•38•

970 53 39
                                    

Tony'nin Steve'e özel 'teşekkürünün' ardından Steve daha fazla dayanamayıp çabucak uykuya yenik düşmüştü. Tony ilk bir yarım saat aşağı inmek yerine uyuyan Steve'i izlemişti, usanmadan, gözlerinden okunabilen saf bir aşkla. Arada kendine hakim olamayıp onu öpmüştü, yine de uyanmaması için çok nazikti. Uzun zamandır ilk defa huzurla uyuyan Steve'i zar zor bırakmış ve üzerini değiştirerek aşağı inmişti. Hazırlandığı süre boyunca tüm sorunlarını çözdüklerine nedense inanamamıştı, bu gerçek değilmiş gibi hissettiriyordu.

Tony Audi'sine atlayıp Stark Endüstrileri'ne doğru yola çıktı, Steve'in uzun bir süre uyanacağını da düşünmüyordu ve ayrıca yolda Steve'e yardımcı olacak kan nakli için Bruce'u arayarak bir program oluşturmuştu. Fury'nin kalan tüplere el koyduğunu biliyordu, onların muhtemelen SHIELD binasında olduğunu söyleyerek Bruce'u bilgilendirmişti. Stark Endsütrileri'nde Pepper ve Happy'yi gördükten sonra hastaneye de uğrayacaktı, küçük bir şey için.

Canı hala acıyordu, yine de dayanamayacağı kadar değildi ama oldukça sinir bozucuydu.

Şirketinin önüne geldiğinde arabayı tanıyan bir görevli koşarak oraya gelmişti, eski patronu için kapısını açtı.

"Hoşgeldiniz Bay Stark."

Tony kafasıyla selam vermekle yetindi ve hemen kapılara doğru yürüdü. Siyah bir tişörtünün üzerine giydiği iki düğmeli yine siyah ceketi ve parlak ayakkabılarıyla her zamanki gibi mükemmel görünüyordu, senatörlerle olan toplantıda Tony'nin hasta olduğu herkese duyurulmuştu, bu yüzden şimdi onu gören çalışanlar ve diğer insanlar bayağı şaşkındı. Kapalı alanda güneş gözlüğü taktığı gerçeğine karşın insanların ne düşüneceğini zerre umursamadı çünkü lens taktığı dedikodularına veya boğucu sorulara, garip bakışlara, durumunu açıklamaya mecali yoktu. Ki, daha önce yapmadığı bir şey değildi.

"Yaka kartlarınızı takın!"

Lobi kısmında çalışanları uyaran Happy içeri giren kişiyle başta donakaldı.

"Tony? Y-yani Bay Stark?"

Tony arkadaşına sarıldığında herkes onları izliyordu.

"Nasılsın?"

"Asıl sen nasılsın? Daha dün—"

"Şş, boşver bunları. Çoktan geçti gitti."

Sarılmaları bittiğinde bir süre birbirlerini süzdüler, Happy duygulandı.

"Burada olduğuna sevindim."

Esmer adam içten bir şekilde, hafifçe gülümseyerek kafasıyla onayladı.

"Ben de.
"Neyse, sonra görüşürüz."

"Pepper'a mı?"

"Aynen."

Asansöre bindikten sonra ezbere bildiği yollardan yürümeye başladı ve Pepper'ın odasından önce misafirlerin bekletildiği alanda elinde kameralar ile birkaç kişi gördü, onları görmezden gelerek eski odasının kapısını tıklattı ve arkadaşının bezgin sesini duyduktan sonra kapıyı araladı.

"Şu anda müsait de—"

"Bana birkaç dakikanı ayırmaz mısın?"

Tony hala içeri tam girmemiş, bir eli kapıda kafasını içeri uzatmışken tatlı bir şekilde gülümsemişti ve Pepper aynı Happy'nin verdiği tepkiyi verdi. Kadın iki eli de masaya dayalı, gözleri kocaman açılmış donakaldı. Karşısında sapasağlam duran adama şaşkınlıkla baktı. Gözlerinin şişliğini ve kızarıklığını yaptığı hafif makyaj saklayamazdı, onun ne kadar ağlamış olduğunu fark eden Tony'nin yüzünde kırık bir tebessüm belirdi, içi burkulmuştu. Başına gelen şeyden çok sevdiklerinin bundan nasıl etkilendiği onun için çok daha önemliydi. Afganistan'dan döndüğü gün Pepper'ın onu karşıladığı günü hatırladı, kadının gözleri ve burnu aynı bugünkü gibi kıpkırmızıydı. Tony hala dudaklarındaki tebessümle o günkü cümlesine benzer bir şey söyledi.

Safe With You Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