25

12.3K 1K 960
                                    

Merhaba okurkuşlarımmmmmm. Bu bölümü bir ithaf ile açmak istedim de🙈 Akif ile Suhandan'ın, hikayesinin en başından beri yanımda olan ve her bölüme yüzlerce yorumdan fazlasını yapan ablama en içten sevgilerimi yollayıp, Yönüm Sana'nın gelmiş geçmiş en minnoş bölümü olan bu bölümü kendisine ithaf ediyorum. Keyifle okuman dileğiyle ablam💚 xasuman


💚💚💚💚💚💚

Akif, sabahın erken saatlerinde huzursuz bir şekilde uykunun kollarından sıyrılırken, yanında oldukça rahat bir şekilde uyuyan kadınına döndü. Dün gecenin etkisini uykusundan feraget ederek unutmamasına sevinirken, kollarını biraz daha sıkılaştırdı. Suhandan, onun bu hareketi ile bilinçsiz bir şekilde daha çok kucağına sığınırken, Akif genç kadının saçların minik bir buse kondurdu.

Akif, hala sevdiği kadına bir şey olacak korkusuyla rahat bir uyku çekemezken biran önce eve dönmeyi planlıyordu. Eve dönüp Suhandan'ı, en güvendiği insanlara yani ailesine emanet ederek görülecek olan hesabını kapatmaya  gidecekti. Bu iş en geç yarına kadar hallolmuş olacaktı.

Akif, kendi planları arasında kaybolurken kucağında uyuyan kadının kıpraşmalarını hissedemedi, hatta uyandığını bile fark etmedi. Suhandan, gözleri üzerinde olan lakin kendisi göremeyecek kadar derin düşüncelere dalmış adamın yüzünü endişeli bir şekilde izlerken aklından nelerin geçtiğini bilmek istedi.

Neydi onu böylesine kedere sürükleyen, kendisini göremeyecek kadar kahreden?

"Günaydın, daha iyi misin la mia luce!"

Suhandan, ellerini Akif'in göğsünden çekerek uzandığı yerden kalkarken sadece kafasını salladı. Akif, onun bu tavrından hoşlanmadığını açık ve net bir şekilde belli ederken, tıpkı kendisi gibi uzandığı yerden kalkarak yatakta oturdu.

"Kahvaltıdan sonra eve geçiyoruz. Hazırlan istersen!"

Akif, başka bir şey söylemeden yataktan kalkıp üzerine bir şeyler giyinirken Suhandan, gözünün önüne gelen saçlarını çekiştirerek arkasından seslendi.

"Bana, dün neler olduğu konusunda bir açıklama yapmayacak mısın?"

Suhandan, tişörtünü başından geçiren adamın saniyelikte olsa duraksamasını görmezden gelirken yerinde biraz daha doğrudu. Akif, gerilen kaslarını yumuşatmaya çalışarak arkasını döndü. Yatağında tüm duruluğu ile oturan kadını süzerken, böyle bir güzelliği ömrünün sonuna kadar izleyebileceğini düşündü.

"Sen beni duyuyor musun?"

"Kahvaltı da ne yemek istersin?"

"Sorum bu değildi Akif?"

Suhandan, kendisine cevap vermeden odayı terk eden adamın arkasından bir hışımla yataktan kalkarken, üzerinde ki pijamalara baktı. Gece uyumadan önce giyecek bir şeyler bulamadığı için buradaki dolaplardan bulduğu erkek pijamalarını giyen Suhandan'ın tek temennisi giydiklerinin Akif'in olması ve henüz hiç kullanılmamış olmasıydı.

Odadan çıkmadan önce saçını toplamak isteyen Suhandan, tokasını bulamadığı için öylece dışarıya çıktı. Evin içinde Akif'i ararken duyduğu seslerle mutfağı bulmuş ve hışımla içeriye girmişti. Akif, tezgahın önünde bir şeyler ile uğraşırken kapı eşiğinde duran Suhandan, sinirle soludu.

"Ne yapıyorsun sen?"

Akif, elinde ki beyaz çaydanlık ile arkasını dönerken sanki hiçbir şey olmamış gibi gülerek "Çay suyu koyuyorum, la mia luce!" diyerek yeniden işine döndü. Suhandan, onun arkasından tuhaf tuhaf bakmayı sürdürürken, içeriye doğru bir adım atarak gerçekten de çay suyu koyan adamın dibine girdi ve yanında duran paketi gösterdi.

YÖNÜM SANAWhere stories live. Discover now