6. Bölüm

3K 561 240
                                    

Selamlarrr. Kalpler ve çiçekler....

Nasılsınız? Neler yapıyorsunuz? Sizi çok özledim. O harika yorumlarınızı çok özledim. Ve sonunda beklenen gün geldi. Şöyle diyeyim bölümler ilerledikçe hikaye hareketleniyor ama ileride öyle bölümler var ki bu bölüm ve öncesi onların yanında resmen heykel kadar hareketsiz kalacak. Yine de bu bölüm de hareketli bir bölüm oldu. Ve yorumlarınızı çok merak ettiğim şeyler var. Bu bölüm Elif'in iç dünyasını daha iyi göreceksiniz ve onu anlayacaksınız. Güzel yorumlarınızda buluşalım ama beğenmeyi de unutmayın. Bölümlerin beğenileri çok az çünkü orana göre hiçbir hikayemde bu kadar az değildi. En azından ilk bölümler için yüz beğeniyi geçebiliriz bence. Size güveniyorum ve bir dahaki bölüme kadar hikayeyi size emanet ediyorum. 

İnstagram: Busras.typwriter/busbckr
Twitter: Busrastypwriter


İyi okumalar.

⚖⚖⚖⚖⚖⚖⚖⚖

6. Bölüm: Senin dilini öğrenerek vakit kaybetmek istemiyorum
Emre Aydın-Bu Kez Anladım

Bundan tam 7 sene önce internette gezerken -ki o zamanlar Facebook yaygındı- bir gruba denk gelmiştim. İnsanlar burada bloglarında yazdıkları hikâyeleri paylaşıyordu. Kitap okumaktan hoşlanan bir çocuk değildim ama okurdum. Bir okumaya başladığımı bitirene kadar bırakmazdım hatta. Ancak işte iş okumaya başlamakta bitiyordu ve ben hazıra konan bir çocuktum. Televizyon bana daha cazip gelirdi. İşte bu grubu görünce merak ettim ve bir hikâyenin ismi dikkatimi çektiği için okumaya başladım. Şu an hikâyenin adı aklımda olmasa da vampirlerle alakalı olduğunu anımsıyorum. Tabi o zamanlar Alacakaranlık, Edward, Jacop, mavi boncukçu Bella'nın revaçta olduğu zamanlar. Gönlüm bir Edward'a kayıyor, bir Jacop'a... Bundan mütevellit o hikâye ilgimi cezbetti. Sonra oradan başka bir hikâyeye atladım, oradan başka, oradan başka bir tane daha derken kendimi bir sahafta buldum. Kapağı ve adı ilgimi çeken bir sürü kitap aldım. Kitap okumaya böyle başlanır çünkü. Okuduğum tek fantastik hikâye o ilk hikâyemdi. Daha sonra hiç okumadım. Bu kez ilgimi 'okula yeni bir kız gelir' temalı hikâyeler çekiyordu. 12 yaşında, ergenliğinin daha başlarında olan bir kız için ne büyük heyecandı ama...

Elbette bu dönem 'Bad Boy' hayranlığım da bir yükselişe geçmişti. Neyse...

Sonra altıncı sınıf bitti, yedinci sınıf bitti, sekizinci sınıf bitti... Derslerimi aksatmadım çünkü babam o zaman da üzerimde baskı kuruyordu ve aslında alışmıştım da çalışmaya. Her gece bir saat kitap okuyup, okurken uyuyakalmak da büyük zevkti.

İyi bir puanla bir Anadolu lisesini kazandım. Okula kaydolurken çok heyecanlıydım ve büyük hayallerim vardı. Yeni okul, o hikâye sahneleri, yakışıklı ama bad boy büyük sınıflar...

Okula gittim. Ancak hiç de hayallerimdeki gibi olmadı. Büyük sınıflar oldukça korkunçtu çünkü benim gözümde çocuk değil bildiğiniz adamlardı. Sınıf arkadaşlarım da olması gerekenden daha çocuk ve hiçbiri yakışıklı da değildi. Büyük bir üzüntüyle ilk gün hiçbir aksiyon yaşayamadan bitti ve ben eve döndüm. Tüm hayallerim yıkılmış, umutsuzluğa kapılmış bir haldeydim. Akşam oldu babam eve geldi ve tüm hayallerimi hayata döndürecek bir şey söyledi. Antep'teki görev süresi dolduğu için tayin istemesi gerekiyordu. ilk ve son kez bana yöneltti ilk soruyu; "Nereyi yazayım?" Bir saniye bile düşünmedim. "İstanbul!" derken. Babamla annem mırın kırın edince de küsüp odama gitmiş ve "Niye sordun o zaman?" diye isyan etmiştim.

Elbette Ela sevgilisi olduğundan gitmek istememişti ve illa bir yeri yazması gerekiyorsa Kilis ya da Maraş'ı yazmasını istemişti. Ancak babamla annem bunu da istememişti. Ela da haliyle ısrar edememişti. Ebru da gitmek istememişti çünkü son senesiydi. Bir yıl daha ertelemesini istemişti babamdan. Ancak babam yine itiraz edince "Nereyi yazarsan yaz o zaman' diyerek küsmüştü. Babam da İstanbul, İzmir ve Adana'yı yazmıştı.

Ç.T. Adaletkoridoru.comHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin