28 Bölüm ''At Gibi Giden...''

5.1K 312 129
                                    

Yatakta uzanmış tavanı izlerken ne yapacağımı düşünüyordum. Gidip konuşmaya çalışmalı mıydım? Yoksa sadece haline mi bırakmalıydım? Ooo piti piti yaparak karar versem benim için çok daha hayırlı olacağına emindim de işte olanlar beni artık 'Bığtım artığ bığtım' deme noktasına getirmişti.

Düştüğüm halden nefret ederken yüzümü buruşturdum. Hey gidi Turgut hey... Allah bir değil yüz bela yolluyordu oğlum sana...

Kapı yavaşça aralanırken Aziz kafasını kapının aralık yerinden uzattı. Ona kaşımı kaldırarak baktım. Yüzünde üzücü bir ifade vardı. ''Konuştunuz sanırım...'' dediğinde kafamı salladım usulca. ''Ne yapıyor içeride?'' dedim biraz doğrularak. Omuz silkip bedenini de içeri sokup kapıyı kapattı.

''Boş boş bakıyor çaya, napsın? Çok geç bahsettin.'' dedi yatağa otururken. Ben de oturma pozisyonuna geçtim. ''Olmaz diyordum bizden, olmaya zorlayınca ben de anca şimdi bahsettim napayım oğlum.'' Aziz bana 'hadi lan ordan' bakışı attığında sırıttım. İşimize ne gelirseydi anam... Ne gelirse...

''Korkak herif seni.'' diyerek beni itmeye çalıştığında elini büktüm. Ben sırıtmaya devam ederken ''Tamam bırak pezevenk...'' diye acıyla soludu. Gülmeye devam ederken elini itekledim. Bana kalkan eller havadayken kırılırdı uleyn...

Sırtımı yatak başlığına yaslarken elim uzamış sakallarımın üstünde dolaştı. ''Alia ne zaman geliyor?'' Aziz düşünüyormuş gibi durdu bir kaç saniye. ''Sanırım dört veya beş güne gelir. Sizde kalacakmış annem söyledi.'' Yüzümü buruşturdum. Aynur'cum her şeyi biliyordu iyiydi hoştu da benim çilem niye bitmiyordu amına koyayım?

''Hıı iyi.'' dedim yüzümü buruşturmamaya çalışarak. Alia iyiydi hoştu da gönlü bok gibiydi. ''Gelmiyor musun içeri?'' Aziz'e yok anlamında kafa salladım. ''Sen bilirsin biraz ders çalış bari. Üşürsen gece masadaki battaniyeyi kullan.'' diyerek masanın üstüne rastgele attığı battaniyeyi gösterdi. Odadan çıkarken geri uzandım ve iç çektim. Akşam yanıma gelir miydi bilmiyordum ama bir süre benimle doğru düzgün konuşmayacaktı ondan emindim.

Buradaki sorun neydi tam olarak peki?

Kafamı iki yana sallayıp düşüncelerimi dağıtmaya çalıştım.  Doğrulup ışığı kapattım ve geri yatağa yattım karanlıkta. Günlerdir hiç uyumuyormuş gibi hissediyordum. Gerçi pezevenk herifin hırkasıyla uyuduğum uyku hariç hepsi bok gibi ve kısaydı. Deli gibi uykum geliyordu ama uyuyamıyordum.

Üfleyerek doğrulup karanlıkta kondom dolu çekmeceyi açıp içinde sigara paketi aradım. Aradığımı bulduğumda içini açıp baktım ve her zamanki gibi paket içinde çakmak taşıma huyunun bitmediğini görmek sevindirdi.  Bir de çakmak almak için içeri gidemeycektim anam.

Cam kenarına geçip camı açtığımda soğuk yüzüme çarpsa da Van'ın yanında hiç bir şeydi gerçekten.

Sigarayı dudaklarımın arasına sıkıştırırken uzun dut ağacının yaprakları arasından görünen ay parıldıyordu. On üç yaşından beri sık sık geldiğim ev asıl evimden daha çok yuva olmuştu bana.

Çakmak sesi boş odada yankılandı ve bir kaç saniyeliğine ortalık aydınlandı. Sigaradan derin bir nefes çekerken ''Sıçtığım işlerinden bıktım yemin ederim.'' diye mırıldandım huysuzca.  Ben kaos adamı değildim amına koyayım. İş verecektin yapacaktım, hastanede sürünecek biriydim. Ne bu duygusal işler, kaoslar...

Sigarayı içerken kolumla gövdeme güç verip kendimi yukarı çektim ve pencere kenarına oturdum. Ayağımı camdan sarkıttığımda sigara dumanı dışarı yayıldı. Yüzümde it bir gülümseme olurken yavaşça kendimi camdan aşağı sarkıttım. Kolumla iyice kendimi dengeleyip sağlam ayağımla yere bastığımda kırık ayağımı da yere bastım. Evet şu an ayağımda çorapla dışarı çıkmıştım ama beton olduğu için sorun yoktu. Eğimli yerden yukarı doğru çıkarken sigarayı dudağıma götürdüm.

NEFES BİLE ALMADAN (GAY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin