Benim Hastam

Bir Gaita Meselesi -2-

Ne kadar destek verirseniz bölümler daha hızlı gelir❤

Bir Gaita Meselesi-2-

"Senyoritaa... La la la la!"

Popomu da hafiften salladım. Şu an ilaç dolabını düzenliyordum. Bir yandan iki kelimesini telaffuz edebildiğim, yabancı şarkımı söylüyordum. Terapi gibiydi. Kutulardan çıkar, düzgünce düz...

"Zulalalala... Zulalala.."

"Açelya bugün pek bir keyiflisin." Diyerekten servisin sorumlu hemşiresi Fatoş abla geldi.

Hiç değişen bir şey yoktu aslında, ben kendi kendime eğlenmeyi seviyordum. Kendimle takılırken hiç canım sıkılmıyordu. Sağ olsun kafa kızdım. Şimdi belime iki tane vururdum ama görenler deli sanabilir diye eve sakladım.

"Sana beter bir iş vereyim de keyfin bozulsun hehehe."

İşte hayatımdaki insan türleri... Nasıl komiksin(!) Şarkım ağzımda yarım kalırken; yine neyi beceremediniz de tıbbi atık kutusu yanında daha değerli olan stajyerinize yaptırmaya karar verdiniz, demedim.

"Ne kadar iyisin Fatoş abla." Dedim, beş karış bir suratla.

"Açelyam, kızım şu en başa bir hasta geldi geceden, ne biz onu anlıyoruz ne o bizi anlıyor. İdrar tahlili lazım hemşireler alamadı. Sen yaparsın, git de becer şu işi. Saim Bey ile bir hasta için daha papaz olmayalım."

Uzunca dil döktü. Yok desem kurtulacaktım sanki.

"Nerde idrar kabı?" Dedim bıkmış, keyifsiz bir sesle. Verin şunu gideyim geleyim bitsin artık şu hastane..

Bir günde Açelya git hava al, biraz dışarıda otur demezlerdi. Açelya idrar, Açelya gaita (büyük abdest mi desem, bok mu desem, kaka mı desem ama hepsini dedim...), Açelya canını ver bile derlerdi yakında.

Elime tutuşturulan sarı kapaklı idrar kabı ile hasta odasının kapısını çaldım. İki vuruştan sonra içeriye girerken altmış yaş üstü, suratı asık, refakatçisi olmayan amcayı gördüm.

"Ben yopamorum!" Diye bağırdı anında. Suratımda hemen bir gülüş oluştu; bu amca, bizim oranın topraklarındandı! Kele bilmez miyim bu şiveyi.

"Dosyaya bakmaya geldim amcacığım, bakıp gideceğim."

"Beye dohtor çığır!"

"Amcam sen nerelisin de bana?"

içimde hemen heyecan oluvermişti. Eğer bizim oralıysa olmuştu bu olay. Büyük bir analiz içinde süzdüm adamı. Büyük bir göbek, kalın kaşlar, esmer bir ten...

"Kilisliyik.." 

"Yaa, emim bende Entepliyim. Dışarıdaki hemşireleri;  benim hemşerim çişini yapmadı mı diyeyim?" elimi göğsüme koydum büyük bir hayal kırıklığı ile "Vallahi yöreğimi kıron." 

Üstündeki örtüyü bir hamlede attı. Yoğ moğ diye mırıldandı. Bazı kelimeleri anlıyor, bazılarını anlamıyorsam da elimdeki kapı büyük bir sevinçle uzattım. İşi bitince beni "çığırmasını." söyledim. Hemşerimi hasta tuvaletine uğurladım. Kendim ise seke seke çıktım odadan. 

Açi kızım, bu servis sen olmasan ne yapar...

Tam yerime oturacağım sırada ayaklı tansiyon aletinin fişi boş yere takılı olduğunu gördüm. Söylene söylene fişi çekmeye gittim. 

"Özel hastane diye de böyle yapılmaz, günah günah! Televizyon bas bas bağırıyor, enerji kaynaklarımız tükeniyor! Hiç de umurlarında mı..."