•41•

559 51 18
                                    

Tony dış kapının yakınlarına indiğinde zırh yerle buluştuğu an tok bir ses bahçede yankılandı, Tony kucağındaki Steve'i serbest bıraktı ve yan yana evlerine doğru yürüdüler. Steve kapının ziline basmadan önce büyük bir gürültü bekler gibi omuzlarını yukarı çekerek gözlerini kısmıştı ama kapı o daha zili çalmadan açıldı ve çift Bucky ile karşılaştı. Muhtemelen Tony indiğinde sesi içeriden duyulmuştu. Bucky nefesini tutuyor gibiydi, eli hala kapı kolundaydı ve bakışlarını aşağı indirmemekte direniyordu. Fakat sadece birkaç saniye dayanabildi ve arkadaşlarının ellerine baktı; Tony'ninkini zırh kaplıyor olsa da Steve'in parmağındaki bir değil, iki yüzüğü gördüğü an hızını alamadan bağırdı.

"Evet, Tanrım evet!"

Steve ile Tony'ye atıldı ve iki adamı omuzlarından kavrayarak ortadaki kendisine doğru çekti.
Salonun orada bununla bir gürültü koptu ve Tony Bucky'nin omzu üzerinden bir şampanya daha patlatıldığını gördü, şişenin mantarı Bucky'nin sırtına vuracakken Tony boştaki eliyle uçan mantarı çevik bir hareketle yakalamıştı.

Arkadaşının tutuşundan sonunda kurtularak aşağı, zırhından kurtulmaya gitti ve diğerlerinin de tebriklerini almaya hazır bir şekilde geri döndüğünde Pepper'ı Steve'in yanına oturmuş, şarapnel parçalarından yapılan yüzüğü incelerken buldu. Kadın arkadaşının geri döndüğünü gördüğünde yüzüğü Steve'e geri vererek doğruldu ve kollarını Tony'ye açtı. Adam çok nadir gösterdiği, sımsıcacık bir gülümsemeyle Pepper'ın kolları arasında küçüldü ve sarılışına karşılık verdi, Pepper'ın sırtını okşadığını hissedebiliyordu.

"Sonunda buldun."

Tony kulağına fısıldanan şeyle geri çekildi.

"Neyi?"

Pepper daha fazla konuşmamayı tercih etti ve arkadaşından ayrıldı, dudaklarında memnun bir gülümseme vardı. Tony cümleyi irdelememeyi tercih etti, Pepper'ın bakışları çok emin, garip bir şekilde güven vericiydi ve adam söylenen şeyin üzerine düşünmek yerine sadece kendisine nasıl hissettirdiğine odaklandı, tam olarak anlamını bilmese bile ve bu yetmişti.

"Tebrik ederim."

Sam kadehini iki nişanlıya doğru kaldırdı ve Tony yüzünden eksilmeyen gülümsemeyle hafifçe eğilerek teşekkür etti. Hala koltukta oturan Steve arkasında dikilen Tony'ye doğru uzandı ve elini tuttuğunda onu omzuna yerleştirdi. Tony bununla diğer elini de sevgilisinin öbür omzuna koydu ve ona doğru eğilerek yanağını öptü. Bir an Brooklyn'deki Rogerslar'ın evine döndüğünü hissetti, bir sehpanın çevresindeki koltuklara yayılmış arkadaşları ve Steve ile, herkes halinden memnunken. 

"İyi misin?"

Steve'in kulağına fısıldamasıyla kendine gelen Tony dalan gözlerini kırpıştırdı ve kafasını sallayarak sonunda koltuğa oturdu.

"Saat on ikiye geliyor."

Tony Bucky'nin söylediği şeyle yanındaki Steve'e döndü, onu ensesinden kavramadan önce kulağına eğildi ve hemen yukarıya, şakağına dudaklarını bastırdı.

"İyi ki doğdun."

Tony'nin yönlendirmesiyle eğilerek başını onun göğsüne yaslayan Steve iyice yerleşti, bir elini Tony'nin beline sarmıştı ve başını dinlendirdiği yerde gözlerini kapatarak sevgilisinin kalp atışlarını dinledi.

Yaklaşık yarım saat sonra sohbet dönmeye devam ediyorken Tony bir an duraksayıp aşağıya bir bakış atmaya çalıştı ve eliyle Steve'i işaret ederken arkadaşlarına dönerek dudaklarını oynattı.

'Uyuyor mu?'

Natasha onaylarcasına başını salladığında Tony Steve'in omzunu nazikçe ovalamaya devam etti.

Safe With You Where stories live. Discover now