13. Bölüm

3.2K 540 364
                                    

Herkese merhaba. Nasılsınız? İyi değilseniz de bölümden sonra çok iyi olacağınızın garantisini veriyorum size.  Çok değil ama bir tık hız arttırmamız gerekiyordu bence artık. Biraz daha ahreketli bölümlere geçeceğiz gibi. Ara ara duraksasak da artık Elif Ç.T'de olduğuna göre olaylar olaylar diyebiliriz.

Geçen bölüm gelen tüm yorumları büyük bir şevkle okudum. Nasıl mutlu oldum anlatamam. Ellerinize klavyenize sağlık. Bu bölüm de sizden aynı performansı bekliyorum :D Bir de okuyanlar neden en azından bir yıldıza dokunmuyor onu da merak ediyorum? Sıkıntı neyse onu söylerlerse elimden geleni yaparım.

Hepinize iyi okumalar. Yorumlarınızı bekliyor olacağım...

⚖⚖⚖⚖⚖⚖⚖

13. BÖLÜM: İlk Doz
Bölüm Şarkısı: Barış Diri - Derinden

Yeni gün yeni umutlar demektir derdi babaannem. Yaz tatillerinde biz yanına gittiğimizde ya da o bizi ziyarete geldiğinde... İki kavrama çok önem verdiğini hatırlarım. Bir adalet iki umut...

Doğrusu çok ilkeli bir insandı. Yalan söylemez, yalan söyleyene de tahammül edemezdi. Yanardöner insanları da sevmezdi. Ancak yine de hak yiyen birine gösterdiği tepkiyi yalan söyleyene bile göstermezdi. Amcamlarla, halamlarla babam arasında en ufak bir ayrımcılık yapmamıştır ve hiçbir çocuğu da bunu öne sürmez. Kız erkek ayrımı yapmaz evlat evlattır derdi. Annem bazen bana söylenirken babaannesi kılıklı derdi ancak bunu eleştirel olarak söylerdi. Çünkü babaannem tüm ilkeleriyle zor biriydi. Kimsenin paşa gönlünü düşünmez olması gerektiği şekilde davranırdı. Ve genelde annem dâhil hiçbir gelini ve hatta kızları da pek katlanamazdı ona. Neyse ki kadıncağız fazlaca ellerine düşmeden göçüp gitmişti.

Babam arada ah anacığım temalı cümleler kursa da eskileri anlatırken o da en az annem kadar dert de yanardı. Çünkü babaannem varlıklı bir kadın olmasının yanında eli ve gönlü bol bir insandı ve fakir fukaranın da hayvanların da dostuydu. Olaya 'Çocuklarımın hepsinin eli ekmek gördü, garibana yardım edeyim' gözüyle bakarken çocuklarının onun kadar merhametli olmadığını düşünmedi muhtemelen. Belki de düşündü ama umursamadı.

Bazen amcamlarla, halamlarla bir araya geldiğimizde ve hatta her bir araya geldiğimizde çocukları rahmetli babaannemin kulağını çınlatırdı. Çünkü öldüğünde muhtemelen çocuklarının mal kavgasına düşeceğini bildiğinden tüm malını çocuk esirgeme kurumu ile bir kaç vakıfa bölüşmüştü. Çocukları bunun altında kalmayıp tenkis davası açıp yine üç beş kuruş bir şeyler almışlardı tabi...

O zaman babama 'ihtiyacımız yok ki. Bırakın ihtiyacı olanlar faydalansın' deme gafletinde bulunmuşsam da ne 'Çok bilmişliğim' kalmıştı ne de 'Fakir fukara mı bakmış ona da onlara veriyor parasını' veryansını... O kadar laf yedikten sonra da 'O da size baktı ama' diyememiştim ve odama gitmiştim. Bu olaylar zaten aramızın açık olduğu dönemde yaşandığı için aramızdaki uçurumu da büyütmüştü. O zamanlar Ebru ile aynı odada kalıyorduk. Bir de Ebru'dan babamın haklı olduğu ile ilgili bir ton nasihat almış ve onaylayarak uyumuştum.

Ne halleri varsa görsünler dediğim anlardan biriydi sadece. Ancak o dönemde bile kalbimde hep babaannemin sözleri vardı;

'Her yeni gün yepyeni umutlara gebe kızım.'

Bugün de yepyeni bir gündü. Gece aklımı bulandıran düşüncelerden arınmış ve tertemiz bir zihinle yeni güne gözlerimi açmıştım.

Babaannem kılıklı olabilirdim. Ve bundan gurur duyuyordum. Şimdi ben de onun gibi adaleti kovalayacaktım. Ve umudumu hep diri tutacaktım.

Ç.T. Adaletkoridoru.comHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin