3.5

77.7K 1.2K 378
                                    

İyi okumalar bebeklerrr <3

---

Gözlerimi açtığımda, bulanık bir dünyanın içindeydim.

Başım hafifçe dönüyordu ve bedenim hala zayıf hissediyordu.

Oda sessizdi, sadece kalbimin hızlı atışlarını duyabiliyordum.

Simay'ın endişeli bakışları önce gözüme çarptı adından Ege'nin sakin ama kaygılı ifadesiyle karşılaştım. Barlas'ın yüzünde ise derin bir hüzün vardı ama aynı zamanda korkuyordu. Belki de ben yanlış anlamışımdır.

"Ne... Ne oldu?" Diye sordum, sesim kısık ve zayıf çıktı. Zihnime son hatıralarım hızla dolmaya başladı; şiddet görmüştüm. Simay, endişeli bir şekilde yaklaştı. "Merak etme, sen iyileşiyorsun." Dedi nazikçe. "Her şey yoluna girecek."

Ege de ona katıldı. "Evet, Bahar. Sen güçlü birisin."

Barlas sessiz kaldı, ama ellerini sıkıca tuttuğunu hissettim. "Çok korktum..." Dedi yumuşak bir ses tonuyla. "Seni kaybetmekten çok korktum." Dedi titrek bir nefesle.

Barlas'a tepki veremedim. Her yerim ağırıyordu.

"Annen ve baban dışarıda, doktorla konuşuyorlar." Dedi Simay. Kafamı zorlukla aşağıya yukarıya hafifçe salladım.

Odanın içinde gözlerimi gezdirdim. Neredeyse tüm sevdiklerim buradaydı, hepsinin ise gözünde yaş vardı.

"Oğuz nerede?" Diye sordum. Beni böyle bir günde yalnız bırakmazdı.

Simay'ın gözlerindeki acı dolu ifade, cevabı verdiği anda hissettiğim acıyı daha da derinleştirdi. "Bahar... Oğuz'u kaybettik." Dedi hafifçe titreyen bir sesle.

Simay'ın neden gözlerindeki yaşların durmadığını anlamıştım.

Kalbim duracak gibi oldu.

Mideme ağırılar giriyordu. Simay ise yanıma gelip sıkıca boşta kalan elimi tuttu. "Ben..." Sustu. Hiçbir şey diyemeden sessizce kafasını eğdi. Gözümden yaş akmaya başladı.

Barlas elimi bırakıp ayağa kalktı, Ege'nin yanına geçti.

Gözlerim dolu doluydu. Tepki veremeyecek kadar güçsüzdüm. Kolumda olan serumdan kaynaklı olmalıydı.

"İki saat oldu." Simay'ın sesi kırılgandı.

Oğuz'un ölümünü üzerinden sadece iki saat mi geçti? Ne zamandır baygınım ben?

Simay'ın kırılgan sesiyle birlikte içimdeki acı büyüdü. Gözyaşlarım engellenemez bir şekilde aktı.

İçimde bir fırtına kopuyordu.

Gözyaşlarımı tutamadım, sessizce ağlamaya başladım. Kalbim paramparça oldu ve bedenim, yaşadığım acıyı taşıyamayacakmış gibi hissettim.

Oğuz'u düşündükçe, içimdeki acı daha da derinleşiyordu.

Simay yanıma oturdu ve bana sarıldı. Ege ve Barlas sessiz kaldı

Gözyaşlarım hala yanaklarımdan akarken zorlukla hareket etmeye çalıştım. Bağırmak istiyordum ama her zerrem acıdan kıvranıyordu.

Oğuz'u istiyordum.

İçimdeki acı ve öfke birbirine karışıyordu. Elimi hafifçe hareket ettirdim. Nefesim darlandı, nefes alamayacak kadar güçsüzdüm. "Simay çekil." Dedim. Simay şaşkınlıkla bana sarılmayı kestiğinde elimi zorlukla boğazıma götürdüm. "Nefes alamıyorum..." Dedim zorlukla.

Barlas hızla camı açmıştı ama dışarıdaki hava bile nefes almama yetmedi.

Yattığım yerden doğrulmama Simay yardım etmişti. Sırtımı yatağın baslığına yaslayıp bir süre nefes alışverişimi düzeltmeye çalıştım.

SIR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin