25. Bölüm '' Denizde Balık, Turgut'ta Akıl''

5K 328 145
                                    

Elimde Eti'nin tartlarından ahududulu olan varken ayağımı arabadan biraz daha dışarı sarkıttım. Güya bir haftalık alçıydı ama ebeme kadar sürmüştü. Hoşnutsuzca elimdeki tartı ağzıma attım. Baran arabanın kapısına kolunu yaslamış sigara içiyordu. Üstünde benim ince krem rengi kazağım vardı ve aşırı seksi gelse de gözüme, daha bir bok halledemediğimizden düşüncelerimi  bir köşeye ittim. Önce mesele, sonra hallenme Turgut dedim içimden. Akıllı ol oğlum, salma kendini...

''Soner yüzme biliyor mu?'' Ağzımda tartla konuşmamdan dolayı Baran memnuniyetsiz bir bakış attı. ''Biliyor. Neden sordun?'' Pis pis sırıtıp kayalıklardan denize doğru yürüyen salaklar sürüsüne baktım. ''Kamil'e hiç güven olmaz.'' Ona döndüm. ''Anladın mı yiğidim?''  Göz kırptığımda bakışlarını Kamil'e dikti. Bende onunla birlikte Kamil avanağına döndüm. Kamil her şeyden habersiz salak civcivin arkasından kayalığa tırmanıyordu. Bilerek arkasından gittiğini anlayacak kadar Kamil'i tanıyordum. Gayet boktan planları varmış gibi duruyordu.

''Bu senin arkadaşın Soner'e bir şey yaparsa döverim bunu.'' Bana psikopat edasıyla sırıttığında aslında sebebin Soner olmadığını düşünmeye başladım. Yutkunup ''Amaaann napacaakkk cannııım.''diye geçiştirmeye çalıştım. Vallahi çok fena şeyler yapabilirdi ama şu an kimsenin bilmesine hiç ihtiyaç yoktu anam.  Ağzıma bir tane daha tart attım gergince, o sırada Baran kapıdan biraz çekilip sigara olmayan elini dudağıma getirdi ve bir şeyi sildi.

''Çocuk gibisin Turgut, gerçekten...'' Baran göz devirerek arkasını bana dönüp denizi izlemeye başladığında ağzını öykündüm. Götümün kenarı...

''Soner nasıl geldi seninle?'' Gözlerim salak civcivi takip ediyordu. İnşallah boğulmazdı... Gerçi canım kankim aziz götlük edip 'Gelmiyorum oğlimm.' diye evde dolanmasaydı şu an Soner'i gözetmek zorunda kalmazdım.

''Üç gündür babasıyla konuşuyordum. Yoksa ben açmadığın ikinci günü yola çıkardım.'' Baran'ın konuşmasıyla ona döndüm. Sigarayı yere atıp üstüne bastı ve sonra tesbihini siyah dar kotunun cebinden çıkardı. ''Abartma sende... Alt tarafı köyüme döndüm, ne bu havalar?'' Baran bana dönüp 'Ciddi misin?' der gibi baktı. ''Sana birazcık bile  güveniyorsam neyim Turgut. Uçkuruna sahip çıkabileceğini hiç sanmıyorum hele de.'' Kaşlarım alayla yukarı kalktı. Bir sikim bilmeyen biri varsa, o da bu andaval herifti.

''Sen orospularla takılmaya benden iyi bilirsin şekerim.'' dedim içim yanarken. Bak yine aklıma gelmişti işte, kurtuluş yoktu bu pezevenkten...

Bakışlarımı denize çevirdiğimde ''Onunla aramda sandığın gibi bir şey yok şu an.'' dedi üstüme doğru eğilerek. Ela gözlerine baktım. Samimi miydi?

''Tut ki öyle. Bu kadar gizlenecek ne var amına koyayım?''  Elimle kazağının kenarını kavrayıp onu kendime doğru çekerken sinirle kaşlarımı çattım. Burnu burnuma sürtünürken yutkundu. ''Onun yüzünden başıma pek hoş bir şey gelmedi.'' Elim gevşedi. ''Ama bence senin de bana anlatmadığın çok şey var.'' Okların bana dönmesiyle kafamı aşağı eğdim.

''Örneğin Aleks ve annenden başlayabiliriz.'' Kafamı kaldırıp sertçe ona baktım. ''Ben boynuzu yemişim burada, sen de diyorsun ki rahmetli annenden bahset. Oldu paşam. Başka emrin var mı? Bir de önünde domalayım ha?'' Sonlara doğru sinirle onu ittirdim. O da kaşlarını çattı. Ela gözler alev alevdi. Gün batımından dolayı yüzümüze turuncumsu güneş ışıkları düşerken sadece bazı şeylerden daha fazla kaçamayacağımın verdiği farkındalıkla kalbim sıkıştı.

''Boynuz felan deme sikicem artık seni Turgut.'' dedi dişlerinin arasından sinirle. Omuz silktim.  ''Hasbünallah ya...'' Elini saçlarına atıp arasında gezdirdi. ''Oğlum allah seni sabrımla sınmaka için mi yolladı lan!'' Yüzümü buruşturdum. Asıl, allah bunları bana bela diye yollamıştı.

NEFES BİLE ALMADAN (GAY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin