8. Bölüm

3.1K 571 381
                                    

Herkese merhabalar. Sizlere çok güzel ve oldukça da uzun bir bölümle geldim. Bölüm boyunca ama en çok da bölüm sonundaki tepkilerinizi çok merak ediyorum. Lütfen beğenmeyi de unutmayın...

Yeni kapağımızı nasıl buldunuz? Ben beğendim ama siz ne düşünüyorsunuz bilemem tabi... Beğenmezseniz bir süre sonra eskiye döneriz. 

İnstagram hesabımızı takip ediyor musunuz? Soru cevap yaptık ve bir çok soruya cevap verdim. Onları da öne çıkanlara ekledim. Bakabilirsiniz. İnstagram'da bu hafta karakterlerin tamamını bir postla paylaşmayı düşünüyorum. Hem Ç.T hem de Kaptan-ı Derya için. Ne diyorsunuz? Erken mi?

Sizi de fazla tutmadan bölüme yönlendireyim ben. Papatya çaylarınızı içip öyle başlayın derim. :D

E hadi bakalım iyi okumalar...

8. BÖLÜM: Yanlış Yoldayım Ama Yol Nasıl Güzel

Bölüm Şarkısı: Emre Aydın- Afili Yalnızlık

Uykusuz kaldığım birçok gecem oldu. Bazen ağlamaktan uyuyamadım, bazen heyecandan... Ancak bu uykusuz kalışların her zaman tek bir sebebi oldu.

Atakan...

Lisenin ilk yılındayken, yani henüz hislerimin çok taze ve çok hevesli olduğu dönemlerdeyken bir gün Atakan bizim sınıfa geldi. Bana bir mektup verdi ve kulağıma eğilip 'Abim bunu Ela'ya vermeni istedi.' dedi. Heyecandan ölecektim neredeyse. Tüm sınıf merakla bize bakıyordu. Kızların kıskandığına çok net bir şekilde emindim. Benimle iletişimde oldukları son anlardı zaten. Atakan lisenin popüler çocuklarından biriydi. Onun da ilk yılı olmasına rağmen çok dikkat çekiyordu. Biz sınıf atladıkça zaten ünü efsaneye dönmüştü.

O yüzden o an, Atakan'ın o hareketi büyük ilgi görmüştü. Ancak ne olarak görüldüğü, kimin ne söylediği umurumda değildi çünkü Atakan ile ilk kez o kadar yakınlaşmıştık. Nefesini boynumda hissetmiştim. Ve demiştim ki; 'İşte kendi romanımın başkarakteriyim artık!

Yanılmışım. O gece uykusuz kaldığıma, mutluluktan ölecek gibi hissetmeme değmeyecek bir olaydı.

Olayın ne öznesiydim ne nesnesiydim ne de yüklemiydim... Türk dili ve edebiyatında devrim niteliğinde bir şeydim. 'Gizli bağlaç'

Atalay'ı, Ela'ya bağlayan bir bağlaçtım aslında...

O gece mutluluktan uyuyamadığım bu olay beni yıllar sonra bu gece hüzünden, pişmanlıktan uyutmuyordu. Tabi ki tek başına değildi bu anı. Yanında binlercesi vardı... Zamanında ağladıklarım da güldüklerim de heyecanlandıklarım da bugün göğsüme ağırlık yapıyordu. Bunun kolay olmayacağını biliyordum.

Daha dürüst olursam bunun mümkün olduğundan bile emin değilim. Ben Atakan'ı nasıl silecektim? Gururum hariç hiçbir yönelimim bunu yapmak istemiyor. Hiçbir hücrem bu vedaya hazır değil gibi.

Hissettiğim şeyi daha somut bir ifadeyle aktaracak olursam bir şeyi sıkıca tuttuğunuzu düşünün. Canınız acımış, çok acımış ama bırakmamışsınız. Sonra bırakmanız gerekince parmaklarınıza komut veremiyorsunuzdur. Öylesine kabul etmişsinizdir ki mevcut durumu aksi mümkün değildir. Hem en acılı kısmı bile atlatmışken neden bırakasınız ki?

Ancak önünde sonunda bırakmanız gerekeceğinin de farkındasınız işte...

Ben de farkındaydım artık. Kafama vura vura fark ettirmişlerdi bana ama sonuç olarak farkındaydım işte. Gönlüm kilitlenmiş ve içinde Atakan'ı tutuyor...

Atakan'ın da oradan çıkmak istemediğini biliyorum. Benim zaafımın onun çıkarı olduğunu da biliyorum. Eminim sevilmek güzel bir duygudur. Hele benim gibi hiçbir beklentisi olmadan seven bir aptal tarafından sevilmek... Eminim muhteşem bir şeydir...

Ç.T. Adaletkoridoru.comHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin