27 P/1

9.3K 1K 221
                                    

Tüm İslam aleminin Ramazan-ı şerifi hayrolsun okurkuşlarım. Finale adım adım gittiğimizin yeniden altını çizerek 30. bölümde veda edeceğimizi sizlere yeniden hatırlatmak isterim. Keyifli okumalar 😊

💚💚💚💚💚

Suhandan. dip dibe geldiği adamın yüzünü avuçlarının arasına alırken bir elini onun yumruk yapmaktan kızarttığı avuçlarına götürüp ellerini sardı ve "Benim geçmişim ile yüzleşmeye hazır mısın" diyerek, Akif'e karşı ilk adımını attı.

💚💚💚💚💚

Akif, derin bir nefes alarak karısının ellerini avuçlarının içine alırken omuzlarına koca bir ağırlık çöktü. Hep Suhandan'ın, kendisine geçmişe dair bir şeyler anlatmasını beklemişti ama böylesine bir yükün altına kendi vicdanı ile gireceğini ise hiç hesap edememişti.

İnsan sevdiğinin acısına nasıl katlanabilirdi ki? Karısının vücudu teslimiyetini kendi ellerine verirken ağır adımlarla kalacakları odaya girdiler ve Akif, Suhandan ile birlikte odanın ortasında ki yumuşak yatağa karşılıklı gelecek bir şekilde oturdu.

Suhandan'ın sırtı yatak başlığına değerken ayaklarını kendisine doğru çekerek bağdaş kurdu. Elleri yatağın soğuk çarşafları arasında birbirlerini kucaklarken, Akif tek ayağını altına alarak kendisinin ellerini soğuk çarşafdan ayırarak sıcak avuçları arasına aldı.

Suhandan, kocasının varlığını her zerresine kadar hissederken kendisine destek olduğunu bilmek az da olsa yüreğinde ki yükleri hafifletmisti. Onun varlığı ve desteği omuzlarında ki yükün ağırlığını bi nebze de olsa indirmişti, şimdi ise yüreğine yük olanlardan kurtulma vakti idi.

"Ben çocukken at binmeyi çok severdim Akif! Her yaz tatillerinde yaylaya gittiğimizde ilk işim ahıra gitmek olurdu. Her ne kadar annem ve babaannem bana engel olmaya çalışsa da bir fıtsatına bulur mutlaka evden kaçar ahıra giderdim, orada saatlerce atlarla birlikte kalırdım ama binmezdim, tek başıma binemezdim çünkü. Ne zaman üzerlerine çıkmayı denesem ya yere düşerdim ya da boyum yetişmezdi. Yine bir yaz tatili işte, ailecek köye gidiyoruz yaylaya çıkacağız. O gün annem hastalandı yaylaya çıkamadı, bende annemle kalmak isteyince diğerleri ile gidemedim. İşte o gün Yağmur ile tanıştım ben Akif, kardeşim ve sırdaşım olan ilk arkadaşım ile tanıştım."

Akif, karısının ağzından duyduğu isimle daha bir can kulağıyla onu dinlemeye koyulurken Suhandan uzun bir süre tek kelime etmedi, edemedi. Sanki o anâ geri dönmüştü. Yağmur ile tanıştıkları o ilk günü hatırlıyor gibiydi.

"La mia luce!"

Suhandan, daldığı hayal aleminden Akif'in, o efsunlu sesiyle ayrılırken derin bir nefes çekti. Akif, karısını korkuttuğunu düşünüp ona daha bir yaklaşırken avuçlarının içinde ki elinin üstüne bir öpücük kondurarak "Eğer zor geliyorsa anlatma sevgilim. Bunu şimdi yapmak zorunda değilsin" diyerek karısını sakinleştirmek istedi ama Suhandan bir kez başlamıştı ve devamını getirmeden durmayacaktı.

"Yağmur, babaanesini ziyarete köye gelmiş İstanbul'lu kızdı. Öyle güzel ve öyle iyi kalpli çocuktu ki Akif, onunla bir kez göz göze gelen insan asla ona zarar vermek istemezdi. Böyle sanki pamuklara sarılı şekilde büyümüş gibiydi, kırılmaya hazır bir çocuktu ve gözlerinde o pırıltılar herkesin onu koruması gerektiğini anlatır gibiydi. İşte o gün akşam yemeğine kadar Yağmur ile birlikte oynadık tabi ertesi günde ondan sonra ki, günlerce taki ayrılık vakti gelene dek. Geri döneceğimiz gün Yağmur'a veda etmek için evlerine gitmiştim ve ne olduysa orada oldu. Benim at sevgimi bilen ilk arkadaşım, bana son gün hediyesi olarak güzel bir supriz hazırlamıştı. Dedesinin atını almış ve kapının önünde beni bekliyordu. Yağmur çok iyi at binerdi ve beni de kendisiyle birlikte tüm gün gezdirmişti. Geri dönüş yolunda önce atı bırakmış ardından da birlikte bizim köydeki evin önüne gelmiştik, veda zamanıydı."

YÖNÜM SANAWhere stories live. Discover now