5. Bölüm " Maral."

202 14 18
                                    

Bölüm Şarkısı: Hikaye

İyi Okumalar...

DÜNYA MARAL...

Kelimeler anlamını yitirmişti. Anlamsız şeyler artık gözümde anlamlı gelmeye başlamıştı. Ayol resmen adam iş adamıymış ya?! Ben daha kendi ağzından öğrenemediğim ismini bir başkasının ağzından öğrenmiştim resmen!

"Özgür mü?" dediğimde Allah'a şükür kargaşadan benim sesimi duymamıştı. Tüm dikkati üzerime çekmek istemezdim çünkü. Elimdeki tepsiyle beraber masalarına biraz daha yaklaştım. 

Yaklaştıkça ellerim terliyor, nefesim daralıyordu sanki. Sahi ne diye heyecanlanıyordum ki? Burada çalıştığımı biliyordu. Yani biliyordu değil mi? Fazla ilgilenmemişti benimle ama en azından yüzümü görmüştü. Her neyse diyerek düşüncelerimden uzaklaştım. 

Yanına vardığımda tepsideki tabağı önüne koydum titreyen ellerimle. Bardağı da yerleştirdikten sonra bakışlarımı yüzüne çevirdim. Bana bakıyor olduğunu gördüğümde tepsi elimden kaydı bir anda. Ne yapacağımı şaşırdım o an. 

Eğilip tepsiyi aldı ve bana uzattı. Biçimli kaşlarını yine çatmış dikkatle bana bakıyordu. 

"Teşekkür ederim." 

Hiçbir şey söylemedi yine. Ben de zaten rica etmesini beklememiştim ondan. Hızla arkamı döndüm ve koşar adım merdivenlerden aşağı indim. Aşağı indiğimde daha büyük bir kargaşayla karşılaştım. Tanımadığım bir adam ve Masal fazlasıyla yüksek desibelde kavga ediyorlar, Elif ve Akgün de çekirdek olsa çitleyecek gibi izliyorlardı onları. 

Yanlarına gittiğimde daha fazla cümleleri anlamlaştı.

"Ben neden seni her aradığımda açılmıyor bu telefon?" 

Adamın söylediği şeye şaştım kaldım. Bu kimdi Allah aşkına? 

"Sen kimsin? Ben senin telefonlarını açmak zorunda mıyım?"

Demek Masal bu adamı istemiyordu. Hey bu adam ne diye böyle ahkam kesebiliyordu arkadaşıma? Tam karışacaktım ki benim yerime başkası atladı söze.

"Mustafa, bak sen benim canımı fazla sıkmaya başladın benim sabrım taşmak üzere. O yüzden beni ikiletmeden buradan gidiyorsun." 

Bu kimdi ayol? Hayır ne oluyor anlamıyorum ki? 

Adının Mustafa olduğunu öğrendiğim adam diğer adamın söylediklerini duyduğunda sinirle Masal'a baktı ve restoranın çıkışından aynı sinirle çıktı. Tam ne olduğunu soracağım sırada Masal yanımdaki adama sarıldı. 

Bu adam kimdi bilmiyorum ama Masal'ın ona minnet duyduğunu anlamamak imkansızdı. Her neyse diyerek Akgün'ün yanına oturdum. Elif ile beraber sadece karşılarında olan biteni izliyorlardı. 

"Patlamış mısır falan ister misiniz?" Tabii ki dalga geçiyordum fakat aldığım cevapla şoka uğradım. 

"Olur aslında yanına da kola." Bu da yetmezmiş gibi Akgün'ün söylediğinin üstüne Elif "Ben meyve suyu alayım asitli içeceklerle pek aram yok." demesin mi? 

Şu an olduğumuz ortamı umursamadan kahkahayı bastım. Sonunda ikisinin de yüzü bana dönmüştü. Fakat yüzünün bana dönmesini şu an istemeyeceğim- diğer vakitlerde hep baksın isterim-kişinin de bana dönmesiyle bu sefer gülen ben olamadım maalesef.

Açıkçası onun bir iş adamı olduğunu öğrendiğimde şoka uğramıştım. Yani böyle ne bileyim düşünmüyordum işte! 

Yanındaki adamlar ile tokalaşmış ve onların gitmesini izlemişti. Tekrar bizim masaya döndüğünde gözlerini benden başka yöne çevirdi ve orada takılı kaldı. Baktığı yönde Masal ve onun yanındaki adamı gördüğümde ben de takılı kaldım. 

Gecenin ParıltısıDove le storie prendono vita. Scoprilo ora