17. Bölüm

3.1K 521 372
                                    

Herkese merhabalar...

Çok uzun bir zaman olduğunun farkındayım ve bu benim isteğim dışında gerçekleşse de çok mahcup ve üzgünüm. Öncelikle bir anda işe girdim. Nasıl oldu inanın ben de anlamadım. Büyük bir hevesle başladığım iş yeri benim için tam olarak hayal kırıklığıydı. Eğer mecbur değilseniz özel sektörde kimsenin altında çalışmayın. Parasının azlığı bir yana... En önemsiz konu hatta para... Onurunuzu, aklınızı alay konusu ediyorlar. Kişilik haklarınıza ve benliğinize hakaret edecek hakkı sırf işveren oldukları için kendilerinde buluyorlar. Oysa benim sarf ettiğim emek onların paralarından daha değerli ve daha fazlaydı. 

Her şeyi söyleyemiyorum ama gerçekten çok fazla yara aldığım bir deneyim oldu.

Bunun yanında çok güzel bir gelişme daha oldu ve bu açıklamayı burada kesiyorum ve SİZDEN EN ALTTAKİ AÇIKLAMAYI OKUMANIZI RİCA EDİYORUM.

Bomba gibi bir bölüm oldu. Uzun araya değecek kadar da uzun...

17. BÖLÜM: Kader

Bölüm Şarkısı: Buray - Sevme Beni

Hayatın inişli çıkışlı bir rotada ilerlemesi olağan bir durumdu. Benim hayatımın ise son birkaç yılı daima inişte olsa da buna da alışmıştım. Şimdi ufacık bir çıkış olduğu zaman afallayıp ne yapacağımı bilememem de bundan olsa gerekti...

Hayatımda 'iyi şeyler oluyor' gibi iddialı cümlelerim yoktu ama kötü şeyler de olmuyordu sonuçta. Ve bu da benim hayata tutunma motivasyonumun rutinini bozan bir durum olduğundan düğümlenmiş gibi hissediyordum.

"Beni emretmişsiniz sultanım! Buyurun lütfen! Emrinize amadeyim!"

Kapıdan başını uzatmak suretiyle bana söylenen Ebru'ya çevirdim başımı.

"Sevgililer günü için Tolunay'a hediye baktın mı?" diye sorup bilgisayara geri döndüm. Yapabileceğimden değil de uğraşmadan pes etmek istemediğimden ödüllü ödevimi yapmaya çalışıyordum.

"Öyle bir misyonum olduğunu şimdi öğreniyorum." Dedi içeri girip kapıyı kapatarak.

Yeni bir kod denerken Ebru'ya cevap verdim. "İyi, bir koca günün var."

Bir süre cevap vermeyince bakışlarımı kısa bir an yüzüne çevirdim. Ağzı bir miktar açılmıştı.

"Acaba neden senin sevgilinin hediyesini ben seçiyorum? Alnımda sadece senin görebildiğin bir kalemle enayi falan mı yazıyor?" diye sorduğunda sesinde abartılı bir ima vardı. Dudağımın bir kenarı kurnaz bir şekilde kıvrıldı.

"En sevdiğin eniştene hediye almaktan gocunuyorsan ben de seçebilirim bir hediye ama bu iş beni fazlasıyla yoracağından bundan sonrası için bayağı gocunacağım şey olur. Mesela özel hayatım hakkında konuşmaktan gocunurum bence."

Bir insanın en iyi silahı bilgiydi ve çoğu insanın bundan ne yazık ki haberi yoktu. Hala para, mevki gibi saçma sapan şeyler yüceltiliyordu.

Mesela ben kardeşimi çok iyi tanıyordum ve onu manipüle etmek için elimde yeterli bilgi vardı. Benim kardeşim dedikoduyu çok severdi. Benim kardeşim nerede boş bir muhabbet varsa orada olmaktan şeref duyardı. Ve son zamanlardaki en boş muhabbet de ben ve Tolunay arasındaki sahte ilişkiydi. Zira o henüz bu ilişkinin sahtelik boyutundan haberdar olmadığından oldukça heyecanlıydı bu konuda.

Olması gerekenden fazla hem de...

"Çok adi bir insansın biliyorsun değil mi Elif? İnsanlar seni sessiz sakin sanıyor ama sen çok sinsisin. İnsanı nereden vuracağını iyi biliyorsun. Hep bel altı vuruyorsun üstelik."

Ç.T. Adaletkoridoru.comHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin