23. Bölüm ''Çat kapı''

5.7K 362 168
                                    

''Kamil yeter, siktin beynimi.''

Kamil pis pis sırıtarak yüzüme bakmaya devam ettiğinde artık anasına babasına sövecek kıvama gelerek elimdeki patoloji kitabını kapattım ve koltuğun önündeki geniş orta sehpasının üzerine koydum. 700 küsür kitabı iki kez tekrar yapmam gerekirken ben daha bir kez bile bitirememiştim... Şubat TUS'unda anca avucumu yalayacaktım sanırım....

Bakışlarım kanepenin üzerinde uzanarak anatomi çalışan Aziz'i bulduğunda ofladım. Kamil iki saattir kerhaneye gidelim diyerek beynimi sikmişti ama Aziz'in kılı bile kıpırdamamıştı. Keşke Aziz kadar umursamaz bir puşt olsaydım diye düşündüm. Gerçi eskiden Aziz'den daha beter olan ben değil miydim? Evet öyleydim ve o zamanlar ne kadar da iyiydim ulan....

Yalıköy'e döneli 5 gün olmuş ve her gün aramalarla birlikte mesaj tacizine uğramıştım. Geldiğimizden beri Kamil'in karı istiyorum demelerinin yanında aramalar hiç bir şeydi. Kamil insanın sabrını sikip atacak biriydi ama gel gör ki Baran insanı daha beter yapıyordu.

Baran her gün aramıştı ve ben konuşmak istemiyordum. Kendi dememiş miydi dönünce konuşuruz diye, şimdi niye arayıp duruyordu anasını satayım? Bileğimdeki saat yine titremeye başlayınca sinirle sehpadaki telefonumu elime aldım. 'Ela Gözlüm Arıyor...' yazısına bir kaç saniye baktıktan sonra telefonu tümden kapatıp gri eşofmanımın cebine attım.

''Aziz kalk gidelim bu gerizekalı beni delirtmeden.'' Aziz beni umursamazken Kamil'e baktım. Benim konuşmamla birlikte hızlıca televizyon ünitesine attığı kazağı üstüne geçirdi. 5 gündür geniş salondaki soba sayesinde hepimiz salonun bir köşesine kıvrılıp yatıyorduk. Kamil ayısı için serdiğimiz yer yatağı hala olduğu yerde dururken kedi yavrusunu kaybetse bulamayacak haldeydi salon. Benim de büyük valizim kapının köşesinde öylece duruyordu.

Ayağımı uzatıp Aziz'in kıvırcık kafasını dürttüğümde sinirle kitabı sehpaya fırlattı. Orijinal kitaba içim acırken ters ters Aziz'e baktım. ''Şerefsizin evladı o 400 lira lan.'' Bana ters bir bakış attı. ''Amınıza koyayım sizin pezevenkler. Bir gün de düzgün çalıştırın lan puştlar!'' Diyerek sinirle ayağa kalktı ve aynı sinirle odadan çıktı.

''Götüme bak hele... 5 gündür günde rahat 8 saat çalışıyorsunuz şerefsizler. Evde sıkıntıdan kendi kendime konuşmaya başladım anasını satayım.'' diyerek sobaya astığı çoraplarını ayaklarına geçiren Kamil ayısına baktım. Sobaya çorap asışını görmezden gelecektim...

''Kamil sen çalışmaktan ne anlarsın amına koyayım.'' Kamil sırıtarak bana döndüğünde ''Haklısın hamsi kafa. Ben anlasam zaten 2 yıl lisede mi kalırdım?'' dedi ve aynı pişkinlikle gülmeye devam etti. Onu umursamayıp sekerek valizime gidip içinden gömlek çıkardım ve üstüme geçirdim. Eşofmanımı da çıkarttığımda Kamil'den bir öksürük geldi. Elimde pantolonla ona döndüğümde kaşları çatık bana bakıyordu. ''Ne?''

''Oğlum yavuklun var hala önümde soyunuyorsun.'' Yavuklun kısmını es geçerek sırıttım.

''Ee çok eşliliğe karşı değildin hani Kamil? Gavatlığın bana kadar mı sürdü?'' Elini 'bu işleri geç' dercesine sallayıp ''Senin pezevenk için diyorum oğlum. Bakışlarından gördüm. Tutulmuş bayağı.'' dediğinde rahatsız olup alçıya dikkat ederek pantolonumu giydim ve sırtımı ona döndüm. O sırada içeri üstüne giydiği ince krem kazağı ve siyah pantolonuyla kıvırcık puşt girdi.

''Aynı mekana mı gidiyoruz?'' Ben bilmem dercesine dudak büktüğümde Kamil, Aziz'e cevap verdi. ''Aynen. Alev'ciğim özlemiştir beni...'' Yüzünde tiksindiğim bir sırıtış oluşurken yüzümü buruşturup ''Sizden adam olmuyor gerçekten. Nerede tutsam elimde kalıyorsunuz.'' dedim. Salondan çıkıp Aziz'in odasına girdim ve dolabın yanındaki küçük komodinin çekmecesinden lazım olan şeyi alıp arka cebime sıkıştırdım. Kamil için her zaman burayı dolu tutuyorduk. Biz burada olmasak bile en azından onun korumanın tek yolu buydu. Kondomlarla dolu bir çekmece...

NEFES BİLE ALMADAN (GAY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin