KATH | 2

1.8K 348 347
                                    


"Ben geldim!" Elimdeki anahtarı sesli bir şekilde girişteki kutuya atarken anneme ve babama seslendim.

"Annee!"

"Salondayız."

Ayakkabılarımı çıkartıp kapının yanında duran terliklerimi giydim. Terliklerimi parkeler üzerinde sürükleye sürükleye salona girdim. Annem kollarını önünde birleştirmiş tırnaklarını yerken babam ellerini dizlerine dayamış çatık kaşlarla halı desenlerine bakıyordu.

"Bir sorun mu var?"

"İlk günden okuldan kaçmak da neyin nesi!" Babamın gür çıkan sesine karşılık annem olduğu yerden kalkıp hızla yanıma geldi.

"Ben, bir açıklamam var elbette." Babamı ilk defa böyle görmüyordum. Annem koluma çimdik atarak beni susturmaya çalışırken babam yerinden kalkıp yanımıza gelmişti.

"Eğer bu okuldan da atılırsan gerçekten başka okul şansın olmayacak. Katherina, on yedi yaşında ne yapman gerekiyorsa onu yap." Yüzüme doğru savurduğu parmağını gözüme sokacağını düşünmedim değil. Sınıfımdan bir kızın kitabımı çaldığını ve onun peşinden gittiğimi anlatsam bile kızmaya devam edecekti. Çocuklar da bir süre sonra ailesini iyi tanıyor ve ona göre davranış çizmeye başlıyorlardı. Uzatmadan "Tamam," diyerek odama çıkan merdivenlere yöneldim.

Annemin şaşkınlığını arkamdan bakmaya devam etmesine veriyordum.

Odamın kapısını açıp açık pencereden içeriye giren rüzgarla beraber yatağıma bıraktım kendimi. Bol koşmalı ve azar yemeli bir gün olmuştu. Saat daha erken olmasına rağmen uykum bastırmaya başlamıştı.

Sırt üstü yatıp kollarımı başımın altına aldım. Tavanımdan sarkan yıldızlar açık pencereden içeriye sızan güneş ışığıyla parlıyordu. Her bir yıldızın üzerinde okuduğum kitap isimleri yazıyordu.

Kitaplar hayatımda var olan beni kendine bağlayan tek şeydi. Kitap demişken aklıma Elvie'den çaldığım kitap gelmişti. Yatak üzerinde doğrulup çantama uzandım. İçinden kalın ciltli, eski kitabı çıkarıp geri yerine koydum. Yatağa iyice yerleşip sırtımı soğuk duvara yasladım.

Kitabı açmadan önce burnuma götürüp kokladım. Kitap kokusunu severdim. Kitabın kokusunu uzunca içime çekerken burnumu yakan kokuyu uzaklaştırdım. Kapağını çektirip ilk sayfaya göz gezdirdim.

Sol üst köşesinde lacivert mürekkebe boyanmış bir parmak izi vardı. Başparmağımı izin olduğu yere götürüp üzerine denk getirdim. Kısılan gözlerim izin üzerinden kalkan parmağıma gitti. Bir kitabın üzerine bırakılacak en güzel imza olduğunu düşünmeden edemedim. Bu hoşuma gitmişti.

KAYIP SATIRLAR

Kitabın şekilli yazılmış ismi oldukça ilgi çekici gözüküyordu. Parmağımı hafifçe sayfa üzerinde gezdirip ikinci sayfayı çevirdim. Sayfaları çevirdikçe sert koku burnuma gelmeye devam ediyordu.

Sayfanın sol üstünde yine bir parmak izi yer alıyordu. İçerisinde kesik kelimelerin oluşturduğu cümleler vardı. Bazı kelimelerin belirli harfleri ilginç şekilde silinmiş ve belirsizdi. Bu ayrıntı dikkatimi çekmişti. Hızla sayfaları çevirmeye başladım. Parmak izi taze renk tonuyla yerini koruyordu. Her sayfanın yapısı farklı, içeriği neredeyse aynıydı. Anlamsız, eksik kelimeler...

Sayfalar arasında gezinmeye devam ettim bir süre. Bazı sayfaların üzerine anlamadığım bir dilde not alınmış, bazılarına ise şekiller çizilmişti. Bilgisi olmayan birisi bu kitabı eline geçirse çocuk karalamış diyebilirdi. Aklıma Elvie'nin gözleri gelmişti. Çocuk Elvie, Elvie çocuk. Hiç alakası olmayan iki kelimeydi.

KATHWhere stories live. Discover now