8.BÖLÜM / KAZA

512 150 81
                                    

ASAF'IN AĞZINDAN

Dün akşamdan kalma bir yorgunlukla yatağımdan yavaşça kalktım. Elimden destek alarak kalktığım için sızlamasıyla dikkatimi elime çevirmiştim. Üstü morarmıştı. Diğer elimle üstünde gezdirerek , olanları bir kez daha gözlerimin önüne gelişlerini izledim. Babaannemin beni  evliliğe zorlamasını bir yana bıraktımda ,sağlığı ile tehtit etmesine anlam veremiyordum. Aslında ne kadar çok istediğini biliyordum ama sağlığını erteleyecek kadar olması beni çok sinirlendirmiş , o sinirle önüme gelen her şeyi kırmıştım. Fatma Sultan'ın o gürültüyü duyduğundan emindim  ama oda geri adım atmak istemediğini bir kez daha göstermişti bana.
Yatağımdan kalkıp banyoya geçtim , ılık bir duş alıp kahvaltı yapmadan evden çıktım. Fatma Sultan ile böyle olmaya alışık olmadığım için ister istemez sinirlerim iyice gevşemiş ve patlayacak yer arıyordum. Dışarıda yağmurun yağmasına bile kızıyordum. Yağmur sevmeyen bir adamdım.  Babaannemin varlığını pencereden hissetsemde bakmaya cesaret edemiyordum. Çünkü bakışıyla daha fazla perişan olurdum. Hızlı bir şekilde arabaya binip ofise doğru sürdüm. Bir sürü sonra yağmur hızını artırmıştı. Yol boyunca dün akşam yaşananlar aklıma gelmişti. Babaannemin hastalığının ne durumda olduğunu öğrenmem lazımdı . Doktoru arasam iyi olurdu. Ali Abi , sahip olduğum hastanenin Başhekimiydi. Ceplerimi  yoklamaya başlamıştım ama telefonu bulamıyordum . Zaten sinirlerim iyice gevşemişti, bir hışımla ceketimi kurcalarken telefonu yanlışlıkla cebimden düşürdüm. Yan koltuğa düşen telefonuna iyi bir küfür savurup telefonu almaya çalıştım, telefonu elime aldığımda önüme bakmamla arabanın hemen önünde duran birini görmemle frene bastım. O kadar ani bir fren yapmıştım ki , bende biraz öne savrulmuştum . Kafam direksiyona çarpmıştı. Kafamdaki ağrı ile yavaşça direksiyondan kaldırdım. Elimde ağrıyan yere biraz masaj yapmaya çalıştım. Fazla geçmeden ağrının yerini sinir almıştı. Bir hışımla arabadan inmiştim. Zaten patlayacak yer arıyordum doğrusu , güzel ve haklı bir bahanem olmuştu. Yağan yağmura aldırış etmeden arabadan inip önümde duran kişiye doğru gittim. Ama hevesim kursağımda kalmıştı , kaşımdakinin bir bayan olduğunu görünce sertçe tekerleklere vurmuştum. Yağmur yağdığından fazla anlaşılmıyordu yüzü. Biraz daha yaklaşıp yüzüne bakınca şok oldum. Bu nasıl olabilirdi , bu nasıl o kız olabilirdi ? Şuan bütün sinirimin yerini şaşkınlık almıştı. Öylece duruyordu karşımda , gözleri kapalı, şemsiyesi yere düşmüş ve sırılsıklam olmuştu. Bu donması geçenki tutuşumda da olmuştu. Cidden korkmuş olmalıydı.
Yağmur damlaları yüzüne çarpıp aşağı süzülüyorlardı. Kirpiklerin de , yanaklarında  ve dudaklarında damlacıklar vardı. Yağmur yüzüne çok yakışmıştı doğrusu. Onu bu halde izlemekten vazgeçmem lazımdı.

" Sen." Dedi sertçe.

Sesimi duyması ile irkilip gözlerini açtı. Onunda beni karşında görmeyi beklemediği , kocaman açılan kahvelerinden anlaşılıyordu. Bir süre sonra kahveleri normalleşmiş ama kaşları çatılmıştı.

" Sen ..." Bana bakmayı sürdürüp ;

" Beni takip mi ediyorsun ? " Kaşları çatık bir halde. Onu takip ettiğimi düşünmesi komiğime gitsede , bir yandan da haklı bir isyandı.

"Ben neden seni takip edeyim ki ." Dedim sinirle.

" Sürekli karşılaşmamız sence de normal birşey mi , sahafçı da , kafede sonra da burda ." Dedi sinirle.

Demekki kafede olduğumu biliyordu. O tartışma esnasında arkadaşı beni görmüştü.

" Eee , benim seni  takip ettiğimi de nerden çıkardın ? " Dedim.

" Baksanıza kafedeki sevgilinizin hıncını bana çarparak mı alacaktınız ? " Dedi .

Sevgilim mi , o nerden çıktı şimdi. Hem benim sevgilim de kimdi. Birden sevgilimin Ebru olduğunu düşünmesi ,ve arabayı bilerek ona doğru sürmemi ima etmiş olması iyice sinirlendirmişti beni.

RUH'U REVANIMWhere stories live. Discover now