27. Bölüm "Final."

189 10 11
                                    

                                                                                    FİNAL...

3 Yıl Sonra...

DÜNYA MARAL...

"Hayır hayır olmadı sanki." Bakışlarım aynadaki yansımamda ve arkamda duran Özgür'deydi. "Güzelim, çok güzel oldun diyorum niye inanmıyorsun?" Gülümsedim ve saçımı kulağımın arkasına atıp "Valla mı?" diye sordum. 

Gülerek cevapladı o da. "Valla." Arkamı dönüp yanağına bir öpücük kondurdum ve yine konuştum. Çünkü benim ağzımın durduğu nerede görülmüş. "Beklettik mi onları sanki?" 

Özgür gözlerini devirip geriye çekildi ve odamızdan çıktı. Kendimi aynaya tekrar bakarken bulduğumda silkelenip ben de odadan çıktım. 

Özgür piknik sepetinden bir şeyler tırtıklamış olmalı ki ağzı doluydu. "Hih! Özgür bitirdin o sarmaları ya!" diyerek sepeti elinden aldım. Ağzındaki lokmayı bitirdi.

"Ama benim karım sarmayı çok güzel yapıyor, oraya gitmezsek bir an önce bitirebilirim hepsini." 

Gözlerimi kırpıştırıp ona baktığımda o da sevimli sevimli suratıma bakıyordu. "Tamam bir an önce gidelim de orada yersin." dedim gülerek. Yaklaşıp yanağımdan öptü ve belimden itekleyerek evden çıkardı. 

Evlendiğimiz çokta olmamıştı. Üç aydır falan evliydik sanırım ama sanki birkaç yıldır evliymiş gibi davranıyorduk birbirimize. Onu o kadar çok seviyordum ki...

Arabaya bindik ve piknik alanının olduğu yere birkaç dakika sonra ulaşmış olduk. Arabadan indim ve arka koltuktan piknik sepetini de aldım. Özgür arabayı kilitleyip yanıma geldi ve beraber biraz yürüdük. 

"Gelmişlerdir herhalde arayayım mı Masal'ı? " diye sordum. Yürümeye devam ederken başını kaldırıp bir yöne baktı. "Oradalar." Ben de baktığı yöne baktığımda kucağında Beril ile el sallayan Masal'ı gördüm. Özgür elimi tuttu ve beraber yanlarına gittik. 

Elif ve Akgün hamakta yatarken Masal ve Gece de kızları Beril ile ilgilenip masayı da kurmuşlardı. Elimdeki sepeti masaya koydum. Arkamı döndüğümde karşılaştığım manzara o kadar güzeldi ki. Özgür ve kucağındaki minik Beril. Tepeye kaldırıp indiriyordu Beril'i ve onun da hoşuna gidiyordu bu yaptığı. 

Masal da bakışlarımı fark edip yanıma geldi. Arkadaşıma doya doya sarıldım. "Bir aydır görüşemiyoruz." dedim gözlerim dolu doluyken. 

Kaşlarını çattı. "Ya ağlama duygusal kankim benim." diyerek tekrar sarıldı. "Aaaa bir rahat ver de ben de sarılayım." diyen Elif ile gülerek ona da sarıldım. "Ne kadar özlemişim sizi!" dedim heyecanla. 

"Çiçeği burnunda yeni gelinimiz. Kız resmen ben seni hepimizden önce evlenir sanıyordum en son sen evlendin ya!" 

Gülerek Özgür'e baktım bu sözüyle. Kendisi çok evlenme teklifi etmişti. Ama ben pek ciddiye almamıştım. Evlilik teklifleri de hoşuma gitmezdi zaten ama o yine de yapmıştı. Ben mutlu olayım istemişti hep. Ben de onun mutlu olmasını istiyordum. Birbirimizi hep mutlu ediyorduk. 

 Akgün ve Gece de yaklaşıp sarıldı. Özgür ile de herkes sarıldıktan sonra artık yeme kısmına geçebilirdik. 

Sarma, börek, poğaça, kurabiye ve kek yapıştım. Masal ve Elif de tabak çatal falan getirmişlerdi. Ayıptır söylemesi hala yemek yapabildikleri söylenemezdi. 

Bu arada Şanslı da Elif ve Akgün ile beraber kalıyordu. O da ne kadar büyümüştü bir görseniz. 

"Kız sen yine döktürmüşsün." diyen Gece'ye "Afiyet olsun." diyerek tabaklara koydum yiyeceklerden. "Bu iki arkadaşa da öğretsen de biz de evde güzel bir ev yemeği yesek." diyen Akgün'e cevap hemen gelmişti Elif'ten. "Çok biliyorsan sen öğren bey efendi. Mis gibi de yemek yapıyorum ben sana!" 

Gecenin ParıltısıWhere stories live. Discover now