16. BÖLÜM / ÇATIK KAŞLI

410 106 76
                                    

ASAF'IN AĞZINDAN

Fatih bombanın pimini çekip kucağıma bırakıp gitmişti. Ne demişti az önce , benim yanlış duyma ihtimalim var mıydı. Yani olmalıydı. Babaannemin onca vakittir ona karşı davranışlarında bir şeyler olduğunu sezmiştim . Ama bu hiç aklıma gelmemişti. Daha ne kadar oldu ki hayatıma gireli. Birden bu kadar merkezinde olmasına gerek var mıydı? Bir süre öylece kala kalmıştım yerimde. Babaannem bu aralar beni çok şaşırtıyordu. Ayakta dikildiğimi farkedince kendimi koltuklardan birine bırakmıştım. Ellerimi saçlarımın arasında gezdirip , bugün Kara kızın evinde ne konuştuğunu tahmin etmeye çalışıyordum. Ama bu denemem başarısız olmuştu. Ne konuştuğuna dair hiçbir fikrim yoktu çünkü. Ne konuşmuş olabilirlerdi ki . Fatih gereksizi yüzünden aramızda birşeyler olduğunu sanıyordu. İnsanın böyle bir dostu olduğu sürece , düşmana ne hacet vardı.
Halledeceğim diye diye daha çok içine giriyordum bu evlilik mevzusuna. Bir yandan bu kadar kafaya takmaya gerek bir konu olmadığını kendimi inandırmak istiyordum. Hem birşeyleri artık akışına bırakmam gerektiğini  hissediyordum. Çünkü olaylar benim istediğim gibi ilerlemiyordu neticede. Bir yandan kontrolden çıkan bu evlilik mevzusu , diğer yandan babaannemin sağlığını ortaya atması. Cidden artık birşeyler kontrolüm dışında hareket etmeye başlamıştı. Derince bir nefes alıp , yerimden kalkıp odama gittim. Kafamdaki onca soruya aldırış etmeden bugün ki ertelediğim işleri halletmeye başlamıştım. Becerebildiğim kadar uzak tutmaya çalışsam da , yarım yamalak bırakmak zorunda kalmıştım. Önümdeki dosyalara kısa bir bakış atıp , masadan kalkıp pencereye doğru gittim. Sonbahar tüm ihtişamıyla kendini sergilerken bende karmakarışık bir halde izliyordum olup biteni.
Hayatım işler yüzünden yoğun olurdu hep , ama uzun bir zamandan sonra bir tek bedenim değil , ruhumunda yorulduğunu hissediyordum. Bu halim hiç hoşuma gitmiyordu. Pencerenin önünden ayrılıp kendimi yatağa gelişigüzel bir şekilde bırakmıştım. Düşünmekten yorgun düşen beynimin biraz uykuya ihtiyacı var gibiydi.
Akşam 9 gibi uyanmış , aşağıya inmiştim.

Babaannem beni görünce yüzünde kocaman bir tebessüm oluşmuştu. Bu halini özlemiştim. Malum kaç gündür bana trip attığından gülümseyen yüzüne Hasret kalmıştım. Bende aynı şekilde karşılık verip , yanağından küçük bir buse koparıp, yanındaki koltuğa oturdum.

"Nasılsın bakalım Sultanım ?" Dedim.

" Hamdolsun oğlum iyiyim. " Dedi ve devam etti konuşmaya:

" Hem ben iyi olmiyayımda kim olsun. Rabbim izin verirse mürüvetini de görüceğim. " Dedi imayla.

" Hı hı , ne büyük mutluluk anlatamam ! " Dedim burun kıvırarak.

" Neyse bak ne diyeceğim oğlum ." Dedi kendini bana çevirerek.

" Çok düşündüm ve bu mevzuyu fazla uzatmaya gerek olmadığına karar verdim. Hem hayırlı işleri uzatmamak gerekmiş. " Dedi kendinden emin bir şekilde.

" Hangi mevzuyu anlayamadım Sultanım ? " Dedim meraklı bir şekilde.

" Hangi mevzuyu olacak oğlum , evliliğinden bahsediyorum. " Dedi.

Hadi ama Sultanım , yatıp kalkıp bu evlilik mevzusunu mu düşünüyorsun anlayamadım. Derince bir nefes alıp konuşmaya başladım.

" Sultanım biraz acele etmiyor musun , hem daha kızın bile haberi yok hiç birşeyden. Hem duysa onun hakkında böyle düşündüğünü senin hakkında ne düşünür acaba ? " Dedim . Ama inşaAllah ile yarardı.

" Oğlum acaba sen saf mısın , bu kızın hakkında ciddi düşünmeyende kendini gitsin nerden atsın. Kızın maşaAllah'ı var. Herkez kendine böyle gelin ister ." Kendinden emin bir şekilde konuşmuştu

RUH'U REVANIMWhere stories live. Discover now