•6•

2.9K 186 160
                                    

"Tony, az kaldı hadi!"

Natasha neden orada olduğunu bilmediği fakat son yirmi dakikadır arkadaşları ile sohbet ederken oynadığı kırmızı stres topunu genç adamın kafasına attığı anda uğraştığı şeyi bırakıp kafasını kaldıran Tony'den delici bakışlar yedi. Genç adam Dum-E'nin hasar görmüş bir parçasını yenilerken,

"Siz gidin, şunu bitirince geleceğim."

"Daha üzerini değiştireceksin, geç kalacağız."

"Bensiz gidin Natasha. Sümüklü, şunu başımdan alır mısın?"

Clint kırmızı burnu ile birlikte gözlerini kıstı.

"Seni deli gibi koşan futbol takımının arasına atacağım ve ezilerek acılı bir şekilde öleceksin."

Tony tekrar kafasını kaldırarak diğer arkadaşına bakarken,

"Bana hiçbir şey yapamazsın."

"Dene beni sürtük."

"Sen Steve'i dene."

Tony pis bir şekilde sırıtırken Clint gözlerini devirdi.

"Hemen anne ayının arkasına saklan değil mi?"

Tony buna bir kahkaha atarken Natasha çoktan kapının başında hazır bir şekilde dikilen Clint'e baktı.

"Hadi, sen yukarı çık, arkandan geliyorum. Tony bize yetişir."

Clint omuz silkerek yukarı adımlanırken Natasha arkadaşının gittiğinden emin olduktan sonra Tony'e döndü.

"Neler oldu? Anlat hemen."

Tony tek kaşını kaldırdı.

"Bu tavırlar hiç senlik değil Tasha, Barnes seni birkaç günde kızlaştırmış."

Natasha bıkkınlıkla bir nefes verirken Tony güldü, yine de ardından sorusunu cevaplamıştı.

"Bir şey olmadı, dün ben tüm gün bahçedeydim ve o da maçtan önceki gün olduğu için antremana gitti. Akşam üstü pek bir şey yapmadık."

Aklına gelen şeyle gözlerinin boşluğa dalarak dudaklarının yukarı kıvrılmasına engel olamamıştı.

Genç adam çimlerin üzerinde uzanmış, bahçedeki tek ağaç olan meşenin gövdesine sırtını yaslamış elindeki kitabı okurken
yanaklarını şişirdi ve derin bir nefes verdi. Steve'siz günler sıkıcıydı.

Kelimelere dikkatini vermeye uğraşırken arka tarafından yaklaşan adım sesleri ile kafası hala eğikken bakışlarını kitaptan kaldırdı ve hafifçe gülümsedi.

Steve bahçeye koşar adımlarla girerken gözleri merakla etrafına bakındı, Tony gözlerini tekrar kitaba dikmişti, direkt olarak ona bakmasa da Steve'in kendisini görünce durduğunu ve daha yavaş adımlarla kendisine ilerlediğini görebilmişti. Yaklaşan bedene bakmadan,

"Hoşgeldin Rogers."

Sonunda muzip bir şekilde parıldayan kahverengi gözler mavileri buldu ve Steve gülümsedi.

"Merhaba."

Hala nefes nefeseydi, kendini Tony'nin yanında çimlerin üzerine attıktan sonra derin bir nefes aldı ve kuruyan boğazı ile yutkundu. Bakışları yanında kitap okuyan çocukta gezinirken yüzündeki gülümsemeyi kesinlikle silemezdi. Mavi gözler daha önce kimseye karşı bu şekilde parlamamıştı.

"Şöyle bakmayı kes."

Tony göz teması kurmadan düz bir sesle mırıldandığında,

Safe With You Onde histórias criam vida. Descubra agora