7.Bölüm "Öküz Her Zaman Öküzdür."

184 12 26
                                    

İyi Okumalar...

***

DÜNYA MARAL...

Güzel bir sohbetten sonra sıra artık akşam yemeğine geçmişti. Özellikle sohbet sırasında konuşmamış iki kişi vardı. Ben ve Özgür. Yani ben utançtan konuşamıyordum o da sinirden. 

"Artık yemeğe mi geçsek ha ne dersiniz?" diye sordum. Masal ve Gece beni onaylarken Özgür'ün yaptığı tek şey ayaklanmaktı. Bunu da bir cevap olarak aldım ve ben de ayağa kalktım. Gece ve Masal da arkamızdan geldiler. 

Herkes sandalyelere yerleşti. Hepsinin tabaklarını aldım ve çorba koydum. Mis gibi kokan sıcak sıcak mercimek çorbasının tadı da efsaneydi tabii ki. Ben yaptım sonuçta. Tabaklarını uzattım geri ve kendime de koyup sandalyeme oturdum. Afiyetle de bitirdik yemekleri.

Gece" Dünya ellerine sağlık yemekler çok güzeldi." diyerek beni gülümsetti.

"Afiyet olsun." 

Masal da Gece'nin söylediğinin üzerine " Gerçekten kuzum çok güzeldiler . Valla seni alan yaşadı." diyerek güldüğünde ben de güldüm. 

"İnşallah. Aday adayım bile yok ama bir gün çıkar karşıma o aday." 

Masal da sırıtıp ayağa kalktı. Ben de ayağa kalktım ve tabakları topladım. Masal da yardım etti. Özgür ve Gece de masada kalan şeyleri getirip oturma odasına geçtiler. 

Suskun olması benim canımı sıkıyordu. Benim evime gelmişti ve küçük bir kavgadan dolayı konuşmuyorduk resmen. Masal da durgunluğumu fark etmişti. 

"Ne oldu kuzum, bir durgunsun sanki?" 

Bulaşıkları sudan geçirirken bir yandan da cevapladım onu.

"Ya konuşmuyor farkında mısın? Bir tanışma olayı yüzünden kavga ettik resmen. Üstelik," devamını getirmeden durdum. Bulaşık makinesini kapattı Masal. Kalçasını tezgaha yaslayıp kollarını göğsünde bağladı.

"Üstelik ne?"

Çaydanlığı çıkardım dolaptan. Hemen cevap vermemek için her şeyi yapabilirdim. Çünkü fazlasıyla utanacağım bir şey söyleyecektim az daha. 

Çaydanlığın altına su koydum ve ocağa yerleştirdim. Demliğe de iki kaşık çay koyduktan sonra üstüne yerleştirdim. 

Masal sırıtarak beni izliyordu. Ona dönüp" Ne var ya?" diye sorduğumda o da "Sen söyle ,üstelik ne?" diye cevapladı. 

Ben de onun gibi kollarımı göğsümde bağladım. "Söylemeyeceğim." 

Kahkaha atıp yaslandığı yerden temasını kesip masadaki örtüyü düzeltti.

"Söyleteceğim ama." dedikten sonra da mutfaktan çıktı. Ne vardı sanki söyletecek? Alt tarafı şey yani. Neyse...

Çayın kaynamasını beklerken tabak çıkardım ve yaptığım kurabiyelerden koydum. 

"Masal!" 

İçeriden Masal "Efendim." dediğinde ben de "Sehpa çıkartır mısın?" diye sordum. 

Beni cevaplamadı bu sefer. Sehpaları yerleştirdiğini tahmin ediyordum. Su kaynadığında çayı demledim. Mutfağa birinin geldiğini hissettiğimde kapıya döndü yüzüm. 

Özgür bana doğru yaklaştığında "Ne oldu?" diye sordum. 

Aynı Masal gibi tezgaha yaslandı. "Sıkıldım." diye cevapladı beni. 

"Sıkıldın ve yanıma mı geldin?" 

Bana bakmayı kesti ve tabaklara koyduğum kurabiyelerden bir tane alıp ağzına attı. Boşuna demiyordum öküz diye. 

Gecenin ParıltısıWhere stories live. Discover now