27. BÖLÜM / KARIM

552 93 92
                                    

MAŞİTA'NIN AĞZINDAN

Az önce duyduğum şeyden emin olabilmek için kulağımı mutfağın duvarına dayamış içerde konuşulan şeyleri duymaya çalışıyordum. Halime Teyze , beni mi istemeye gelmişti yani. Bir de bugün. Yok artık. Gelmelerini bir yana bırakıp bugün gelmelerine kızıyordum artık. Birazdan Evlâd'ı mahlukat ve ailesi gelirlerdi. Bu durumu nasıl karşılarlardı hiç bilemiyorum . Kendimi onların yerine koysam bende yadırgardım açıkçası. İçinde oldukları durum pekde iyi birşey değildi sonuçta. Artık evlilikte ciddi bir adım atmıştık ve böyle bir ortamda bulunmak istemeyede bilirler.
İçerden duyduğum kadarıyla babama önceden söylemişlerdi ama o red etmiş . Babamın red etmesine rağmen eve kadar gelmeleri ve yanında oğluyla gelmesi babamı bir hayli öfkelendirmişe benziyordu. Babamı böyle kolay kolay sinirli haline denk gelmezdik. Sinirlendiği zaman ciddi bir sorun olduğunu anlardık.
Annem her zamanki gibi ortalığı toparlamaya çalıyordu. Birazdan gelecek misafirleri anlatıyordu. Ama Halime Teyze ısrar ile inanmak istemiyordu. Onların yoğun konuşmaları içerisinde kapı çalınmıştı.
Kapının çalışına ilk defa bu kadar çok gerilmiştim.
Ne diyecektim ki ben şimdi onlara . Kusura bakmayın. İçeride beni istemeye gelenler var. Sizde şöyle yanlarına geçin mi diyecektim. Aklıma gelenler ile de gerilmemiş bir kaç hücrem varsa da onlarda gerilmişti.
Stresli bir şekilde nefes alıp vermeye başlamıştım. Kapıya artık açmam gerektiğini hissediyordum . Yavaş adımlarla kapıya doğru yürümeye başladım. Attığım her adımda gerilim bir hat safaya çıkıyordu. Sesli bir şekilde besmele çekip kapıyı açtım. Görüş alanıma Fatma Teyze girmişti. Onları içeriye davet edip içimden bir an önce annemin gelmesi için dua ediyordum. İstemsizce de olsa konuşmama yansımıştı olanların stresi . Normalde de Evlâd'ı Mahlukat'ın bakışlarını üstümde hissederdim , ama bu sefer oda birşeyler olduğunu sezmiş gibiydi. Sorgulayıcı  ve keskin bakışlar attığını hissediyordum . Bunun için kafamı sadece Fatma Teyze'nin olduğu taraftan başka bir yana çevirmemeye özen gösteriyordum. Çok geçmeden annemde ve Yusuf'ta yanımıza gelmişti. Annemin de yüzü en az benim kadar gerilmişti. Yusuf'ta aynı şekildeydi. Tek fark biz tedirgindik. Yusuf ise öfkeliydi. Annem mahçup bir şekilde Fatma Teyze'leri odaya götürmüştü. Ben ve Evlâd'ı Mahlukat arkada kalmıştık. Elindeki papatyaları görüş anlamına sokmuştu. İlkin bir şaşırmıştım. Ama papatyalar bu kadar doğal ve güzelken karşı koymak imkansızdı. Ben Papatyalara odaklamışken bir sorun olup olmadığını sormuştu. Bende en iyisinin içeriye girince görmesini istedim. Bunun üzerine Papatyaları ve bir kutu çikolatayı kucağıma verip içeriye girmişti. Bende mutfağa geçip papatyaları su dolu bir vazoya yerleştirdim.
Uzun bir zamandır bu kadar adrenalin yaşadığımı sanmıyorum. Mutfakta kaç tur attığımı bilmeden bir uçtan diğer uca gidiyordum. Benim bu stresli bekleyişimin ne kadar sürdüğüne dair bir fikrim yoktu. Yusuf'un ve Evlâd'ı Mahlukatın sesini duymamla yerimde öylece donmuştum. Ne konuştuklarını duymuyordum. Çok geçmeden Yusuf odaya geri dönmüştü. Oda lavoboya girmişti. Ona haber vermem gerekiyordu. En azından ona göre hareket ederdi. Lavabonun kapısının biraz ilerisinde onu beklemeye başladım. Bir açıklama yapma gereğinde hissediyordum kendimi. Sırtımı duvara dayayıp sessiz ve gergin bir şekilde beklemeye başladım. Acaba ne diyecekti bu olanlara. Kendime sorduğum onca soruların arasında iken lavabonun kapısı açılmıştı. Yüzündeki o sinirli ifade ve kırmızı olmuş gözlerini görünce içime bir öküz oturmuştu sanki. Tahminimde sinirleneceğini ön görsem de birden karşımda sinirli bir adet Evlâd'ı Mahlukat görünce bende gerilmiştim.
Stresli bir şekilde nefes alıp olanları izah etmeye çalışmıştım. Ama ondan beklemediğim kadar sakin cevap vermişti. Tabi bana sakin cevap vermişti. Acaba içerideki iken aklında ne tür şiddet içerikli şeyler düşünmüştü misafirlere karşı.
Çok şükür ki onlarda fazla kalmadan kalkmışlardı. Evladı mahlukatta bizimkilerin yanına gitmişti. Bende tekrar mutfağa geçmiştim. Yusuf çok geçmeden mutfağa gelmiş , ikramlıkları içeriye götürmüştü. Yüzündeki ifade halen çok sinirli olduğunu gösterdiği için bende şimdilik birşey denemiştim. İçeride ne konuşulduğu hakkında hiç bir fikrim yoktu. Zaman akıp gittikçe bende tek başıma sıkılmaya başlamıştım mutfakta. Saat epey geç olmuştu. Yakınlaşan seslere bakılırsa kalkmışlardı. Saatlerdir oturmaktan uyuşan ben sandalyeden kalkıp üstümü düzeltip salona geçtim. Fatma Teyze'nin sıcacık tebbessümü ile karşılaşınca nedense bir rahatlamıştım. Olanlardan sonra ne tepki vereceğini merak ediyordum. Ama anlaşılan bu sorun çözülmüş gibiydi. Fatma Teyze ile vedalaştıktan sonra evden ayrılmışlardı. Bizde gergin bir şekilde odaya geçmiştik. Babamın yüzündeki o ifadeden anlaşıldığı üzere halende  gergindi. Diğer koltuğa geçip sessiz bir şekilde oturdum. Annem yanıma oturup bedenini bana doğru çevirdi .

RUH'U REVANIMحيث تعيش القصص. اكتشف الآن