21 (M)

1.1K 87 115
                                    

"Ya ben nereden bileyim besinin protein ve karbonhidrat oranını? Beni ne ilgilendirir? Mutfakta çalışacağım ben, laboratuvarda değil."

Sehun bir yandan söyleniyor diğer yandan önündeki kitapta yazanları ezberlemeye çalışıyordu. Hayır yani ona neydi canım, patatesteki nişasta katsayısından? Alakasız alakasız şeylerle uğraştırmaya ne gerek vardı insanı? Sözel bilgilerle muhatap olmayacağını sanıp sevinirken sınav haftası gelip çatınca o sevinç huysuzluğa dönüşmüştü. Pratik sınavlarında sorun yoktu, hepsini geçmişti. Ama lanet olası bir yazılı sınavı vardı ki deli ediyordu onu. İki gündür akşamın bir vaktinde koltukta uzanmış keyif yapıyor olması gerekirken ders çalışıyordu. Olacak iş değildi!

"Tembellik yapma Sehun, nişasta bileşenlerini söyle."

Ah.. Unutmadan bir de başında kitaplar yeterli değilmişçesine ona eziyet eden esmer pislik vardı. Neden her boku biliyordu bu adam, neden?! Tembellik yapma Sehun, kitabın üzerinde uyuma Sehun, son sayfayı tekrar çalış Sehun, ezber yapma öğren Sehun.. Aghhh! Cidden çıldıracaktı.

"On karbon altı hidrojen." dedi doğru olmasını umut ederek. Jongin iki yana salladı başını.

"Tam tersi, on hidrojen altı karbon. Ve oksijenleri neden unutuyorsun? Beş oksijen ekle." Ne vardı beş oksijencik de eksik olsa, kime lazımdı? Sabır dilenerek içinden tekrar etti. On hidrojen, beş oksijen, altı-

"Yah! Sıkıldım Jongin, yeter." Bugün daha fazla devam edemeyecekti. Fena halde daralmıştı. Kitabı kapatıp masanın kendisine en uzak olan köşesine itti. Ancak esmer olduğu kadar gıcık olan sevgilisi geri aldı o korkunç çokluktaki sayfalardan oluşan kalın kitabı.

"Yarın sınavın var Sehun yetmez, gel buraya." diyerek ayağa kalkmış kaçmaya çalışan sevgilisini kolundan çekti. Bıkkınlıkla ofladı Sehun. Pes etmeyecekti. Bu öğretme merakı nereden geliyordu bilmiyordu fakat onu pes ettirmesini de pek ala bilirdi. Eh, bakalım ne kadar dayanacaksın Kim Jongin..

Salondaki alçak masaya kurulmuş çalışıyorlardı saatlerdir. Jongin yanında bacaklarını masanın altına uzatmış oturuyorken, o da yerde bağdaş kurmuştu. Ancak bu sefer seçeneği yer değil esmerin kucağı oldu. Jongin ona ne yapıyorsun dercesine bakışlar atarken sırtını geniş göğüse yaslayarak masaya eğildi.

"Tamam." dedi kitabın sayfasını açarken. "Böyle çalışalım, yer çok sert." Esmere pek inandırıcı gelmemişti böyle kuzu kuzu çalışmayı kabul etmesi ama sesini çıkarmadı. Başını genç olanın boyun girintisine sokarak kaldıkları yeri okumaya başladı.

"Bileşenleri öğrendiğini varsayıyorum. Şimdi hangi besinlerde bulunduğuna bakalım." Ve art arda sıralamaya başladı elindeki kalemle altlarını çizerek.

"Patates, tahıllar, baklagiller, pirinç.." Sehun ise dinliyormuş gibi yapsa da bir kulağından giriyor ötekinden çıkıyordu, bu iliğini kurutan bilgiler kümesi. Kalçasını hafifçe esmere bastırarak kıpırdandı. Jongin anlık bir teklemeyle kalemi elinden düşürse de devam ediyordu anlatmaya. Hadi ama, bıraksana be adam!

"Söyle bakalım, hangi besinlerde bulunurmuş?" Boyun girintisinde bulunurken başını çevirip ona bakması fazlasıyla yakın bir mesafe oluşturuyordu. Nefesi esmerin yanağına vururken saymaya başladı.

"Pirinç, patates, makarna.." Öyle kısık ve baştan çıkarıcı bir sesle fısıldıyordu ki sanki bahsettiği konu çok başkaydı. Ellerini Jongin'in ensesindeki saçlara atıp daha iyi yerleşti kucağına. İnce parmakları ensesindeki tüyleri okşarken daha demin altında sönük olan aletin yavaş yavaş belirginleştiğini hissediyordu. Zafere doğru emin adımlarla ilerlerken sinsice sırıttı içinden. Tam onu oltaya çekiyordu ki Jongin müsaade etmedi buna. Hızla başını kitaba çevirdi.

My Slut Neighbor || sekaiWhere stories live. Discover now