Saçlarımın Derdi Düşürdü Derde -10-

3.1K 209 42
                                    

Biliyorum, çok güzel bölüm isimleri buluyorum. Teşekkürler teşekkürler...

Saçlarımın Derdi Düşürdü Derde -10-

Parmak uçlarımla hastane koltuğundan kalktım. Karancık mışıl mışıl uyuyordu. Bu gün pazardı. Kutsal pazarlar tatildi. Ne olursa olsundu. Yastığı da bacaklarının arasına almış, sarmalamış da sarmalamıştı. Hayali sevgilisini özlüyordu belki de. İlerideki eşine Allah yardım etsindi, böyle bir varlık asla çekilmezdi! Görücü usulü yapıp hemen alıp kaçmalıydılar kızı. Zaten ikinci günü de çenesinden terk edilirdi. 

Sessiz gül davar, adamı uyandıracaksın. 

Gülmemi kestim. 

Üstümdeki pijamayı hemşire odasında değiştirirdim artık. 

Kapının kulpuna hafifçe asıldım. Gözlerimi anlık dikkatle sıkıca kapattım. Alt dudağımı dişlerimin arasına aldım. Açıldı ulan! 

"Doktor hanım," gözlerim karşıya kitlendi. "Kaçmaya mı niyetlendiniz?" 

Başımı ona doğru çevirdim. Heyecanla yutkundum. Domdom kurşunu deyesice hemen neye uyanmıştı. Hele kargalar bokunu yeseydi. Sabahın beşiydi beşi. 

"Yo, ne kaçması... Ben eksik bir şey vardı onu alacaktım. Siz neden uyandınız?" 

"Uykum hafif," uykulu uykulu konuştu. Onu anladık salak herif. Sırtını yatağın demirine yasladı. Gözlerini ovuşturdu. Yeni uyanmış bebek gibi duruyordu. Gözlerinin mavisi turkuaza çalıyordu. Benimde en sevdiğim renkti. Aman ne diyorsun be! Uyanma uyanma! Dön götünü yat. 

Uykulu gözleri bir şahin gibi açıldı. Beni baştan aşağı süzdü. Kapının diğer tarafına ağır ağır geçtim. 

"Arkana sakladığın çanta mı senin?"

"Çanta mı? Ne çantası?" kapının kulpunu tutum ağır ağır çekiyordum. "Arkamda çanta olduğunu da nerden çıkardınız? Belki çanta, belki poşet. Belki bim, belki a101 poşeti. Belki dolu, belki boş." kapının kapanmasına santimler kala kaşlarını çatarak üstündeki örtüyü attı. 

"Açelya!"

"Hem bu gün pazar! Pazartesi görüşürüz Karan!" 

Kapıyı hemencik kapattım. İnşallah arkamdan koşmazdı ama koşardı. Kaça kaça asansörlere gittim. Arkamdan bir öküz bağırıyordu. Bütün hastaları uyandırdı. Biri de çıkıp uyarsındı. Belki beni kovalamayı bırakırdı. Asansör kabinine kendimi attım ki; onu gördüm. Pimpirikli herif at gibi koşuyordu. Ulan hani hastaydın? Nazlı bebek hallerin nereye gitti? Beni tutar korkusuyla sırtımı kabini duvarına yasladım. Asansör git, nolur git! Kapıları yavaşça kapanmaya başladı. Bir el içeri uzandı. Hızını alamadı, üstüme geldi. Ellerimle yüzümü örttüm. Kafamın vücuduna çarpmasını araya koyduğum ellerim önledi. Parmaklarım göğüs kafesine çarptı. Asansörün hareket ettiğini hissettim. Kollarını iki yanıma dayamıştı. Fresh bir kokusu vardı. Hafifti ama güzeldi. 

Şimdi konumuz bu mu Açi?!

Konumuz nedir sayın her şeye muhalefet içses? 

Konumuz; şu an birbirinizin özel alanında olmanız. 

nE. 

"Çekil, git öte." parmaklarımla ufak ufak ittim. "Yaralıydın sen hani?"

Yakalanmanın öfkesiyle ona doğru baktım. Geriye doğru çekildi. Koşmaktan kızarmıştı. E açık tenli olmak böyle bir şeydi Açicim, sen bilmezsin. 

Benim HastamOnde histórias criam vida. Descubra agora