Sen Kısırı Savundun -3-

4.1K 285 51
                                    

Sen Kısırı Savundun -3-

Bugün hastanede nöbetçiydim. Normalde kalmamam gerekiyordu fakat nöbete kalması gereken hemşirenin işi olduğu için benden rica etti. Ee tabi nöbet parasını alacaktım. Ne demiş atalarımız parayı veren düdüğü çalar beni de nöbete koyar!

Pansuman arabasını iterek servisi dolanmaya başladım. Kapıyı çaldıktan sonra canım hastam Fatma ablanın odasına girdim.

"Gel kızım gel." Yattığı yerden doğruldu. 

Fatma ablanın kızı koltukta kıvrılmış yatıyordu. Annesine çok bakmıştı. Keşke her evlat onun gibi olsaydı. 

"Fatma abla pansumanı değiştirmeye geldim."

Uzanıp üstünün düğmelerini açtı.

" Sen akşamları olmazdın kızım hayırdır?"

"Gülten hemşirenin yerine ben kaldım bugün."

"Yarın yoksun o zaman.." dedi yüzü düşerken. 

"Evet sabah 8 de çıkarım. Bir şey mi oldu Fatma abla?"

Elini elimin üstüne koydu: "Yarın taburcuyum ya kızım, giderken seni de görseydim keşke."

Başımdan aşağı kaynar sular dökülmüş gibi baktım. Tamam buradaki hastalar iyileştirip gidiyordu, sevinmem gerekti ama alışınca onları bırakmak istemiyordum.

"Benim haberim yoktu."

"Kız niye gözlerini dolduruyorsun! Ben sana yine kısır yapıp gönderttiririm!" Bir yandan flaster keserken bir yandan ona baktım. "Sende beni iyice pis boğaz yaptın Fatma abla." dedim alıngan bir şekilde.

"Yok güzel kızım, sen seviyorsun diye dedim. Beni ziyarete gelirsin olmaz mı?"

Fatma ablanın numarasını telefonuma kaydedip odadan çıktım. 321'in önüne geldiğimde kapının önündeki koca gövdeli adamlar bana baktı. "Yorulmadınız mı? Bari şu koltuklara oturun." diyerek laf attım. İstiflerini bozmadan kapıyı açtılar. Ne değişik adamlar.  İyilik de yaramıyor... Burnumu çekip içeri girdim. 

Tabi ki de hala Fatma ablanın gidişine ağlamıyordum. 

Yine o sert görünümüne bürünmüş hastama baktım. İttirdiğim pansuman arabasını görünce yattığı yerden doğruldu ve tişörtünü sıyırdı.

Hepsi senin mi?

Açi kendine gel kızım.

Kalbinin altında kalan pansumanı çıkarıp dikiş atılmış yaraya baktım. Sonra onun biraz altındaki pansumanı çıkardım. 3 yerden kurşun yemişti. Gözlerimi kırpıştırınca gözümden bir damla yaş üstüne düştü.

"Doktor hanım," dedi sert bir şekilde, " Yaram enfeksiyon kapacak." yüzüme dik dik baktığını hissediyordum. Zaten konuşmasa olmazdı! Ben mutluluktan ağlıyordum sanki. Tabi Fatma ablanın yaptığı kısırdan habersiz. Bilse o da benim gibi salya sümük ağlardı. 

Kolumla gözümün yaşını silip ters ters baktım. "Kapmaz yaraya gelmedi." şuan onla bile uğraşmak istemiyordum.

"Başka hemşire yok mu? Size güvenmiyorum."

Gerçekten bu adam bana cinnet geçirecekti. Yarasının üstünde tepinmek istiyordum. Parmaklarını mavi gözlerine sokup çıkarmak istiyordum. Saçlarını cımbızla çekmek istiyordum. Kafasını ısırıp beynini görene kadar durmak istemiyordum.

"Yok nöbetçi benim," bütün düşüncelerini kenara atarak sakin olmaya çalıştım. Memnun olmamış bir ifadeyle baktı.

"Neyse," dedi lütfeder gibi "Ağlamayı bırakın burada bir gün bile fazla kalmak istemiyorum."

Benim HastamWhere stories live. Discover now