12. Bölüm

3.1K 535 659
                                    

Herkese selamlar...🙏🏻

Size bomba gibi bir bölümle geldim. Çok yoğun bir bölüm oldu. Yorum yapacağınız çok konu var bu bölümde. Bir sonraki bölüm de öyle olacak. Çok merak ediyorum tepkilerinizi. Bu bölümde en sevdiğiniz repliklere siyah kalp koyar mısınız? İnstagramda paylaşmak istiyorum. 

Size iyi okumalar:) Bölüm şarkılarını mutlaka dinleyin:)

⚖⚖⚖⚖⚖⚖⚖⚖

12. BÖLÜM: Sen Önemlisin

Bölüm Şarkıları: Emir Can İğrek: Gönül Davası// Sıla: -Dan Sonra

"Yüzünü artık asmasan mı? Kaderine razı olmak nedir? Daha önce hiç duymadın mı?" diye sorduğunda Tolunay'a çok sert bir bakış attım. "Kaderim, çapkın bir İtalyan'ın adını yaşatmam mı? Ayrıca siz bana çapkın dediniz. Ben bir çapkınlık yapmadım." dediğimde omuz silkti. Koridor'da keşfe çıkmıştık. Şimdiye kadar laboratuvar gibi bir yer, spor salonunu ve mutfağı görmüştüm. Evet, mutfak da vardı burada...

"Ama bence sana çok yakıştı bu lakap ve bil bakalım son karar mercii kim?" diye alayla sorduğunda bir kez daha ters ters baktım ve önüme döndüm. Kendisiydi karar mercii...

Yine bir kapının önünde durduk. Yine bir şifre yazdı. Kapı açıldı. Kapıyı çekerken "Burası da kütüphane." dedi ve içeri girdi. Ardından içeri girdiğimde gözlerim büyüdü. Gözlerimden ortama kalp saçıldığının görünmemesi gözlerimin seri kalp üretimine geçmediği anlamına gelmemeliydi. Çünkü ben o kalpleri hissediyordum.

"Muhteşem..." dedim. Bir kütüphane ne kadar muhteşem olabilirse o kadar muhteşemdi burası. Hatta o diyene kadar ben kütüphane demezdim buraya. Evet duvarların büyük çoğunluğu raflarla kaplıydı ve o raflar kitaplarla doluydu ve evet masalar ve bilgisayarlar da vardı ama öyle renkliydi ki yerlerdeki puflar, müzik çalarlar, CD ve CD çalarlar. Küçük ekranlar...

Odanın girişinin sağında kalan duvar mat bir camdan oluşuyordu ve bir köşesinde bir kapı bulunuyordu.

"O kapı nereye açılıyor?" diye sordum. Kararsız derin bir nefes verdi. "Arşiv ama sen şu an görecek seviyede değilsin maalesef." dedi. Başımla onayladım.

"Sınırlarımı bana hatırlatırken zorlanmana gerek yok. Zaten burada olmam için birçok ihlal gerçekleştirdin. Her ne kadar ben istemesem de."

"Teşekkür ederim. Anlayışın için. Zorla seni buraya sürüklediğimin farkındayım ve muhtemelen bana yani çaresiz olmama üzüldüğün için kabul ettin." dediğinde gülümsedim. Çaresiz olduğu için kabul etmemiş olsam da çaresiz olduğu için güvenmiştim.

"Babaannem." dedim ve duraksadım. "Adımı ondan almışım. Levla... Bilmiyorum belki de harf hatası yapılmıştı adında belki bilerek Levla demişlerdi ona. Ancak o, gerçekten ihtiyaç duyulacak birisiydi. Herkesin yardımına koşardı. Hatta bizi, diğer torunlarını genellikle o büyüttü bir yaşa kadar. Hep şey derdi. İyi olmak dünyanın en kolay şeyidir. Herkes iyi olabilir." dediğimde bana şaşkınlıkla ve merakla bakıyordu.

"Evet, iyi olmak çok kolaydır. Dünyanın en kolay işidir hatta ama adil olmak zordur. Herkes iyi olur eğer menfaatine dokunmuyorsa. O yüzden bize hep derdi ki size iyilik yapana değil, kötü de davransa adil olana güvenin diye. Sen bana Levla dedin, adalet dedin. Belki de babaannemi anımsattın bana. Şu an fark ediyorum bunu. Bu yüzden kabul etmiş olmalıyım. Sessiz olabilirim, bazı insanlara kendimi kullandırmış da olabilirim ama bu tamamen benim irademle gerçekleşti. Kimse beni bir şey yapmaya zorlayamaz ya da ben istemeden beni kullanmaya cüret edemez. İçin bu konuda rahat olsun. Bana verdiğin sözü tuttuğun sürece ihanet etmem. Zaten sözünü tutmazsan da ihanet eden sen olmuş olursun ve benim yapacaklarım o noktadan sonra ihanet olmaz."

Ç.T. Adaletkoridoru.comHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin