7

1.2K 117 122
                                    

"Kitaplarımı tek başıma da taşıyabiliyorum Chanyeol." Baekhyun göz devirerek elindekileri ısrarla almaya çalışan çocuğa döndü. Neden onu rahat bırakmıyordu?

"Sadece yardımcı olmaya çalışıyordum efendim."

"Olma." dedi terslenerek. Gencin omuzları düştü, yüzü asıldı. Baekhyun hışımla birkaç adım atmıştı ki ayaklarını yere vura vura geri döndü. Hiçbir şey söylemeden elindeki ağır kitaplardan ikisini uzunun kucağına fırlatır gibi koyup bir daha arkasına bakmadan yürüdü. Hızına yetişmek zordu. Neyse ki Chanyeol'ün uzun bacakları vardı. Hemen yetişti ona. Yanında durmayıp iki adım gerisinden takip etti, ezbere bildiği yolu. Yüzü aydınlanırken az önceki oyunculuğu işe yaradığı için mutluydu.

Evet, numaracıydı ve bundan zerre gocunmuyordu. Onu istiyordu. Ders anlatırken birden hızlı hızlı konuşmaya başlamasını, şaka yaptığında yüzünde oluşan muzip ifadeyi, soru sorulduğundaki ciddi hallerini, bazen klavyede çokça kızıl saçlarında gezinen ince parmaklarını hepsini yakınında istiyordu. Bu kadarıyla da yetinmiyordu. Şu an önünde yürürken süzdüğü dolgun kalçaları, kıvrımlı beli, ütülü pantolonunun sardığı düzgün bacakları... Ona dokunmak istiyordu. Elleri güzel vücudunda kayarken burnu kızıl saçlarını koklasın, dudakları o minik şekilli dudaklardan ayrılmasın istiyordu. Hiç tatmasa da yumuşak olduklarına emindi.

Chanyeol'ün düşünceleri tehlikeliydi. Bunları yapmakta ise oldukça kararlıydı. Ve şimdiye kadar onun taktiklerine karşı koyabilen biri olmamıştı. Onlara bu çabanın yarısını bile göstermemişti üstelik. Öğretmeni neden bu kadar nazlıydı?

Baekhyun odasına girip eşyalarını masanın üstüne bırakırken arkasından yaklaşıp o da elindeki kitapları koydu. Tamamen bilinçli bir şekilde yavaşça yapmıştı bunu. Göğsünün yarısını kısa adamın sırtına denk getirecek şekilde.. Kendisinden yaşça büyük olan bu adamın bedeni yanında küçücük kalıyordu. Bu bile yükseltiyordu onu. O küçük bedenle alakalı kirli düşüncelere sahipti. Baekhyun'un hareketsiz kaldığını görünce geri çekilmedi. O da etkileniyordu işte. Ne gerek vardı inkar etmeye? Sinsice gülümseyerek kafasını eğdi.

"Başka bir isteğiniz var mı öğretmenim?" dedi kulağına fısıldayarak. Ses tonu iç gıdıklayıcıydı. Baekhyun derin bir nefes alırken gülümsemesi genişledi. Kimse Park Chanyeol'e karşı koyamazdı.

"Yok isteğim falan, çekil şurdan." Kızılın sesi sertleşirken hızla önüne döndü. Belli ki amacı uzaklaştırmaktı ama ters etkiye sebep olmuştu hareketi. Demin sırtına değen göğüs şimdi kendi göğsüne değiyordu. Kişisel mesafe ihlalini takmayan genç azıcık bile kımıldamadı. Konumunu koruyordu. Öğretmeninin yüzündeki sert ifadenin dağılıp afallayan bakışların onu ele geçirmesine an ve an şait oldu. Hatta o bakışların suratında gezinmeye başlamasına da şahitti. Öğretmeni şu an ne kadar çekici olduğunun farkında mıydı acaba? Sırıtması silindi. Onu itmeyişinden cesaret alıp öne eğildi. Bu hamlesiyle kısa olanın beli masaya çarptı. Geriye doğru bir kavis oluşturmuştu üst bedeni. Kolunu iki yanından atarak masayla kendi bedeni arasına sıkıştırdı kızılı. Hala onu itmiyor, kızmıyordu. İçindeki coşkulu taraf çocuk gibi zıplarken biraz daha eğilip yüzleri arasındaki mesafeyi sıfıra indirdi. Nefesleri birbirine karışacak kadar yakınlardı. Belki de Chanyeol'ün uzun süre beklemesine gerek yoktu..

"Sizi öpebilir miyim Bay Byun?" Fısıltısı diğerinin dudaklarına çarparken heyecanlıydı. Yasak olanın verdiği heyecan mıydı yoksa kokusunu bu kadar yakından almanın heyecanı mı, bilmiyordu. Ancak öğretmeni biraz daha kısık gözleriyle ona bakmaya devam ederse kendini tutamayacaktı. Neredeyse öpecekti ki Baekhyun hızla itti onu.

"Çık." dedi kapıyı göstererek. Bağırmadan, sinirlenmeden... Karşısındakinin öğrencisi olduğunu nasıl unuturdu?

 Karşısındakinin öğrencisi olduğunu nasıl unuturdu?

اوووه! هذه الصورة لا تتبع إرشادات المحتوى الخاصة بنا. لمتابعة النشر، يرجى إزالتها أو تحميل صورة أخرى.
My Slut Neighbor || sekaiحيث تعيش القصص. اكتشف الآن