31. Bölüm ''Olaylar ve Olaylar''

4.1K 291 69
                                    

Turgut'un ortadan kaybolduğu gece... Ordu/ Fatsa/ Yalıköy

"Ne demek ortada yok!?"  Sinirle elimi saçlarımın arasına atıp çekiştirdim. Bu herif beni çıldırtacaktı. Yok gerçekten delirecektim, çok az kalmıştı...

"Ne biliyim ben abi? Çocuk Alia'yla karşılaşınca bir kelime etmeden çıkıp gitmiş." Aziz'e ters ters bakıp çenemi sıktım sinirle. Siktiğimin olayını bilip de bilerek yaptıysa ağzına sıçmazsam neydim...

''Sen biliyor muydun?'' diyerek sinirle hırladım. Aziz kaşlarını çatarak bana baktı. ''Kardeşim dediğim adama yamuk yapacak biri miyim ben?'' Ona cevap vermeden sinirle elimi yüzümde gezdirdim. Nereye kaybolmuştu bu herif?

''Nereye gitmiştir?'' dedim doğrulup elimdeki tesbihi sıkı sıkı tutarken. Bana bunu niye yapıyorsun dedim içimden, neden Turgut...

''Bilmiyorum, ortadan kolay kolay kaybolmaz. En son isteme gününden sonra kaybolmuştu. Sonra bir şey olmamış gibi geliyor sırıtıp gülüyor. Sanki yaşananlar hiç yaşanmamış gibi.'' Aziz yorgun şekilde elini saçında gezidip kalktığım yere oturdu. Derin derin nefes alıp sakinleşmeye ve düşünmeye çalışırken araya Kamil girdi.

''İçiyordur şimdi.'' Soner ona dönüp kafasını yana eğdi. ''Bünyesi sağlam bayağı, içkiye koşan biri mi ki?'' Kamil ona bakmayıp bana bakmaya başladı dik dik. ''Eskiden alkolik denecek kadar içiyordu. Sorun varsa içkiye koşar.'' Kaşlarım çatılırken ilk öpüştüğümüz zaman geldi aklıma.

O gece ne kadar sinirli olduğumu hala hatırlıyordum. Onun buram buram içki kokarak eve girmesi daha da sinirlendirmişti ama şu anki ruh halimle o geceyi bile şu âna tercih ederdim. Tam da bir şeyleri yoluna koyarken Turgut neden yine gidiyordu? Neden?

Aziz sıkıntıyla ince siyah kazağının koluyla oynamaya başlayınca volta atmaya başladım. ''Kızı ara.'' Kamil net ve sert bir şekilde konuşunca ona döndüm. ''Asıl sorunumuzu ortaya mı koyuyorsun?'' Kamil dediklerimden sonra göz devirip bağdaş yaptığı ayaklarını çözüp gerindi. ''En azından hepimizden daha çok tanıyor onu.'' Bunları duymak içimde kıskançlık tohumlarını ekerken bir şey demeyip dişlerimi sıktım. Kamil'in yüzünde hoşlanmadığım bir sırıtış oluştu.

Nişanlanacağı kızla iş birliği yapacaktım yani...

Aziz bana gergin bir bakış atıp eşofmanın cebinden telefonunu geri çıkardı. Bir kaç saniye daha bana bakmasıyla gergince ''Sikerim böyle işi.'' diye mırıldanıp salondan çıkmak için kapıya yöneldim. Sigara içsem çok iyi olacaktı. Hafif esen rüzgar dış kapıdan çıkınca yüzüme çarptı.

''Baran sakinleş. Eminim iyidir.'' Soner yanıma gelip elini omzuma attığında sigarayı dudaklarımın arasına sıkıştırdım. ''Hadi len hewal, adam gördüğümüz en fena insan. Bir şey olmaz ona.'' Ona göz devirip çakmağımı çıkardım ve sigaramı yaktım. ''Ona bir şey olacağından korktuğumu mu sanıyorsun?'' diyip alayla sırıttım dudaklarımdaki sigarayla. Soner anlamaz bir ifadeyle baktığında sigaramdan derin bir nefes aldım.

