29. Bölüm ''Turgut'la Sıradan Bir Akşam''

4.8K 317 66
                                    

''Soner beni sinirlendiriyorsun. Hadi oğlum akşama kadar pantolonunu indirmeni mi bekliycem?'' Soner bana korku dolu bakışlar atarken ellerimdeki eldivenle bir yere değmemek için ellerimi yukarıda tutuyordum. Önümde plastik cerrahi stajında pratik için aldığımız dikiş malzemeleri varken beklentiyle civcive bakmaya devam ettim. Minnacık kalmıştı, kafasını kıracaktım... Soner yavaşça pantolonunu çıkartırken elime penseti aldım.

Soner önümdeki kanepeye uzandığında yaradaki kızarıklığı görmemle kaşlarımı çattım. ''Antibiyotikleri kullandın değil mi?'' Sorarken aynı zamanda dikişlerden birini alıp yavaşça yukarıya doğru çektim. Elime bistüriyi alıp dikişlerden birini kestim. ''Kullandım ama bir iki gün atladım sanırım.'' Kafa salladım. Ciddi bir sorun yok gibi duruyordu. Gerizekalıydı ama iyi bakmıştı yarasına.

Tek tek hepsini hâllederken ondan fazla dikiş olması yüzünden sıkılmadan edemedim, gerçi bu yaranın nasıl olduğunu hiç sormamıştım da.

''Nasıl oldu bu?'' dedim bir tane daha dikişi keserken. ''Bu kavga ettik ya bir kere halı sahada.'' dedi duraklayarak. ''Ee'' dedim devam etmesi için. ''Oradaki göt silah çekti bana.'' Kaşlarım yukarı kalktı. ''Sen anlamzsın ama ağa çocuğu olmak bok gibi gerçekten.'' Duraklayıp yüzüne baktım. ''Neden polise gitmediniz?'' Gülümsedi sadece.

''O heriften nefret etsem de olay bizim aramızda olanlardan daha beter.'' Dudak büktüm. Daha fazla devam etmemesiyle de sessiz kaldım. Eh bir gün anlatası gelirse dinlerdim.

En sonunda yarayı gazlı beze sürdüğüm antiseptikle temizleyip geri çekildim. ''Korkulacak bir şey var mıymış mal herif seni...'' diyip ayağa kalktım ve eldiveni çıkarmaya başladım ellerimden.

Soner omuz silkti ve doğruldu yavaşça. ''Valla bu aralar bir deli bakıyorsun, diğerleri yokken beni doğrarsın diye korktum.'' diyip önümüzde yeşil cerrahinin bezin üstünde duran neşteri gösterdi. Göz devirip eldiveni cerrahinin üstüne attım. ''Giyin hadi pantolonunu, gelir diğerleri de birazdan.'' Eşyaları köşeye doğru çektim ve ona arkamı dönüp çaprazdaki krem kanepeye geçerken Farmakoloji kitabını açtım.

''Üç kişi markete niye gittilerse...'' diye mırıldanan civcivi takmadım hiç. ''Seni yiyecek değilim amına koyayım... Van'dayken gardaş buradayken psikopat olduk anasını satayım.'' Dediklerimle civciv sırıtarak omuz silkti ve düğmesini ilikledi. Kitaba geri yöneldim.

Baran'ın eczaneye gitme nedenini merak etsem de ağzımı açıp bir şey dememiştim. Aklıma gelen birkaç şey olsa da bilmemezlikten gelmek her zaman daha kolaydı. Aziz'in ise Kamil'le konuşmak için onu zorla sürüklediğine emindim. Bense... Bense gerçekten saldım götü modundaydım.

Dün akşamki itirafla aramızdaki buzlar erise de hala bal gibi ortada olan boktan sorunlarımız vardı. Sabahki yaşananlarla yüzümde bir gülümseme oldu. Hayatımın en güzel uyanmasıydı anasını satayım.

Ben mal mal kitaba bakarken kolumdan dürtüldüm. ''Turgut sen de bu Baran hayatına girince iyice mala bağladın he.'' Dürtenin Kamil olmasıyla şaşkınca baktım odaya. Bizimkiler gelmişti ama ben niye bir bok duymamıştım lan...

Kitabı yanıma koyup Baran'a baktım. Hafif kızarmış yüzü ve yüzündeki o tatlı ifadeyi görünce gülümsedim. Kollarımı açarak Baran'a bakmaya başladım. Sırıtarak bana doğru gelirken göz kırptım. Analar neler doğuruyordu...

Kollarımın arasına girerken ''Antidepresanların mı bitti?'' diye fısıldadım. Kollarımın arasındaki beden kasılırken burnumu boynuna gömdüm. Kokusuna bayılıyordum. ''Sorun değil. Anlatabilirsin her şeyi.'' diyip geri çekildim usulca. Baran da geri çekilirken duygu dolu gözlerle bana baktı. Kamil yüzünü buruşturup Soner'in yanına yöneldi, ayağıyla civcivi dürtüp yana zorla kaydırttığında sırıttım. Onları boşverip Baran'da tuttum gözlerimi. Usulca üstündeki benim ceketimi çıkarıp kanepeye attı. Maşalllahhh...

NEFES BİLE ALMADAN (GAY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin