7. Bölüm//2

1.6K 282 318
                                    


Herkese Selamlar...

Hiç beklemediğim bir anda sınır doldu. Dün gece uykusuz kalıp bölümü bitirdim neyse ki. Umarım seversiniz. Sürpriz sonlu bir bölüm oldu. yorumlarınızı bekliyorum. 

İyi Okumalar...

⚖⚖⚖⚖⚖⚖⚖

7. Bölüm: Şövalye

Bölüm Şarkısı:  Han Çelikhan- Sonsuza Kadar

Sınırlar vardır, görünen veya görünmeyen. Göz önünde olsa da görmezden gelinen sınırlar hangisine dâhildir bilmiyorum. Kardeşler arasında var olan sınır işte tam olarak budur.

Bazen o sınırların geçilmesi gerektiğine ben de inanıyorum ama böyle değil. Eğer kardeşini yargılamak veya incitmek amacıyla hareket ediyorsan kardeşliğin sana vermiş olduğu bu hakkı kötüye kullanmış oluyorsun. Ebru'nun bana söylediği şey tam olarak buydu. Bu yüzden ben de bu kadar sert çıkmıştım.

Sözlerim onların oldukları yerde kaskatı kesilmesine sebep olurken çantamdan telefonumu çıkarıp çantamı koltuğa attım ve odama geçip Tolunay'ı aradım. Çok fazla uzaklaşmış olamazdı.

"Alo? Sevgilim?"

Ses tonundaki endişe şu durumda bile içimdeki birçok kötü duyguyu silip süpürdü. Beni eski benden ayıran en büyük farklardan biri Tolunay'ın bana duyduğu ve göstermekten çekinmediği ilgisi ve hassasiyetiydi.

Biri için varlığım bir anlam ifade ediyor düşüncesi...

"Neredesin sevgilim?"

"Kavşaktaki ışıklara varmak üzereyim."

İyi çok fazla uzaklaşmamıştı.

"Dönebilir misin?"

Duraksadı.

"Bir sorun var?" dedi soru soran ses tonuna rağmen emindi söylediği şeyden.

"Sorun yok ama kızlar evliliğimizi öğrendi. Daha doğrusu söylemem gerekti. Beraber konuşalım."

Sonra gerekirse beraber gidelim...

Ben söylemesem de eminim o anlamıştı kast ettiğimi.

"Dönüyorum. Üç dakikaya oradayım."

"Tamam. Dikkatli gel, acele etmene gerek yok. Sakiniz."

Onaylayan mırıltılar çıkarınca kapattık telefonu. Tekrar odaya geçip sessizce oturmaya devam eden kızlara bakıp tekli koltuklardan birine oturdum.

"Tolunay'ı aradım, geliyor."

Ela bana sert bir bakış attı. "Şimdi de evi mi terk ediyorsun?"

Alayla güldüm. Ancak bu gülüş burnumdan nefes vermek suretiyle dışarı yansıdı.

"Konuşalım diye çağırdım Ela."

"Önce biz kendi aramızda kardeşler olarak konuşsaydık?"

Ebru'nun imalı ve sinir bozucu sesine karşın Ela'nın bana attığı sert bakışların aynısıyla ona baktım.

"Seninle iletişim kurabilecek frekansta olduğumu sanmıyorum şu an. Kardeşin değil de okuldaki düşmanın gibi yaklaşıyorsun bana. Ve inan bana ben sana düşmanlık beslersem ergen laf sokmalarıyla yetinmem canını yakarım. O yüzden Tolunay'ın da bu konuşmada bulunması daha sağlıklı olur."

Ç.T. Adaletkoridoru.comHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin