3. BÖLÜM / SAHAFÇI

1K 307 153
                                    

MAŞİTA'NIN AĞZINDAN

Saate bakmamla uzun süredir kahvaltı
masasıyla aşk yaşadığımı anlamıştım. Hızlanarak işlerimi halledip evden çıkmıştım sonunda. Telefona evden çıkana kadar bakamamıştım bir türlü . Baya geç kalmıştım. Telefonun ekranına bakmamla 10 cevapsız aramayı görünce

" Bu sefer bittin kızım Maşita . Elif beni nereye gömer acaba ? "Diye bir kaç teori kurmustum bile

Hemen geri arayıp fazla kızmasına müsade etmeden telefonu kapatmıştım. Neyden kaçıyordum acaba , birazdan canlı olarak yanına gidiyordum zaten . Adımlarımı hızlandırıp biraz sonra yanındaydım.

" Ooo , Maşita Hanım sonunda teşrif edebildiniz . Bu önceliğiniz neye borçluyum ." Diyip kollarını bir birine bağlayınca , sinirlenmiş olduğunu anlamıştım.
Hemen koluna girip yürümeye başlamıştık.

" İnan ki benim suçum yok , hep annemin suçu . O nasıl bir kahvaltı masasıydı. Görmen lazımdı. Bir çay demlemisti . Ohhh !"
Ben çaydan bahsederken kendimden geçişlerime gülen bir adet Elif ile güzel bir sohbete başlamış , Sevda da bir süre sonra aramıza katılmıştı.
Yarım saat sonra okula varmış , hocanın derse girmesini bekliyorduk.
" Mehmet Hoca nasıl bir ödev verecek bu sene çok merak ediyorum doğrusu ! " Diyip alaycı bir tavırla gözlerini belertince , istemsiz bir gülme tutmuştu beni. Kendime zar zor hakim olup önümdeki kağıdı karalamaya başlamıştım.
Biraz sonra Mehmet Hoca gelmiş her zamanki soğukluğu ve alaycı bakışlarını yanından ayırmadan bizleri süzüyordu.
Bu hareketleri artık diğer öğrencileri de bezmişe benziyordu. Herkezin suratında ki  aynı ifadeden anlamamak imkansızdı.
Dersinin ardından yine zor bir ödev vermiş olup yetmezmiş gibi birde çok kısa bir süre vermişti.
Hocanın dersen çıkmasıyla her ağızdan çıkan sitemli sözler ve kızgın cümleler bir birine karışmış ortama  gürültü bir his katmıştı havaya.
Elif ile bugün hocanın verdiği ödev için kaynak kitap bulmak için sahafçılara gitmeye karar kıldık. Sevda'nın biraz işi olduğundan bize katılmamıştı. Dersler bitmiş bizde sahafçılara doğru yol almıştık. Elif ile baş başa bir İstanbul turu atıyorduk.
Kola kola girmiş caddenin sağındaki ve solundaki dükkanlara bakınıp kitapevlerine giriyorduk. Bir saate yakın bakınmamıza rağmen kitabı bulamamış, kalabalığın vermiş olduğu gürültü ,  üstüne derslerin yorgunluğu ile iyice yorulmuştuk. Elif ile etrafımıza bakmayı bırakmış ödevi eğip büküyorduk.
Nasıl bir daldıysak ödeve omzumda hissettiğim ağrı ile yerimde sendeledim. Vücudumun arkaya doğru düştüğünü hissedince istemsizce gözlerimi sıkıca kapatmış , kaderimin vermiş olduğu sert bir zemine bu kadar insan içince düşüşümün vermis olacağı utanma duygusunu kalkınca hissetmeye erteleyip içimden beni düşüren şeye sövmeye başlamıştım.
Hissetmeyi umduğum sertlik yerine belimde hissettiğim el ile düşmediğimi anlamıştım.
"Maşita ! "

Bana seslenen Elif'in sesiyle , kahramanımın canım arkadaşım olduğunu anlamıştım. Ama burnuma gelen bu koku içime garip bir his bırakmıştı.
Elif parfüm sıkmazdı ki .
Gözlerimi yavaşça açmaya yeltemistim ki karşımda gördüğüm kişi ile bir kaç defa gözlerimi kırpmama neden oldu.
Kahvelerini bana dikmiş hiç kıpırdamadan beni izliyordu. Bir kaç saniye mi oldu bilemiyorum ama bakışını her zerremde hissedince içimi birer ürperti almıştı.
Gözlerimi ,kahvelerinden ayırıp başka bir yere çevirince sıkıca tuttuğu belimden , ayaklarıma kadar bir yanma hissetmiştim. Bu kadar yakın olmamız hiç iyi değildi. O kadar sıkmıştı ki belimi , debelenmeye başlamama rağmen ellerini gevşetmemis bilakis daha sıkmaya başlamıştı . Elif'in bırak sesini duyuyordum ama onun duyuyor olduğundan şüpheliydim. Bu yakınlık git gide canımı sıkmış , bana bu kadar derin bakması çok rahatsız etmişti.
Bir insan neden böyle bakardı ki.
İyice sinirlenmiştim. Yanaklarımda hissettiğim sıcaklık ile bir anda ellerini gevsetmisti. Bunu fırsat bilerek aramızdaki mesafeyi iyice açmıştım.
Üstümü kontrol edip sinirden deliye dönmüş bir adet Maşita ile karşımdaki şahısa bakmıştım. Bakmamı kısa kesip hemen aksi yönde gitmeye başlamıştım. Elif'in arkamdan seslenmesiyle yerimde durmuş , yanıma varmasını bekliyordum. Sinirlendirdikçe hızlı yürüyen bir millettik. Elif omzundaki çantamı farketmemle çantayı unuttuğumu anlamıştım.

RUH'U REVANIMWhere stories live. Discover now