2

1.2K 112 63
                                    

*Bölüm cinsel ögeler barındırmaktadır.

Taşınalı bir hafta olmuştu. Yeni dairesinden gayet memnundu Sehun. Tek başına yaşayan biri olarak bu geniş evde krallık sürdürüyor gibi hissediyordu. Oh Hanedanlığının muhteşem prensi Oh Sehun... Vay canına kulağa harika geliyordu. Evet, Sehun da prens asaleti olabilirdi ancak babasında kral kanı olduğunu hiç sanmıyordu. Yalnız yalan yok, annesinde tam bir kraliçe sinsiliği vardı. Herkesin annesi gibi minnoş bir kadın değildi. Sehun'u bu işi yapmaya iten etkenlerden birisiydi kendisi. Ancak bundan haberi yoktu. Duysa, Sehun'u para kaynağı kıymetli çükünden ipe asardı. Düşüncesi bile tüylerini ürpertirken eli istemsiz kasıklarına gitti.

"Sana bir şey olmasına izin vermem, üzülme." Şefkatle bakıp yemeğine geri döndü. Ne diyordu? Doğru, annesinden bahsediyordu. Onu bu işi yapmaya iten etkenlerin başını tutuyordu. Ailesinin maddi durumu iyiydi, babası ev yemekleri yapan bir lokanta işletirken annesi matematik öğretmeniydi. Evde onun sözü geçerdi. Disiplinli ve hırslı bir kadındı. Sehun'u da katı kurallarıyla yetiştirmeye çalışmıştı. Kitaplarını yüzle Sehun, bu ne biçim yazı Sehun?, doksandan aşağı notun olmayacak Sehun, kıyafetlerini katlayıp koy Sehun, en iyi üniversiteye gideceksin Sehun... Sehun da Sehun. Bıktırmıştı. Babası ise hiç sesini çıkarmaz, uzaktan izlerdi onları. Vasıfsız bir herifti. Kendine dair fikirleri olmayan, karısı ne derse onu yapan, çocuğunu umursamayan vasıfsız bir herif. İkisine inat, Sehun tembel bir çocuk olmuştu. 'Tamam anneciğim, peki anneciğim..' dese de ders falan çalışmazdı. Haliyle üniversite sınavının ilk senesinde hiçbir yeri kazanamamıştı. Sonuçların açıklanması evde büyük felaket doğurmuştu. Terlikler havada uçuşuyor, annesinin bağırtıları duvarları inletiyordu. 'Bu sonuç ne?! Senden adam olmaz! Bir arkadaşlarına bir de kendine bak!' Falan filan... Sehun'un bir kulağından giriyor diğerinden çıkıyordu. Kısıtlanmaktan nefret ediyordu. Yine de evden kurtulmak için sınava tekrardan girdi. Bu sefer de iyi bir sonucu olmasa da onu alacak okullar vardı en azından. Annesi elbette memnun değildi ama artık Sehun'u tutamazdı. Öğrencilik hayatı onu bekliyordu.

Evdeki baskıdan kurtulan Sehun, üniversitede gezip tozmak dışında bir şey yapmamıştı. İlk senesinden sınıfta kalınca da ailesi maddi desteğini çekmişti. Zaten okumayacaksın bir de bize masraf çıkartma kafasındaydılar. O günden sonra Sehun çalışmaya başlamıştı. Ancak hem pek gitmediği okulun harcına, hem de öğrenci evinin kirasına yetişemiyordu. Okulu bırakma kararını o zaman almıştı işte. Kısacası ailesi onu bazı şeylere mecbur bıraktı denilebilirdi. Biraz zorlama bir söylem olacaktı ama boş verin siz şimdi Sehun'un hovardalığını.

Üniversite için başka bir şehre gittiğinden beri ailesiyle sık görüşmüyordu. Zaten okulu bırakmasından sonra onlar da onu kendi haline bırakmıştı. Annesinin kızgın ve hayal kırıklığına uğramış olduğunu biliyordu. Ancak bu hayat Sehun'undu. İster mahveder isterse de içine sıçardı. Kime neydi?

Düşüncelerinden sıyrılıp bulaşıkları makineye yerleştirdikten sonra odasına geçti. Bir haftadır hiç kimseyle randevusu olmamıştı, vücudunu dinlendirmeye karar vermişti. Yeni ev tutayım derken yoğun çalışmıştı. Bu yüzden gelen taleplerin hepsini reddetmişti günlerdir. Yixing arayıp ballı müşterileri olduğunu söylese de kabul etmemişti. Ancak artık geri dönme zamanıydı. Bu akşam lüks bir otele davet edilmişti Sehun. Aldığı bilgilere göre kadın 32 yaşında ve oldukça zengindi. Yaşı da maddiyatı da tam Sehun'a göreydi. Eh, o zaman iyi performans göstermeliydi değil mi? Sırıtarak gardırobun kapağını açtı. Biraz süslenmek istemişti. Vücuduna tam oturan siyah v yaka bir tişört ve yırtık siyah kotunu çıkardı. Saçlarını eliyle şekillendirip parfümünü sıktıktan sonra hazırdı. Siyah deri montunu alıp evden çıktı. Asansör bir kere de kendi katında olsa şaşırırdı zaten. On beş katlı binaya tek bir asansör koymak hangi aptalın fikriydi acaba?

My Slut Neighbor || sekaiWhere stories live. Discover now