''Ona bir şey olmayacağını çok iyi biliyorum Soner. Sorun her şeyi yoluna koyarken ortadan kaybolması, sorun şu ki ne zaman düzeldik yürüyoruz bu yolda dediğimde bir anda geri çekilmesi.'' Soner'in mavi gözleri karanlık ortamda simsiyah gözükürken anlayışla baktı ve kapı eşiğine çömelip oturdu. Yanına çökerken ''Seni sevdiğine kalıbımı basmakla kalmam, gider tüm köyü masaya yatırırım.'' diye sırıtarak konuştu. Buruk bir şekilde gülümsedim. Beni sevdiğini anlamak zordu ama içi gidiyordu, biliyordum.

''Ayrıca bazılarında hatalısın.'' Bana döndü. ''Yazıyor mu o puşt?'' Derin bir nefes alıp sigaradaki külü silkeledim. Bu konuları konuşmasak olmuyor muydu amına koyayım?

''Yazıyor anasını satayım...'' Soner sinirle önüne dönüp ''Bana da bir sigara versene.'' diye hırladı resmen. Turgut'un civciv benzetmesine benzemiyordu oysaki... Turgut neden bu mala civciv diyordu ki... İçimde hissettiğim kıskançlıkla çenemi sıktım. Şimdi sırası mıydı lan Baran...

''Neden postayı koymuyorsun?'' diye sinirle konuştuğunda paketi kucağına bıraktım ve kıskançlığımı bir kenara koyup dalgın şekilde önümüzdeki uzun koca dut ağacına baktım. ''Yılların hatırına.'' dedim sadece geçiştirmek için. Soner sigarayı dudaklarının arasına alıp kaşları çatılı bir kaç saniye durdu öylece.

''Bence Turgut'tan çok kendine sor bazı şeyleri.'' Sinirle boynumu kütlettim. ''Öyle bir şey yok dedim kaç kere Soner. Sıçtırtma ağzına.'' Siktiğim herifi anlamıyordu cidden... Yok diyordum anasını satayım, yok!

Soner peki dercesine kafasını eğdiğinde sigaramı dudaklarımın arasına alıp derince bir nefes çektim. Turgut gelsin ben yapacağımı biliyordum...

''Kaç güne gelir sence?'' Sorusuyla öylece durdum bir kaç saniye. "Çok süreceğini sanmam. 12 Aralığa çok bir şey kalmadı.'' dedim Soner çakmağı benden alırken. ''Annesinin ve babasının durumu ne acaba lan?" Soner'in kafasına bir tane geçirdim heycanlı sesiyle. ''Meraklı Melahat gibi dolanma ortada geçiririm bir tane bak.''

"Vurdun zaten..." Soner memnuniyetsiz bir bakış attığında Turgut'un bana bakışları geldi aklıma. Nasıl da içi gidiyordu bana bakarken... Adi bir şerefsizdi ama çok güzel bakıyordu lan... O yeşil gözleri bana parlayarak bakarken nasıl güzel olmazdı...

Elimdeki tesbihi sallarken gökyüzüne çevirdim yüzümü. Şimdiden özlemiştim lan bu adamı... Ben ne zaman birine karşı bu kadar derin duygular beslemiştim sahi? Faik'le olanlar bunun yanına bile yaklaşmıyordu anasını satayım.

Düşüncelerim karmaşık bir hal aldığında Alia denen kızı düşündüm. ''Kız çok mu seviyordur?'' Sesimdeki korku bana bile tuhaf gelirken Soner şaşkınca bana döndü. Bende ona 'ne?' dercesine baktım. ''Bu ses senden mi çıktı laaa??'' diye konuştuğunda ''Seninle dertleşende kabahat amına koyayım...'' diye mırıldanıp sigarayı onun ayaklarının dibine attım ve yerimden kalktım. ''İçeri mi ?'' diye sorduğunda cevap bile vermeyip elimdeki tespihi sallaya sallaya içeri girdim. İşimiz vardı daha anasını satayım.

''LAAANNN ÜSTÜME NİYE KAPATTINN !!!??? '' Ardımdan kapattığım kapıyla Soner'in bağırışı yüzümde şerefsiz bir gülüş oluşturdu. Ee bizim de ağır abiliğimizin bir sınırı vardı...


Arkadaşlar bir arkadaşımın babası vefat etti ondan dolayı yazmakta zorlandım. Üzgünüm. Bundan sonraki olayları Baran'dan anlatmayı düşünüyorum. Sonrası Turgut bir bilmece çünkü. Fikirlerinizi merak ediyorum. Baran'dan anlatayım mı? 

herkes kendine dikkat etsin lütfen. 

NEFES BİLE ALMADAN (GAY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin