"Sadece kal."
Ama sanki düz bir duvara konuşuyordu, sanki az önceki olay da hiç yaşanmamıştı, Steve ifadesizlikle ona baktı.
"Hayır."
Dış kapıya doğru yürüdü, onu araladı fakat duyduğu son cümle sarışın adamı yerine çivilemişti.
"Bana bir söz vermiştin!"
Steve bununla gözlerinin yaşardığını fark ederken Tony görmeden önce hızlıca onları sildi. İçeride bir yerlerde, bunun ne anlama geldiğini biliyordu, çünkü şu anda bu cümle ona hiçbir şey ifade etmese bile ağlıyordu. Tekrar bilinçaltının ve bedeninin ona verdiği işaretlere güvenerek durdu, içindeki her bir hücrenin çabaladığını hissediyordu.
"On yedi yıl oldu, tutmanın zamanı gelmedi mi?"
Steve bir adım geri attı ve tekrar içerdeydi, kapıyı kapattı.
"Tekrar sarılabilir miyim?"
Steve duyduğu şeyle alnını kapıya yasladı ve derin bir nefes verdi, sadece kendinin duyabileceği bir şekilde fısıldadı.
"Lanet olsun."
>>20>>
Kafasını yaslandığı kapıdan çekti ve sırtını dikleştirdi, tekrar esmer adama döndüğünde Tony sabırsızlıkla bekliyordu.
"Bak, şu anda eskiden bana ne ifade ettiğini bilmiyorum ve bana sürekli sırnaş—"
"Doğru, az önce öpüşmedik. Sen hiç beklemeden karşılık da vermedin, tabii, sanırım hayal kuruyorum."
Steve gözlerini devirdi, Tony sırıtmamaya uğraşıyordu. Parmağını Yüzbaşı'ya doğrultarak,
"Orada bir yerlerde, kim olduğumu biliyorsun."
"Kim olduğunu biliyorum, Stark. Seni öldürmek için gönderildim."
"Her hedefini öyle öper misin?"
Steve yerinde kıpırdanırken Tony her zaman yaptığı gibi sırıttı.
"İçkiye ihtiyacım var. Çok içkiye."
Tony mutfağa doğru ilerledi ve viski şişesiyle geri döndü, Steve hafif çatık kaşlarıyla onu inceliyordu.
"Biliyor musun,"
YOU ARE READING
Safe With You
RandomStony au • [Evin bir yer olmadığını anlamıştı; burasıydı, onun kolları arasında ve güvende.] • Credits to the artist who made the original stony edit i used as this book's cover.