5. Bölüm

3.1K 573 361
                                    

Selamlar... Çok sabırsızdım bu haftaki bölüm için çünkü gerçekten hem uzun hem de dolu bir bölüm oldu. Kader ağlarını örüyor... Geçen bölüm yaptığınız bütün yorumları okudum ve o kadar mutlu oldum ki anlatamam. Çok teşekkür ederim Düşünceleriniz ilk günden beri benim için çok önemli. Bu bölümde de çokça yorum yaparsanız aşkla, sevgiyle ve en az yazarken sarf ettiğim emekle okuyacağım. Oy oranları düşük ama olsun yorumlarınız muhteşem. Ben aslında yazıyorum ve bir kaç bölüm öndeyim. Bazı sıkıntılı durumlar olabiliyor ve o dönemleri hafifletmek için bu yolu deniyorum. Çok güzel şeyler yazdım. İçim pır pır ediyor ama tabi daha var okumanıza. Aynı şekilde Kaptan-ı Derya da öyle. Sizden ricam hikayeyi okurken hislerinizi ve fikirlerinizi yazmanız. En iyisi olsun istiyorum ve en iyisi anak eleştiri ve motivasyonla olur. Fazla uzatmadan sizi bölümle baş başa bırakıyorum.

İyi okumalar...

⚖⚖⚖⚖⚖⚖⚖⚖

5. Bölüm: Arkadaşım değilsin
Şekersiz- Evren Güzeli

19 yaşındaydım. Bu hayatta geçirdiğim koskoca 19 senem vardı. Ancak şu talih 19 sene boyunca bir kez olsun çalamaz mıydı kapımı? Bu nasıl bir bahtsızlık zaten asla anlamıyorum. El âlemin kızları-mesela Sena- gider yakışıklı ve morali bozuk bir çocuk bulur ve hiç bu çocuğu senelerdir seven var mıdır diye umursamadan onu tavlar ve sınıfın en görsel çifti olurlar. Üstelik o çocuk ona deli gibi âşık olur ama ben? Ben ise dünyanın en suratsız ve gangster karakterini tavlamak zorunda kalırım.

Gerçekten modası geçtiği için bu cümleyi kurmak istemiyorum ama diyecek başka bir şey de bulamıyorum. Where is adalet?

"Dolandırıcı diyorum hâlâ savunuyorsunuz! Sadece dolandırıcı da değiller üstelik sosyopat manyaklar!"

Masadakileri çok eğlendiriyor olmalıydım ki herkes bana gülüyordu. Evet herkes! Atakan da, yanımdaki malum kişi de! Komik değildi, hem de hiç!

"Yalnız ya seni dinliyorlarsa?" diye soran Barış'a şaşkınlıkla baktım. Olabilir miydi? Gözlerim kısıldı.

"Çok mantıklı. Belki de söylediklerin için senden intikam almışlardır." dedi Sena sırıtarak. Öyle basmıştım ki kuyruğuna, bana sinsice bakıp tıslayarak konuşuyordu resmen.

Bakışlarımı üstünde gezdirdim. "Öyleyse hata yaptılar. Bu masada en nefret ettiğim kişinin sen olduğunu açıkça belirtmiştim hâlbuki. Asıl intikam sen olurdun bana." dedikten sonra telefonumun mikrofon deliğini ağzıma yaklaştırdım.

"Ancak intikam aldıklarını sanmıyorum. Sadece paragöz olduklarını ve iyilik adı altında dolandırıcılık yaptıklarını düşünüyorum." dedim gözlerimi masadakilerle sırayla kesiştirip yanımdaki çocuğa baktım. Şu an ne kadar salak göründüğümün farkındaydım. Sorun değildi çünkü salaktım. Nasıl gaza gelip bu saçma oyunu oynamayı kabul etmiştim ki? Tüm bilgilerimi de girmiştim oyuna girerken.

Ah aptal kafam ah!

"Parayı ver kurtul işte. Sonra oyunu silip kart bilgilerini falan değiştirirsin." dedi Atakan oldukça ciddi bir şekilde.

"Tabi, dur ama üstümde nakit yok çeklerimden birini ibraz edeyim." dedim sinirle. "Bin lira nerden bulayım Atakan? Babama söylesem sen de yanarsın benimle birlikte."

"Bu ayki kredimi sana veririm. Sonra ödersin." dediğinde ofladım. Başımı iki yana salladım. "Laptopun taksitini ödüyorum kredimle. Bana da çok bir şey kalmıyor zaten."

Yanımdaki çocuğa bakıp iç geçirdim. "Hayır, ben Sena ya da Özge de değilim. Ne anlarım tavla poker işlerinden!"

Hülya kahkaha attı. "Af edersin boşluğuma geldi yaptığı teşbih." diye açıkladı Sena'nın bakışlarına karşılık olarak. Diğerleri de bıyık altından gülüyordu ancak onlara ayıp olmasın diye açık edemiyorlardı sanırım.

Ç.T. Adaletkoridoru.comHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin