26.Bölüm "Sevgilim."

134 6 0
                                    

Bölüm Şarkısı: Beni Yak Kendini Yak...

İyi Okumalar...

DÜNYA MARAL...

"Seni seviyorum." 

Söylediğine karşılık veremeden anın şokuyla sadece ona bakıyordum. Gözleri bu zamana kadar en şefkatli haliyle bakıyordu. Sesi bu zamana kadar ki en yumuşak tonundaydı. 

Elimi yanağına koyup konuştum. 

"Bunu duymak hoşuma gitti. Daha sık söyle." Bakışları yoğunlaştı ve gözlerimin içine bakarak tekrar söyledi.

"Seni seviyorum."  Sanki az önce söylememiş gibi hızlanan kalbimle beraber bu sefer karşılık verdim. 

"Seni seviyorum , hem de çok." Yanağımdaki elimi dudağına götürerek öptü ve beni kendisine çekti. Kollarımı hemen ona sarıp burnumu boynuna yasladım. 

"Seninle bu bankta ilk oturduğumuz zamanı hatırlıyorum ve sonra bugün ile kıyaslıyorum. Hiç hayal etmezdim bu şekilde olacağımızı ." dedim ve geri çekildim. Gözlerinin içine bakarak cevabını bekledim.

"Ne şekilde ? " diye sorduğunda gülümseyerek  "İstediğimde sarılıyorum, istediğimde öpüyorum, bana gülümsüyorsun, beni gülümsetiyorsun. Değer veriyorum ve verdiğim değere karşılık alıyorum. Yani Özgür, seninle yapmak istediğim her şeyi yapabiliyorum. " dedim.

"Peki şu an benimle ne yapmak istiyorsun ? Evlen de evlenelim kızım !" diye hiddetle bağırdığında kahkaham onun sesini aşmıştı. "Sakin ol sevgilim sakin. " dedikten sonra söylediğim sözcüğün şaşkınlığıyla donmuştu. Bu şaşkın halinden yararlanıp ona doğru yaklaştım ve yavaşça dudağından öptüm. 

Geri çekildiğimde etkileyici bir ses tonuyla konuştu. "Maral, kalbime çok iyi geliyorsun." Söylediği cümle beni ne kadar etkilese de her söylediğiyle utanıp sıkılmak istemiyordum ve bu yüzden alaylı bir cevap verim ayağa kalktım. "Herkes öyle der canım." 

Anında o da kalktı ve "Herkes derken kim herkes ? Kimin kalbine iyi geliyormuşsun sen ? Başlatmasınlar kalplerine." diye söylendiğinde yanaklarını sıkıp  "Ben daha çok benim kalbime iyi gelenle ilgileniyorum." dedim ve havalı bir şekilde yürümeye başladım.

Fakat yerdeki demire takıp hafif sendelediğimde pekte havalı olmadığımı anlamıştım. Sakarlık mı ? Eşittir Dünya. 

Özgür'ün gülüşünü işittiğimde hızla arkamı döndüm ve yanına gittim. "Bir daha sakın ben seni görmezken gülümseme. Gülümseyeceksen bana sakla." 

Kaşlarını kaldırıp muzipçe baktı ve "Zaten sadece seninleyken gülümseyebiliyorum güzelim." 

Ah! Bu çocuk gerçekten benim kalbime zarardı. Elimi kalbime koyup hızını kontrol ederken sessizce fısıldadım. "Çok etkilendim. Bu yüzden bir yemeği hak ettin." deyip elini tuttum ve sürekli gittiğim seyyar köfteciye doğru ilerletmeye başladım. Elimi tutup beni kendine çekti ve kolunu omzuma attı. Geri kalan yolu böyle ilerlerken aklımdaki tek şey Özgür'ü çok sevdiğimdi. 

Seyyar köftecinin olduğu yere geldiğimiz gibi bir yere oturup "Abicim bize iki tam köfte iki de ayran." deyip Özgür'e döndüm tekrar. Bakışları çok güzeldi. Artık aramızda bir belirsizlik de olmadığından mutuydum. Hem de çok mutluydum hiç olmadığım kadar. 

Biz bakışırken çoktan köftelerimiz gelmişti bile. Yemeye başladık. Bitirdiğimizde o kadar çok doymuştum ki nefes alamıyordum. 

"Doydun mu?" Sorusuna cevap olarak başımı salladım ve sesli olarak da cevapladım. " Hem de çok doydum. Nefes dahi alamıyorum." 

Gecenin ParıltısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin