3.0

36.9K 906 3.6K
                                    


Medya: Barlas Ataman
Hey bebişlerimm nasılsınız bugün?

~~~

(っ.❛ ᴗ ❛.)っ

Sabahleyin Barlas'ın dudağımı öpmesi ile uyandım desem inanır mısınız? Ne kadar romantik, değil mi? İşte hiç romantik değil. Ben dudağıma bir şey konunca böcek sanıp yapıştırdım bir tane.

Şuan ise Barlas karşımda durmuş dik dik bana bakıyordu. Yani ne yapabilirim ki? Romantiklik yapacak diye beni korkutmasına gerek yoktu. "Kafam halen daha zonkluyor." Diye söylendi Barlas, gülmemek tutmak için dudaklarımı içe doğru bastırdım.

Barlas üstüme doğru gelince yatak başlığına sırtımı yasladım. "Bunun intikamını alacak Bahar Akay." Dedi tamamen üstüme çıkmış bir halde. Ardından bir sey dememe izin vermeden boynumu öptü. "Barlas.." diye söylendim ama beni dinlemeden boynumu öpmeye devam ediyordu.

Birden beni gıdıklamaya başlayınca kahkaha attım. Gülerek geri çekilmeye çalıştım ama belimi kavradığı için uzaklaşamıyordum. Gülmekten nefes nefese kalmıştım.

Gülmekten gözlerim yaşardı. Barlas'ında benden kalır hani yoktu. Gülerek beni gıdıklıyor ve ben güldükçe daha çok keyifleniyordu. Aklıma gelen fikirle elimi Barlas'ın ensesine koyup kendime çektim.

Burunlarımiz birbirine değiyordu. Sık nefes aldığım için göğüslerimiz birbirine çarpıyordu.
Barlas gıdıklanmayı çoktan bırakmış gözlerime bakıyordu. Bakışlarım dolgun dudaklarına kayınca yutkundu.

"Barlas." Diye adını mırıldandım.

"Bahar?" Diye sayıkladı adımı soru sorar gibi. Yutkundum.

"Seni seviyorum." Dedim gözlerimiz birbirine değerken.

"Seni sevmeyi seviyorum." Sözleri dün geceyi hatırlattı bana. Dün ona 'Seni sevmekten nefret ediyorum!' Demiştim. Acıdan söylediğim o söz, belli ki Barlas'ın canını yakmıştı.

Onu sevmeyi de sevdiğimi söylemek istedim. Dudaklarımı araladım ve geri kapattım. Sanırım hala içimde aşamadığım şeyler vardı. Zamanla aşılacak acılar.

Barlas ne söyleyeceğimi merak ettiği için sorgulayarak bana baktı. Konuşmak yerine onu öpmeye başladım. Başta şaşırsada karşılık verdi öpüşüme.

Dakikalar geçerken öpüşmemiz hararetli bir hal almıştı. Telefonun zil sesiyle, zorla geri çekildik. İkimizde nefes nefese kalmıştık. Barlas son kez dudağımı öptü ve alt dudağımı çekiştirerek geri çekildi. Üzerimden çekilip, yan tarafa geçti.

Yataktan doğrulup, sırtımı yatak başlığına yasladım. Komidinde duran telefonumu alıp ekrana baktım.

Annem arıyor...

"Sessiz ol." Barlas'ın bakışları hala dudaklarımdaydı. Bakışlarımı kaçırıp telefonu açtım. "Efendim anne?" Diye sordum elimle kedime yelpaze yaparken. Çok sıcaktı burası.

"Kızım sesin niye öyle geliyor? Koşuyor muydun?" Annemin sorusuyla istemsizce öksürdüm. Kadın haklıydı. Nefes nefese kalmıştık. Barlas gülünce dirseğimi karnına geçirdim. Eliyle ağzına görünmez bir fermuar çektı ama yüz ifadesi çok komikti. Gülmemek için kendini sıkıyordu.

"Evet anne, sen niye aramıştın?" Dedim konuyu değiştirmek için. "Baban ve Mahir amcan ortaklıklarını duyuracak ve bir davet verecekler biliyorsun sende. Baban güzel bir aile imaji vermemiz gerektiğini söylüyor basın karşısında, davette rakip firmalar da olacakmış. Senin için bir kaç tane elbise seçtim, aralarından birini seçmen için aradım. Mesajlarımıza bakmıyorsun mâlum." Dedi son cümlesinde kinayeyle. İstemsizce gözlerimi devirdim.

SIR Where stories live. Discover now