KATH | 34

129 22 6
                                    

Günaydın, bugün yeni hayatımızın ilk günü.

Eski günlüğümün eski sayfalarını karalayıp yeni tertemiz sayfama baktım. Üzerindeki yazı turuncu arka plana çok yakışmıştı. Günlüğü nazikten uzak bir şekilde kapatıp kenara ittim. Çantamı sırtıma asarken aynadan son kez görüntüme baktım. Belki de buraya geldiğimden beri en mutlu ve sorunsuz günü yaşıyordum.

Odamdan ayrılıp aşağı doğru yol aldım. Bizimkiler her zamanki gibi kahvaltıda itişiyorlardı. "Anne ve baba ben çıkıyorum." Elimi kaldırıp havalı olmaya çalışan bir tavırla salladım. "Küçük hanım kahvaltı etmediniz." "Okulda bir şeyler yerim anne. Hemen okula gitmek istiyorum." "Neden? Ne var bu kadar acele ettirecek?" Hafif gülümsedim. "Bugün çok güzel bir gün sadece." Babamın sol kaşı şüpheyle kalkarken öpücük fırlatıp koridora ilerledim. Bir hışım ayakkabılarımı giydim ve kapıyı açtım.

Bisiklet mi? Yürümek mi? Biraz yürüyüş iyi gelebilirdi. Tabana kuvvet yürümeye başladım. Yaklaşık on beş dakika sonra okulda olacaktım. Evden erken çıkmış halimle bile sınıfa en son ben girecektim. Heyecandan terleyen ellerimi eteğime silip yumruk yaptım. Avuç içlerim buz gibiydi. Ellerimi birbirine vurup aşağı yukarı hızla hareket ettirdim. Kış iyice tepemize binmeye başlamıştı. 


"Katherina!" Gözlerimi kapayıp arkamdan gelen sesi duymamış gibi yapmayı tercih ettim, taa ki hızla gelip kolumdan tutana kadar. Beni yan çevirince koştuğu kırmızı yüzünden belli olan Amanda'ya baktım. "Ne oldu?" Dudağını aşağı kıvırıp elini göğsüne yerleştirdi. "Sana da günaydın." Hiçbir şey demeden önden ilerlemeye başladım. Koşarak bana yetişti. "Hayırdır okula mı geliyorsun?" dedim üzerindeki formayı işaret ederek. Üzerindekilere bakıp kolunun altına sıkıştırdığı defteri eline aldı. İşte tembel öğrenci pozu bu nerede görsem tanırım. "Evet artık aynı okuldayız." "Zaten aynı okuldaydık, sen gelmiyordun." Yanımdaki bedeni kısa süre kaybolup tekrar yerini buldu. "Ben, şey evet. Gelmiyordum." "Neden?" "Önemli işlerim vardı."

Beni öldürtmeye çalışmak gibi mi?

Yüzüne bakıp hafif gülümsedim. "Mutlaka öyledir." Kolumdan tutup ilkine göre daha nazik bir şekilde beni olduğum yerde durdurdu. "Seninle bir şey konuşmak istiyorum." "Evet," dedim çantamın kolundan tutarken. "Burada olmaz." derken etrafına bakınıyordu. "Neden? Bence gayet güzel bir yer." dudağımı büzdüm. "Özel biraz." "Seks hayatını anlatacaksın sanırım, heyecanlandım." dediğimde gözlerini devirip bu sefer o önden ilerlemeye başladı. "Hayır onunla alakalı değil." Söylediğimi ciddiye almasına mı güleyim, masum ayaklarına yattığına mı? "Bugün olmaz Amanda önemli işlerim var." "Bu da önemli." "Olmasa bile bana Elvie ile alakalı olduğunu söyleyip önemli gibi gösterirsin." Dudağını büzdü. "Tamam zekisin anladım. Seninle senin gibi konuşacağım. Bu gerçekten önemli inan bana." "Sana tabi ki inanıyorum Ruth, ah pardon afedersin Amanda." Kaşlarını kısa süre kaldırıp ağzındaki havayı dışarı üfleyince indirdi. "Tamam pes ediyorum Kath. Sen haklısın." Durup arkama baktım. Ellerini göğüs hizasına getirip başını hafif yan yatırmıştı. "Hangi konuda?" "Elvie'ye yardım etmedik. Çünkü zehirlenmek istemedik." İyi de sen zaten zehirlisin Amanda. Gözüm aynı anda kolundaki işarete gitti. Ona doğru bir adım atıp aramızdaki mesafeyi kapattım.


"Dövmen," Tedirgin olup bir adım geri gitti. Otuz iki diş gülmeye başladım. "Güzelmiş. Sonra görüşürüz." Ellerimi ceketin cebine yerleştirip arkama bakmadan ilerlemeye devam ettim. Artık kısalan saçlarım rüzgara karşı daha dirençsiz olduğu için özgürce uçuşuyorlardı. Ortadan ikiye ayırdığım saçlarımın son hali görenleri şaşırtıyor. 

Farkında olmadan Amanda'nın saçmalıklarıyla okula kadar gelmiştik. Arkamda duyduğum ayak sesleri çoğalmaya başlayınca aldırmadan adımlarımı hızlandırıp demir kapıdan geçtim. "Günaydın bay Boris." Güvenlik bana şaşkın bakışlarıyla bakmaya devam ederken gülümseyip yanından geçtim. "Hey Kerry!" Ellerim ceplerimde zıplaya zıplaya bahçede Kerry'nin yanına doğru ilerledim. "Hey," dedi beni gördüğüne çok memnun (!) olmuş bir şekilde. "Ne haber?" "İyi haber, senden ne haberler?" Ağzımı o şekline getirip sonra dudaklarımı bastırdım. "Bende çok haberler." Başımı yan yatırıp tepkisini ölçmeye çalıştım. "Ne istiyorsun Kahterina?" "Hiç, dün ailenle tanıştım. Çok cici insanlar, aynı sizin gibi. Ama en çok senin gibi." Hafif gülümsemem yerini koruyordu. Gözleri birkaç dakika arkama kayınca ben de merak edip arkama baktım. Amanda yüzündeki belirsiz ifadeyle bize bakıyordu. 

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jan 17, 2021 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

KATHWhere stories live. Discover now