemlere kahvaltı için yardım ettim

Masayı beraber kurup oturduk, kahvaltıdan sonra herkes bir yerlere dağıldı, bahçede oturuyordum yine, Gamze'yle göz göze gelince bile kalbimin ritmini özlemiştim..

"Özkan'la Merve de burdaymış" dedi annem, elindeki tepsiyi masaya koyup karşıma oturdu

"Evet, birkaç ev ilerde kalıyorlar" dedim

"Her şey yolunda mı?" Diye sordu

"Yolunda" dedim, tepsideki limonatayı alıp bardağıma doldurdum

"O anlamda sormadım, Özkan'ın buraya, senin bu kadar yakınına taşınması tesadüf mü?" Diye sorduğunda limonatadan bir yudum almıştım

"Bilmem, ben artık neyin kader neyin tesadüf olduğunu bilmiyorum.."

Masadaki elime uzanıp, "Seni çok kırdım değil mi?"

Keşke sadece kırsaydın anne, o zaman iyileşmem de kolay olurdu, sen beni yarım bıraktın, bak ben artık hayatımla ilgili kararları alamıyorum, bir kızı seviyorum, kavuşamıyorum.. sen sadece yarım bırakmadın, yalanlarınla benim hayal kurmama izin verdin.. o hayallere bu kadar yakınken imkansız olduklarını söyledin.. ben artık boşa yaşıyorum, nefes alıp veriyorum sadece

"Önemli değil" dedim düz bir sesle

Önemli anne, çok önemli, canım açıyor, kimseye anlatamıyorum, kimseye gösteremiyorum, ölüyorum anne.

"Önemli" dediğinde göz göze geldik, "Bencilik yaptım"

Yutkundum, "Suçlusu sen değilsin, babam"

Yaralı (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now